Examples of using "Horen" in a sentence and their turkish translations:
- Beni duyabiliyor musun?
- Sesimi alıyor musun?
- Sesim geliyor mu?
Onları duyabiliyor musun?
Onu duyuyor musun?
Duyabiliriz.
Teorimi duymak ister misin?
Onu duyabiliyorum.
Fizik ödevlerinde ara vermeniz gerekir,
Bir şey duyamıyorum.
- Bizi duyabiliyor musun?
- Bizi duyabiliyor musunuz?
Her şeyi duyabiliyordum.
Ne duymak istiyorsun?
- Buraya ait değiliz.
- Biz buraya ait değiliz.
Duyabiliyor musun?
Her şeyi duyabiliyorum.
Daha fazla duymak istemiyor musunuz?
Tom'un iyi işitme duyusu var.
Bunu duyabiliyorum.
- Hiçbir şey duyamadım.
- Hiçbir şey duyamıyordum.
Bu arayışı kucaklamalıyız.
Bu ekibe katılmak istedim.
Ben onu duyamıyorum.
Onu duyamıyorum.
Seni güçlükle duyabiliyorum.
Gerçeği duymak istiyorum.
Hiç şikayet duymak istemiyorum.
Herhangi bir şapırdatma duymak istemiyorum.
Siz beylerin fısıldadığını duydum.
Çığlık attığını duydum.
Beni duyabiliyor musun, Tom?
Biz kulaklarımızla duyarız.
- Öğrenciler çok çalışmalılar.
- Öğrencilerin çok çalışması gerekiyor.
Onu işitemiyorum.
Onu duyamıyorum.
Erkeklerin kızlara saygı göstermesi gerekiyor.
Tom'u duyamadım.
Onu duyamadım.
Şimdi beni işitebiliyor musun?
Dinlenmemiz gerekiyor.
Biz sık sık senin şarkı söylediğini duyarız.
- Artık duymak istemiyorum.
- Daha fazla duymak istemiyorum.
Hiç kimse duymuş gibi görünmüyordu.
Bunu duyduğuma üzgünüm.
Beni duyuyor musun?
Daha fazla özürler işitmek istemiyorum.
Bunu duymak beni rahatlattı.
Balığın duyabileceğini düşünüyor musun?
Seni iyi duyamıyorum.
Onlar beni de duyamıyorlar.
Kimin kazandığını duymak istiyorum.
Belki beni duyamıyorsun.
Tom bizi duyuyor gibi görünmüyor.
Ne? Seni duyamıyorum.
İçeri girdiğini duyduğumu düşündüm.
Tom ve Mary birbirlerine aitler.
Köpeğin havlamasını duyabiliyoruz.
Onun hakkında duymak istemiyorum.
Bunu duyduğuma sevindim!
Sesi duyamıyor musun?
- Tom'un şarkı söylediğini hiç duydun mu?
- Hiç Tom'un şarkı söylediğini duydun mu?
birlikte seslerimizin tekrar duyulmasını sağlamalıyız.
Yüksek sesle konuş ki herkes seni duyabilsin.
Salı gününe kadar sizden haber bekleyeceğim.
Onun şarkı söylediğini asla duymadım.
Daha yüksek sesle konuşun böylece herkes sizi duyabilir.
Bazen şarkı söylemeni duymak istiyorum.
Onu duyabiliyor musun?
- Tom'un ne söylediğini duyamadık.
- Tom'un ne söylüyor olduğunu duyamadık.
O, onu duymaktan mutlu olurdu.
Onun alt kata geldiğini duydum.
Senin sudan bahanelerini duymak istemiyorum.
Onun bir şarkı söylediğini duydum.
Oğlumun keman çaldığını duydun mu?
Onun İngilizce konuştuğunu asla duymadım.
Tom'un sesini duyabiliyorum.
Okyanusu buradan duyabiliriz.
Oğlumun keman çaldığını duydun mu?
Onu duyduğuma üzgünüm.
Tom Mary'nin şarkı söylediğini asla duymadı.
Tüm duymak istediğim bu.
Haberi duyduğuma çok mutlu oldum.
sık sık uyum sağlamakta zorlanırdım.
Onu duyduğuma çok üzgünüm.
Onlar benimle birlikte.
Çocukların çoğunluğu değişimi çok iyi duyamazlar.
Başarını duyduğuma memnun oldum.
Böyle konuştuğunu hiç duymadım.
Tom hikayenin iki tarafını duymak istiyor.
Daha yüksek sesle konuş. Seni duyamıyorum.
İngilizcenin öyle hızlı konuşulduğunu hiç duymadım.
Tom Mary hakkında daha fazla bir şey duymak istemiyor.
Tom'un piyano çaldığını hiç duymadım.
Bunu duyduğuma oldukça şaşırdım.