Translation of "اللون" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "اللون" in a sentence and their turkish translations:

يناسبك اللون الأخضر.

- Yeşil size uyar.
- Yeşil size uyuyor.

شاهدت فوضى وردية اللون

Jason'ın az önce arkasında durduğu kapıyı örten

هذا اللون لا يناسبني.

- O renk bana güzel görünmüyor.
- O renk benim üzerimde iyi görünmüyor.

كان مرتدياً اللون الأزرق.

O, mavi giyinmişti.

أولًا، اجعل اللون ساطعًا وحيويًا.

Pekala, öncelikle rengi parlak ve capcanlı yapın

‫إنها مكفهرّة ويعتليها اللون الأبيض.‬

Sadece donuk bir beyaz.

لا يحب توم هذا اللون.

Tom bu rengi sevmiyor.

حسناً، اللون البرتقالي يجعلك أكثر جوعًا،

Mesela, turuncu karnınızı acıktırırken

غالباً ما يرتبط اللون الأصفر بالسعادة.

Sarı, genellikle çok mutlu bir renk olarak anılır.

لكن الأم وللأبد ستربط اللون الأصفر

ama anne bundan sonra, sarı rengi daima tehlikeyle

"أعطني بعض اللون هنا" يمكنهم قول

"Buraya biraz renk katalım," falan diyebildiği için,

ظلال من اللونين اللون الأصفر والأخضر

Sarı ve yeşilin tonları

كان ذلك القط حقا أزرق اللون.

Bu kedi gerçekten maviydi.

تنام الأفكار الخضراء العديمة اللون غاضبة.

- Renksiz yeşil fikirler öfkeli uyur.
- Renksiz yeşil fikirler öfkelice uyur.
- Renksiz yeşil fikirler öfkeli bir şekilde uyur.

لكني اليوم سأتحدث عن علم نفس اللون،

Fakat bugün burada renk psikolojisinden bahsedeceğim;

في حين أن اللون الأزرق يكبح الشهية.

mavi rengi iştahınızı bastırıyor.

حيث وُجد أن اللون الوردي لون مُهدئ.

çoğu insanı pembe olanı seçeceğini tahmin ettim.

اختار 75٪ من الناس اختار اللون الأحمر.

İnsanların %75'i kırmızıyı seçti.

لذلك، كانت تلك أساسيات علم النفس اللون،

Renk psikolojisinin ana hatları bu şekilde,

الطريقة التي يربط فيها الشخص اللون بشيء

Kişinin bir rengi neyle ilişilendirdiği,

أصبحت زهرية اللون وتتدفأ على صدر والدتها،

ve bebek pembeleşti annesinin kucağında ısındı

جميع اليابانيين تقريبا لديهم شعر داكن اللون.

Neredeyse tüm Japonlar koyu saça sahiptir.

كل الأوراق النقدية الأمريكية لديها نفس اللون.

Bütün Amerikan faturaları renk olarak benzerdir.

أعني، كيف يمكن لشيء بسيط مثل اللون فقط

Renk kadar basit bir şey

ووُجد أن اللون الوردي يقوم بتهدئة السجناء العنيفين،

Pembe renginin, azılı tutsakları sakinleştirdiği saptanmışken,

اختار 70٪ من الناس اللوحة ذات اللون الوردي.

İnsanların %70'i pembe olanı seçti.

‫وإشارة التحذير ‬ ‫هي ذلك اللون الساطع على ظهورها.‬

Bunun uyarısı da sırtlarındaki canlı renk.

ولكني أعجز عن وصف اللون الأزرق الذي شاهدته

Gördüğüm o renkleri tanımlamak için maviye yeni anlamlar yüklemem lazım.

مع افتراض أن معظمهم سيختار اللوحة ذات اللون الدافئ.

Çoğu kişinin daha ılık tonlu olanı seçeceğini düşünüyordum,

لم تر الأم سوى لطخة ضبابية من اللون الأصفر

Anne bir anlığına, bulanık bir şekilde sarı rengi görüyor,

‫لكن ماذا عن النينجا الأحمر اللون،‬ ‫سيد الهجوم المفاجئ؟‬

Peki ya sürpriz saldırıların ustası, kızıl bir ninja ne yapacak?

الأسود الداكن هو اللون الذي يعبر عنه الحزن كمشاعر.

Kapkara siyah üzüntünün bir duygu olduğu şekilde bir renktir.

لكن اللون الأسود يدفع عقلك لإسقاط الطعام في الفراغ.

Ama siyah mürekkep beyninizin boşlukta yiyecek var sanmasını sağlıyor.

وفي اللوحة الثانية، قمت بتغيير لون اللوحة أحادية اللون كاملةً.

İkincisinde, tek renkli olan renk paletini tamamen değiştirdim.

‫هذا اللون معناه، "ابتعد عني".‬ ‫وهذا هو ما سنفعله تماماً.‬

"Benden uzak dur" diyor. Yapacağımız şey de bu.

ويمكن حتى لأولياء الأمور النظر لرؤية غياب اللون في اللوحات

Hatta aileler de resimlerdeki renk eksikliklerine bakarak

في حين أن النظر لكميات كبيرة من اللون الأصفر يجعل الأطفال يبكون.

aşırı derecede sarı rengine maruz kalmak bebekleri ağlatıyor.

فالإجابة هي: "عندما يقول أو ينادي شخص ما شخصًا آخر داكن اللون باسم بذيء".

kötü bir isim söylediğindedir" yazıyor.