Examples of using "Hoopte" in a sentence and their turkish translations:
Tom'a sürpriz yapmayı umuyordum.
Ailem bir erkek çocuk istemişti,
Tom bir öpücük almayı umuyordu.
Dev havuzlar halini aldı.
Senin onu yapabileceğini umuyordum.
- Seni bulmayı umuyordum.
- Sizi bulmayı umuyordum.
Tom birincilik ödülü kazanmayı umuyordu.
Tom Mary'nin bunu yapmayacağını umuyordu.
- Umarım ne demek istediğimi anlayacaksın.
- Ne demek istediğimi anlayacağını umarım.
Tom, Mary'nin Noel için eve geri gelmesini umuyordu.
Nihayet bir beyaz avcıya denk geliyor. Ama aradığı eş değil bu.
Tom bir iş bulma ümidiyle Boston'a geldi.
Ben sana bir dilim pizza satın almama izin vereceğini umuyordum.
Kurtulmayı ummuyordu, hiç ümidi olmadığını biliyordu.