Examples of using "التقيت" in a sentence and their turkish translations:
Tom'la nerede tanıştın?
Dün Mary ile buluştum.
Daha önce Tom'la tanıştım.
Onunla doktora çalışmalarım sırasında tanıştım
Çanakkale'de çatıları yıkılmış evlerin çatılarına
Bir televizyon ağının başkanıyla da böyle tanıştım
Dün bir restoranda Bernard'a rastladım.
Tom'a bugün kimle buluştuğunu söyle.
- İşe giderken amcama rastladım.
- İşe giderken dayıma rastladım.
Birkaç ay sonra Sarah ile tekrar buluştum.
Bu öğleden sonra senin eski bir arkadaşını gördüm.
Evime giderken onunla karşılaştım.
Birkaç ay sonra Sarah ile tekrar buluştum.
- Birkaç yıl önce sonbaharda onunla tanıştım.
- Birkaç yıl önce kışın onunla tanıştım.
Dün gece kütüphanede arkadaşıma rastladım.
Lauran Arledge: Caitlin ve ben 2011 yazında tanıştık.
Bu kişiyle sizin yanınızdan geçerken bir saniyeliğine mi karşılaşıyorsunuz,
Ondan sonracığıma, Zonguldak'ta hep birlikte böyle çalışma grubu kurup
Diş tellerinden artık utanmadığını söyleyen genç kızlarla,
Hayatımın Saeb'le tanıştığım güne dek dilsel bir anlamı yoktu.
Rehber Köpekler Derneği için çalışan o dünya güzeli âmâ avukatla tanıştım.
Kendi cinsinden birini sevdiği için el ele özgürce sokaklarda yürüyemediği hâlde