Translation of "Niks" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Niks" in a sentence and their turkish translations:

Niks slims. Niks inspirerends.

Zeki değil. İlham verici değil.

Niks!

Bir şey yok!

Niks bijzonders.

Çok şey yok.

Ik heb niks.

Hiçbir şeyim yok.

O nee, niks.

Hayır, hiçbir şey yok.

Ik wilde niks.

Bir şey istemedim.

Niks is gratis.

Hiçbir şey ücretsiz değil.

Want het was niks

Çünkü o hiçbir şeydi

Ik kan niks horen.

Bir şey duyamıyorum.

Mijn broer heeft niks.

Erkek kardeşimin hiçbir şeyi yok.

Ik kan niks bedenken.

Hiçbir şey düşünemiyorum.

Tom kon niks zien.

Tom bir şey göremedi.

Ik heb niks gedaan.

Hiçbir şey yapmadım.

Ik zie helemaal niks.

Ben hiçbir şey göremiyorum.

Waarom zeg je niks?

Neden bir şey söylemiyorsun?

Tom heeft niks gevraagd.

Tom hiçbir şey sormadı.

Ik heb niks gevraagd.

Hiçbir şey sormadım.

- "Wat doe je?" "Niks."
- "Wat ben je aan het doen?" "Niks."

"Ne yapıyorsun?" "Hiçbir şey."

Ik weet niks over aardappels.

Patatesler hakkında hiçbir şey bilmiyorum.

Tom zal zich niks herinneren.

Tom bir şey hatırlamayacak.

Ik laat je niks gebeuren.

Sana bir şey olmasına izin vermeyeceğiz.

Ik weet niks van haar.

Ben onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum.

Tom kon niks anders zeggen.

- Tom başka bir şey söyleyemedi.
- Tom, söyleyecek başka söz bulamadı.

Jij doet gewoon niks verkeerd.

Sen sadece yanlış bir şey yapma.

Heb je hem niks gezegd?

Ona bir şey söylemedin mi?

Dat gaat je niks aan.

Onun sizinle bir ilgisi yok.

Ik wil vandaag niks vertalen.

Bugün hiçbir şey çevirmek istemiyorum.

Ik begrijp er niks van.

Konuya Fransız kaldım.

Heb je niks te doen?

Yapacak bir şeyin yok mu?

Heb jij nog niks gedaan?

Henüz bir şey yapmadın mı?

Ik kan daar niks over zeggen.

Onun hakkında bir şey söyleyemem.

Ik hoor niks door het lawaai.

Gürültüden dolayı bir şey duyamıyorum.

Ze heeft niks gemeen met hem.

Onunla ortak hiçbir şeyi yok.

Vandaag heb ik nog niks gegeten.

Bugün henüz hiçbir şey yemedim.

- Niets gebeurd.
- Er is niks gebeurd.

Hiçbir şey olmadı.

Ik wil niks weten over Tom.

Tom hakkında bir şey bilmek istemiyorum.

Je kan niks verbranden zonder zuurstof.

Oksijen olmadan hiçbir şey yakamazsınız.

- Ze vonden niks.
- Ze vonden niets.

Onlar bir şey bulmadılar.

Dat gaat je echt niks aan.

Bu gerçekten seni ilgilendirmiyor.

- Ik leer niets.
- Ik leer niks.

Ben hiçbir şey öğrenmiyorum.

Ik heb niks beters te doen.

Yapacak daha iyi hiçbir şeyim yok.

Ik heb niks in m'n zakken.

Ceplerimde hiçbir şey yok.

Sami wist niks van de Koran.

Sami Kuran hakkında hiçbir şey bilmiyordu.

Ik heb absoluut helemaal niks te zeggen.

Tümüyle, söyleyecek hiçbir şeyim yok.

Misschien vragen ze waarom jullie niks deden

Belki neden harekete geçmek için zaman varken

Doe het licht aan. Ik zie niks.

Işığı aç. Hiçbir şey göremiyorum.

- Ik zeg niks.
- Ik hou mijn mond.

Ağzımı kapalı tutacağım.

Maria weet niks van naaien of breien.

Mary dikiş veya örgü hakkında hiçbir şey bilmaz.

- Ik weet niets.
- Ik weet van niks.

Bir şey bilmiyorum.

- Ik deed niets.
- Ik heb niks gedaan.

Hiçbir şey yapmadım.

