Translation of "Amper" in Turkish

We kennen ze amper.

Ne olduklarını bile tam bilmiyoruz.

...die amper kan zien.

...hareket edemeyecek kadar kör.

Ik kan amper wandelen.

Güçlükle yürüyebiliyorum.

De olifanten kunnen amper zien.

Filler zar zor görebiliyor.

Uw ideeën zijn amper praktisch.

Sizin fikirleriniz hemen hemen hiç pratik değil.

Zijn kleine lichaam genereert amper warmte.

Küçük bedeni neredeyse hiç ısı üretmiyor.

De gewonde soldaat kon amper lopen.

Yaralı asker güçlükle yürüyebiliyordu.

Dit kuiken is amper twee weken oud en heeft honger.

Bu yavru en fazla iki haftalık. Ve aç.

- Ik kan je amper verstaan.
- Ik kan u nauwelijks horen.

Siz güçlükle duyabiliyorum.

Ik kan maar amper een paar stappen zetten... ...in deze diepe modder.

Derin çamurda birkaç adım atmakta bile çok zorlanıyorum.

Ze gebruikt haar ogen amper, maar ruikt zich een weg door de duisternis.

Gözlerini pek kullanmaz. Onun yerine karanlıkta yolunu koklayarak bulur.

- Ik kan amper verstaan wat hij zegt.
- Ik kan nauwelijks begrijpen wat hij zegt.

Onun söylediğini neredeyse anlayamıyorum.