Examples of using "Gewoon" in a sentence and their turkish translations:
Ürkütücü bir şekilde.
Sadece yüz.
Sadece buraya gel.
Ya zorlayacağız ve bunu yapacağız
Sadece vermek.
Onu görmezden gel.
Sadece sessiz ol.
Sadece dikkatli olun.
Yap onu.
Sadece bunu kontrol et.
Sadece bana yardım et.
Sadece orada kal.
Sadece mutlu ol.
Sadece git!
Sadece bunları satın alın.
Onu hemen şuraya koy.
Bu yol çıkmaz.
sadece sahip olduğum sürece,
Hemen inanmayın. Teyit edin.
Sakinleşmen gerek.
Onlar adeta farklılar.
Sadece saçınızı fırçalayın.
Sadece arkadaş mıyız?
- Sadece merak ediyorum.
- Sadece merak ettim.
O yalnızca dikkat istiyor.
Sadece onu fırlat.
Ben sadece tembelim.
Biz sadece arkadaştık.
- Sadece birini al.
- Sadece bir tane alın.
Sadece vazgeçtim.
Sadece çekip gidelim.
Sadece dinleyelim.
Sadece karar vermeniz gerekir.
Sadece gideyim.
Sadece buna devam et.
Siz beyler tam inanılmazdınız.
Sadece yorgundum.
Sadece kazanmak istiyorum.
O sadece imkansız.
Bu sadece saçmalık.
Sadece onların gitmesine izin ver.
Biz sadece şanslıyız.
Sadece paranoyak olmaya başlıyorsun.
Ben sadece senden nefret ediyorum.
Ben sadece seninle konuşmak istiyorum.
Üzgünüm fakat henüz mümkün değil.
Sadece ne istediğini söyle.
Lütfen sadece acele eder misiniz?
Bu sadece bir armağandı.
Sadece bunu anlamıyorum.
Sadece aynaya bak.
Bu sadece gerçek değil.
Bu sadece mantıklı değil.
Sadece beni yalnız bırak.
Şimdilik sadece benimkini kullan.
Hadi başlayalım.
- Senin gerçekten yardıma ihtiyacın var.
- Sadece yardıma ihtiyacın var.
Sen sadece yanlış bir şey yapma.
Sadece onu yapamam.
Biz sadece iyi dostuz.
Ben sadece Tom'a güvenmiyorum.
- O sadece bir çocuk.
- Bu sadece bir bebek.
Sen yalnızca bir korkaksın.
Gerçekten aç değilim.
Sadece bunu yapalım.
O sadece mantıklı değil.
Sadece yalnız olmam gerekiyor.
Ben sadece sana inanmıyorum.
Bu sadece mantıklı olmuyor.
Sadece özür dile.
Ben sadece onlara yardım etmek istiyorum.
Sadece bu yolda kal.
Sadece evet ya da hayır de.
O böyle durumlara alışkındır.
Sadece rahatla ve eğlen.
Tom sadece Mary ile birlikte olmak istiyor.
Biz sadece onu beklemiyorduk.
Sadece sana birkaç soru sormak istiyordum.
Bazen sadece çikolata yemek istersin.
Pekala, herkes rahatça yerine yerleşsin,
yine aynı şekilde yaşamaya devam etmesi.
Biri, tam bağlılık. Devam edin...
Klikleyip paylaşırız.
Birden çekiveriyordu.
Sadece donuk bir beyaz.
Bana sadece Taro diyebilirsin.
Ben sadece gerçekten Noel müziğinden hoşlanmıyorum.
Sadece onları izle.
Sadece her şeyi unutalım.
Sadece gezegeni kurtarmak istiyorum.
Üzgünüm, ama bu mümkün değildir.
Sadece biraz suya ihtiyacım vardı.
Sadece biraz dinlenmem gerekiyor.
Sadece özür dilemek istiyordum.