- Ik zeg niks.
- Ik zal niets zeggen.

Bir şey söylemeyeceğim.

Als je goed kijkt, zie je niks.

Yakından bakarsan hiçbir şey görmezsin.

Ik herinner me niks van het incident.

Olay hakkında hiçbir şey hatırlamıyorum.

Hij kan niks zien zonder zijn bril.

Gözlükleri olmadan hiçbir şey göremez.

Naast wat fruit heeft hij niks gegeten.

Biraz meyve dışında hiçbir şey yemedi.

Hij zit daar alleen maar, zegt niks.

O sadece orada oturuyor, hiçbir şey söylemiyor.

Er is niks mis met dit plan.

Bu planda yanlış bir şey yok.

Ik heb niks om mee te schrijven.

Yazacak bir şeyim yok.

Niks ook maar in de verste verte onderzocht.

Birazcık bile araştırılmış değil.

En het is nog steeds niks, denk daaraan.

ve hala hiçbir şey,bunu bir düşünün.

Er is niks om bang voor te zijn.

Korkacak bir şey yok.

We keken uit het raam, maar zagen niks.

Biz pencereden dışarı baktık ama hiçbir şey görmedik.

Hoe dan ook, het gaat je niks aan.

Her durumda, bu seni ilgilendirmez.

Ik had niks te maken met die gebeurtenis.

Benim o olayla hiçbir ilgim yok.

Het kan me niks schelen wat hij zegt.

Onun ne dediği umurumda değil.

- Ik heb niets gedaan.
- Ik heb niks gedaan.

Ben bir şey yapmadım.

Ik heb in drie dagen niks meer gegeten.

Son üç günde hiçbir şey yemedim.

Vraag het niet aan Tom. Hij weet niks.

Tom'a sormayın. O hiçbir şey bilmiyor.

Tom had er absoluut niks mee te maken.

Tom'un onunla kesinlikle ilgisi yoktu.

Ik heb niks om over op te scheppen.

Hakkında gururlanacağım hiçbir şeyim yok.

Als ik een koptelefoon gebruik, hoor ik niks.

Ben kulaklık kullanıyorken bir şey duyamıyorum.

Ik weet dat het je niks kan schelen.

- Umurunda olmadığını biliyorum.
- Umursamadığını biliyorum.

Tom wil helemaal niks meer over Maria horen.

Tom Mary hakkında daha fazla bir şey duymak istemiyor.

- Tom zal niks bereiken.
- Tom zal niets bereiken.

Tom hiçbir şey başarmayacak.

Je vraagt heeft niks met het onderwerp te maken.

Sorun konuya uygun değil.

- Ik zie geen steek.
- Ik kan helemaal niks zien.

Bir şey göremiyorum.

Eindelijk had Tom een keer gewoon niks te zeggen.

Bir kez, Tom'un basitçe söyleyecek bir şeyi yoktu.

Tom vindt het huis waarin hij woont maar niks.

Tom yaşadığı evi sevmiyor.

''Mijn biologische vader betekent niks voor mij!'', zei hij.

"Biyolojik babam benim için bir hiç!" dedi.

Onze problemen zijn niks in vergelijking met die van haar.

- Bizim sorunlarımız onunkine kıyasla hiçbir şey.
- Onunki ile karşılaştırıldığında bizim sorunlarımız önemsiz.

- Je kunt er niets van.
- Je kan er niks van.

- İğrençsin.
- Berbatsın.

Hij had niks te zeggen, dus is hij maar gegaan.

Söyleyecek bir şeyi yoktu, bu yüzden gitti.

- Tom weet er niks van.
- Tom weet er niets over.

Tom bu konuda bir şey bilmiyor.

Maria heeft vandaag de hele dag niks gegeten of gedronken.

Maria bütün gün yemedi ya da içmedi.

- Dit is nog niks.
- Dit is nog maar het begin.

- Daha bir şey görmedin ki.
- Henüz bir şey görmedin.
- Sen daha ne gördün ki?

Ik weet niet wat ik wil zeggen, panikeer, ik heb niks.

Bocalıyorum,panikliyorum. Hiçbir şeyim yok.

Tom zit de hele dag in zijn kamer niks te doen.

Tom bütün gün odasında oturur ve bir şey yapmaz.

- Het kan me geen barst schelen.
- Het maakt me helemaal niks uit.

Hiç umursamıyorum.