Translation of "Koel" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Koel" in a sentence and their turkish translations:

Blijf koel.

- Sakin olun.
- Sessiz ol.
- Sakin kal.

Prachtig, koel water.

Güzel, serin bir su.

IJs is koel.

Buz soğuktur.

Houd het hoofd koel.

Sakin ol.

En de medicijnen zijn mooi koel. Koel gehouden in de grot.

İlaçlar da gayet serin. Onları mağarada serin tuttuk.

Deze modder is goed koel.

Evet, bu çamur çok güzel ve serin.

Het is hier lekker koel.

Burası güzel ve serin.

Ze zijn koel... ...maar geplunderd en gebroken.

Serin olsalar da yağmalanmış ve kırılmışlar.

...die warmte uitstralen en hem koel houden.

...ısıyı yayarak fili serin tuttuğunu gösteriyor.

Nijlpaarden houden zich overdag koel in het water...

Su aygırları serinlemek için gündüz sıcağında suda durur.

- Hoe blijf jij 's zomers het liefst koel?
- Wat is jouw favoriete manier om koel te blijven in de zomer?

Yazın serinlemek için en sevdiğin yol nedir?

Dit houdt het mooi koel. In de schaduw, begraven in de modder.

Bu onları serin tutacaktır. Hem gölgedeler hem de çamurda.

De avond voor de bruiloft was Maria nog koel als een kikker.

Düğünden önceki akşam Mary hâlâ soğuk kanlıydı.

En omdat het hier in de sleufcanyon lekker koel is... ...verdampt het niet snel.

Bu kanyon yarığı da serin olduğu için hızlı buharlaşmıyor.

- Blijf rustig.
- Houd je rustig.
- Hou je rustig.
- Blijf kalm.
- Blijf stil.
- Blijf koel.

Sakin kal.

Maar eerst moeten we voor de medicijnen zorgen. We moeten zorgen dat ze koel blijven.

Ama bunu yapmadan önce bu ilaçları halletmeliyiz. Onları serin tutacak bir şey yapmalıyız.

Dat is niet zo goed voor de medicijnen. We hebben een plan nodig om het koel te houden.

Bu da ilaçlar için iyi olmaz. Onları serin tutmak için başka bir plana ihtiyacımız var.

Overdag ver reizen is uitputtend voor het pasgeboren kalf. Ze moeten zo veel mogelijk afstand afleggen terwijl het koel is.

Gündüzleri uzun yol gitmek bu yeni doğmuş yavru için çok zor. Hava serinken olabildiğince yol almalılar.