Examples of using "يعبر" in a sentence and their turkish translations:
- Fadıl, sokağı geçiyordu.
- Fadıl caddeyi geçiyordu.
Niemen Nehri'ni geçerek Polonya'ya giden son kişi oldu.
Bu kişiyle sizin yanınızdan geçerken bir saniyeliğine mi karşılaşıyorsunuz,
Kapkara siyah üzüntünün bir duygu olduğu şekilde bir renktir.
Bir ay sonra Lodi Savaşı'nda Albay Lannes nehrin karşısına geçti
Vahşi bir hayvan ve etiketlenmiş bir kötü gibi yakalanmadan önce