Examples of using "Luisteren" in a sentence and their turkish translations:
Dinlemeye devam.
Onlar dinliyor.
Dinleyelim.
Dinleyeceğim.
Tom dinleyecek.
Dinlemelisin.
Sadece dinleyelim.
Biz müzik dinleriz.
Senin beni dinlemen gerekir.
Beni dinlemeliydin.
Biraz müzik dinleyelim.
Dinliyoruz.
Çocuklar masal dinlemeyi sever.
Tom'a itaat etmeliyim.
Tom kesinlikle dinlemiyor.
Custer dinlemeyi reddetti.
Dinlediğiniz için teşekkür ederiz.
Dikkat etmek ve dinlemek zorundayız.
Tom dinlemek için öne doğru eğildi.
Müzik dinleyelim.
Çocuklarım beni dinlemiyor.
Ayrıca diğer tarafı da dinlemelisin.
İkinci tüyo: "Uzmanları dinleyin."
Aynı anda yedi kişiyi dinleyebilir.
Çocuklar ebeveynlerini her zaman dinlemezler.
Onun uyarısına kulak vermeliydin.
Anneni dinlemelisin.
O müzik dinliyordu.
Ben bunu dinlemek zorunda değilim.
- Seni asla dinlememeliydim.
- Seni hiç dinlememeliydim.
Müzik dinliyorum.
Tavsiyeni dinlemeliydim.
Dinlemesini istedim.
Tom müzik dinliyordu.
Seni dinlemeliydik, Tom.
Beni dinlesen iyi edersin.
Dikkatli dinlemeyi öğrendim.
Seni dinleyeceğini sanmıyorum.
Aşırı büyük kulaklarıyla kovuğun içindeki titreşimleri dinler.
Tom Mary'nin dinlediğini düşünüyordu.
Diğer insanları daha çok dinlemelisin.
Kapa çeneni de dinle!
Dinle!
Onun tek zevki müzik dinlemektir.
Müzik dinlemeyi mi yoksa şarkılar söylemeyi mi seversiniz?
- Seni şarkı söylerken dinlemeyi seviyorum.
- Sizi şarkı söylerken dinlemeyi seviyorum.
kendinizden emin misiniz?
Onun söylediklerini dinlemek zorunda değilsin.
Onu dinleme. Sadece şaka yapıyor.
Radyo dinlemiyordum.
Sana Tom'un beni dinleyeceğini düşündüren şey nedir?
Bilgili bir kişiyi dinlemek harika.
Onun şikâyetlerini dinlemekten usandım.
Ne yaparsam yapayım, Ken beni dinlemedi.
Bu, Tom'un dinlemek istediği müzik türü.
Siz arkadaşlaın şarkı söylemesini dinlemeyi seviyorum.
- Mary'nin zırvasını daha fazla dinlemek zorunda kalırsam, deliririm.
- Mary'nin zırvalarını daha fazla dinlemek zorunda kalırsam, deliririm.
- Mary'nin zırvalıklarını daha fazla dinlersem delireceğim.
ya da aşı konusunda bir oyuncunun görüşlerini dinliyoruz.
- Kimse benim fikirlerimi dinlemek istemiyor.
- Hiç kimse benim fikirlerimi dinlemek istemiyor.
Tom radyo dinliyor.
Belki de benim görevim; evrenin bana gösterdiklerini dinlemek
Daha az konuşur ve daha fazla dinlersen bir şey öğrenebilirsin.
Tom müzik dinlemeyi seviyor.
Yaşlı adam abuk subuk konuşurken Tom sabırla dinledi.
O şarkıyı tekrar dinleyelim.
Eğer iyi bir müzik yaparsak insanlar dinlemez ve eğer kötü bir müzik yaparsak insanlar konuşmaz.
Başka bir disk koymak istemez misin? İki saattir bunu dinliyoruz.
Odaklanmanı ve beni dinlemeni istiyorum.