Translation of "​​zekere" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "​​zekere" in a sentence and their turkish translations:

En misschien, in zekere mate,

Ve belki, belli noktaya kadar

Heel grappig… in zekere zin!

Çok komik… bir şekilde!

Een zekere 'Henry' wilde jou zien.

- Adı Henry olan biri sizi görmek istedi.
- Henry isimli birisi sizi görmek istedi.
- Henry isimli birisi seni görmek istedi.

Een zekere meneer Marconi wil u zien.

Bay Marconi diye biri seni görmek istiyor.

Op een zekere manier acht ik deze het belangrijkst;

Bir anlamda bu en önemlilerden biri olabilir.

Tot op zekere hoogte hebben we er allemaal last van.

Bir dereceye kadar, biz hepimiz ondan muzdaribiz.

De geboorte is, in zekere zin, het begin van de dood.

- Doğum bir şekilde ölümün başlangıcıdır.
- Doğum bir anlamda ölümün başlangıcıdır.

- Ik begrijp het min of meer.
- In zekere zin begrijp ik het.

Ben bir tür anlıyorum.

We kunnen tot op zekere hoogte voorspellen wat er aan gaat komen

ve en azından bir dereceye kadar neyin geldiğini görebiliyoruz.

Het lijkt een vreemde keuze voor een gedicht, omdat het in zekere zin een zelfmoordgedicht is.

Bir şiir için garip bir seçim gibi görünüyor çünkü bir bakıma intihar şiiridir.

Thormods lied, van dappere mannen die opstaan ​​om een ​​zekere dood tegemoet te treden… bleek een voorgevoel.

Thormod'un kesin ölümle yüzleşmek için yükselen cesur adamlardan oluşan şarkısı ... bir önsezi kanıtladı.

- Een heer Miller zou u graag willen zien.
- Een zekere heer Miller zou je graag willen zien.

Bay Miller adında biri sizi görmek istiyor.