Examples of using "Begrijpen" in a sentence and their turkish translations:
O anlayacak.
Anlıyoruz.
O anlayacak.
Onlar bizi anlar.
Biz nedenini anlarız.
Siz arkadaşlar beni anlıyor musunuz?
Onlar birbirlerini anlıyorlar.
Biz bunu anlarız.
Nedenini anlamak için
Onlar anlayacak.
Anlayacağım.
O anlaşılabilirdi.
Onu anlayabiliyorum.
Onu anlayabilirim.
Sebebini anlayabiliyorum.
Seni anlayabiliyorum.
Bunu hiç kimse anlamıyor.
O anlamak istiyordu.
Biz onu tamamen anlıyoruz.
Anlaşılması çok kolay.
Mühendisler zaten alüminyum, çelik ve plastiğin
Şunu anlamak zorundayız.
Ben onu anlayamıyorum.
Seni anlamaya çalışıyorum.
Keşke beni anlayabilsen.
Ben onu hemen hemen hiç anlayamadım.
Tom ve Mary birbirlerini anlıyor.
Ben bunu anlayamıyorum.
Anlaması zor.
Anlamaya başlıyorum.
Tom bunu anlamazdı.
Bütün problemi anlamak istiyordum.
Nedenini anlamak kolay:
Neler olduğunu anlamalarını sağlamalılar.
Onun fikirlerini anlamak zordur.
O, cümleyi anlayamadı.
Onun duygularını anlayamıyorum.
- Beni anlıyor musun?
- Beni anlıyor musunuz?
Çocuklar bile onu anlayabilir.
Ben anlamını anlayamıyorum.
Bir çocuk bile onu anlayabilir.
Ben bu cümleyi anlamıyorum.
Bunu bir bebek bile anlardı.
- Bu kitabın anlaşılması zordur.
- Bu kitabı anlamak zordur.
Onu anlıyoruz.
Sonunda tüm bunları anlayacaksınız.
Bu anlaması zor değildi.
Anlamak zordur.
Bu kelimeyi anlayamadım.
Onun ne söylediğini anlayabiliyorum.
Hepimiz bu durumu anladık değil mi ?
İnsanlar dünyanın değiştiğini anlamalılar.
Tom anlayacağını söyledi.
Bu kitabın anlaşılması çok zor.
Onun sorularını anlamak imkânsızdı.
Söylediklerini güçlükle anlayabiliyorum.
O, onun söylediği her şeyi anlayabilir.
O bütün hikayeyi anlayamadı.
Bir gün, Tom anlayacaktır.
Gayzeritin önemini anlayabilmeniz için
Bazen geleceği anlamak için okuruz.
Bazense geçmişi anlamak için.
Harflerin kelimeleri nasıl oluşturduğunu anlamanın tehlikesi,
Bilim sayesinde evreni oldukça iyi biçimde kavrayabiliyoruz.
fikrinizden vazgeçmeniz gereken bir an gelecek.
hatta üç kere bakmak zorunda kaldım.
Bu cümlenin anlamını anlamak zorundayım.
Ne olduğunu anlayamıyorum.
Refahın sonsuza dek sürmeyeceğini fark etmelisin.
Belki bir gün beni anlayacaksın.
Şaşırmak, merak etmek, anlamaya başlamaktır.
Tom'un ne söylediğini anlıyor gibi görünmüyordun.
Ve nasıl olduğunu anlamak, ne kadar tehlikeli olduğunu anlamak için önemli.
Beyni anlamak için, elbette, beyinleri araştırmalıyız
ne paylaştığımızı, neye inandığımızı ve ne hissettiğimizi anlamasını sağlarsak
Bir ergeni anlamaya hiç çalıştınız mı?
O yüzden anlatmak kolay değil... SENATO
öncelikle galaksimizin bu hale nasıl geldiğini anlamalıyız.
bilimle ilgili her şeyi anlamaya yönelik esrarengiz bir yeteneğim var,
İngilizce, anlamam için çok zor.
Söylediği gerekçeyi anlamak zor.
Bir insan başka bir insanı tümüyle anlamayabilir.
Hiç olmazsa Tom'un durumu anlayacağını düşündüm.
Geri gelmek istersen, anlarım.
Niçin orada yemek istemediğini anlayabiliyorum.
Latince anlıyor musun?
- Umarım ne demek istediğimi anlayacaksın.
- Ne demek istediğimi anlayacağını umarım.
Tom Mary'nin neden ondan hoşlanmadığını anlamak istiyordu.
Tom Mary'nin niçin o kadar kızdığını anlayamıyor.