Translation of "يعبر" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "يعبر" in a sentence and their turkish translations:

كان فاضل يعبر الطّريق.

- Fadıl, sokağı geçiyordu.
- Fadıl caddeyi geçiyordu.

آخر رجل يعبر نهر Niemen إلى بولندا.

Niemen Nehri'ni geçerek Polonya'ya giden son kişi oldu.

هل التقيت بالشخص لثانية واحدة بينما يعبر بجانبك؟

Bu kişiyle sizin yanınızdan geçerken bir saniyeliğine mi karşılaşıyorsunuz,

الأسود الداكن هو اللون الذي يعبر عنه الحزن كمشاعر.

Kapkara siyah üzüntünün bir duygu olduğu şekilde bir renktir.

بعد شهر في معركة لودي ، كان الكولونيل لانيس يعبر النهر أولاً ،

Bir ay sonra Lodi Savaşı'nda Albay Lannes nehrin karşısına geçti

لم يهتم احد أنه لم يستطع أن يتكلم أو يعبر عن نفسه

Vahşi bir hayvan ve etiketlenmiş bir kötü gibi yakalanmadan önce