Examples of using "Niks" in a sentence and their turkish translations:
Zeki değil. İlham verici değil.
Bir şey yok!
Çok şey yok.
Hiçbir şeyim yok.
Hayır, hiçbir şey yok.
Bir şey istemedim.
Hiçbir şey ücretsiz değil.
Çünkü o hiçbir şeydi
Bir şey duyamıyorum.
Erkek kardeşimin hiçbir şeyi yok.
Hiçbir şey düşünemiyorum.
Tom bir şey göremedi.
Hiçbir şey yapmadım.
Ben hiçbir şey göremiyorum.
Neden bir şey söylemiyorsun?
Tom hiçbir şey sormadı.
Hiçbir şey sormadım.
"Ne yapıyorsun?" "Hiçbir şey."
Patatesler hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
Tom bir şey hatırlamayacak.
Sana bir şey olmasına izin vermeyeceğiz.
Ben onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
- Tom başka bir şey söyleyemedi.
- Tom, söyleyecek başka söz bulamadı.
Sen sadece yanlış bir şey yapma.
Ona bir şey söylemedin mi?
Onun sizinle bir ilgisi yok.
Bugün hiçbir şey çevirmek istemiyorum.
Konuya Fransız kaldım.
Yapacak bir şeyin yok mu?
Henüz bir şey yapmadın mı?
Onun hakkında bir şey söyleyemem.
Gürültüden dolayı bir şey duyamıyorum.
Onunla ortak hiçbir şeyi yok.
Bugün henüz hiçbir şey yemedim.
Hiçbir şey olmadı.
Tom hakkında bir şey bilmek istemiyorum.
Oksijen olmadan hiçbir şey yakamazsınız.
Onlar bir şey bulmadılar.
Bu gerçekten seni ilgilendirmiyor.
Ben hiçbir şey öğrenmiyorum.
Yapacak daha iyi hiçbir şeyim yok.
Ceplerimde hiçbir şey yok.
Sami Kuran hakkında hiçbir şey bilmiyordu.
Tümüyle, söyleyecek hiçbir şeyim yok.
Belki neden harekete geçmek için zaman varken
Işığı aç. Hiçbir şey göremiyorum.
Ağzımı kapalı tutacağım.
Mary dikiş veya örgü hakkında hiçbir şey bilmaz.
Bir şey bilmiyorum.
Hiçbir şey yapmadım.
Bir şey söylemeyeceğim.
Yakından bakarsan hiçbir şey görmezsin.
Olay hakkında hiçbir şey hatırlamıyorum.
Gözlükleri olmadan hiçbir şey göremez.
Biraz meyve dışında hiçbir şey yemedi.
O sadece orada oturuyor, hiçbir şey söylemiyor.
Bu planda yanlış bir şey yok.
Yazacak bir şeyim yok.
Birazcık bile araştırılmış değil.
ve hala hiçbir şey,bunu bir düşünün.
Korkacak bir şey yok.
Biz pencereden dışarı baktık ama hiçbir şey görmedik.
Her durumda, bu seni ilgilendirmez.
Benim o olayla hiçbir ilgim yok.
Onun ne dediği umurumda değil.
Ben bir şey yapmadım.
Son üç günde hiçbir şey yemedim.
Tom'a sormayın. O hiçbir şey bilmiyor.
Tom'un onunla kesinlikle ilgisi yoktu.
Hakkında gururlanacağım hiçbir şeyim yok.
Ben kulaklık kullanıyorken bir şey duyamıyorum.
- Umurunda olmadığını biliyorum.
- Umursamadığını biliyorum.
Tom Mary hakkında daha fazla bir şey duymak istemiyor.
Tom hiçbir şey başarmayacak.
Sorun konuya uygun değil.
Bir şey göremiyorum.
Bir kez, Tom'un basitçe söyleyecek bir şeyi yoktu.
Tom yaşadığı evi sevmiyor.
"Biyolojik babam benim için bir hiç!" dedi.
- Bizim sorunlarımız onunkine kıyasla hiçbir şey.
- Onunki ile karşılaştırıldığında bizim sorunlarımız önemsiz.
- İğrençsin.
- Berbatsın.
Söyleyecek bir şeyi yoktu, bu yüzden gitti.
Tom bu konuda bir şey bilmiyor.
Maria bütün gün yemedi ya da içmedi.
- Daha bir şey görmedin ki.
- Henüz bir şey görmedin.
- Sen daha ne gördün ki?
Bocalıyorum,panikliyorum. Hiçbir şeyim yok.
Tom bütün gün odasında oturur ve bir şey yapmaz.
Hiç umursamıyorum.