Translation of "آخر" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "آخر" in a sentence and their turkish translations:

مثال آخر.

Başka bir örnek,

بمعنى آخر،

Diğer bir deyişle,

مبنى آخر

Başka bir tane binasını ise

حسناً، بمعنى آخر،

Kısaca,diğer bir deyişle,

فاستخدمت شيئاً آخر.

Böylelikle bir şeyler yaptım.

‫كونها آخر الفاقسة‬

Son çıkanlardan biri olmak...

135 شيء آخر.

ve yaklaşık 135 diğer şeyi.

سؤال آخر هو

Bir başka soru da şu

أريد واحدا آخر.

Bir diğerine ihtiyacım var.

عالم آخر ممكن.

- Başka bir dünya mümkündür.
- Başka bir dünya mümkün.

أرني مثالاً آخر.

Bana bir örnek daha göster.

هناك سبب آخر.

Bir sebep daha var.

سامي صديق آخر.

Sami başka bir arkadaştır.

لتكريم رحلة أبٍ آخر.

ne gerekiyorsa yapmaya hazır bir insan.

آخر عادة سأتحدث عنها

Bahsedeceğim son alışkanlık, saldırganların dışarı çıkıp

وهذا رسم بياني آخر.

Bu da bir başka grafik.

بمعنى آخر، أنت السبب.

Yani bir başka deyişle, siz.

ثم يظهر واحد آخر

sonra bir tane ve bir tane daha.

رهان آخر هو ذلك

bir diğer iddaa'ları ise şu

شن الأقنجي هجوماً آخر!

Akıncılar yine saldırdı!

وقفت في آخر الصف.

Sıranın sonunda durdum.

أأشتري لك شرابا آخر؟

Sana bir içki daha alabilir miyim?

عندي عمل آخر الآن.

Şimdi başka bir işim var.

هل تريد شيئا آخر؟

Başka bir şey ister misiniz?

وجدت ليلى رجلا آخر.

Leyla başka bir adam buldu.

- هل تريد فنجانا آخر من الشاي؟
- هل تريدين فنجانا آخر من الشاي؟

Bir bardak çay daha ister misin?

لكن هناك درس مستفاد آخر.

ama çıkarılacak bir başka ders var.

وأنت تعطي المال لشخص آخر.

ve parayı başka birine vermenizdir.

لا يوجد أي عضو آخر،

Başka hiçbir organ,

وهكذا في آخر ملياري عام،

ve böylece son birkaç milyar yıl içinde

مكان آخر من أجل الناس.

İnsanlar için başka bir yer daha.

ولكن يوجد هناك شيء آخر

Ama mimariyi daha da

‫ثمة أسد أمريكي آخر يصطاد.‬

Bir erkek puma. O da ava çıkmış.

‫يخلق سلطعون ناسك آخر تشتيتًا.‬

Başka bir keşiş yengeci ortalığı karıştırıyor.

‫آخذة معها آخر شعاع ضوء.‬

Günün son ışıklarını da beraberinde götürüyor.

‫آخر فصول الليل...‬ ‫يبدأ الآن.‬

Gecenin son gösterisi... ...başlamak üzere.

وفي جانب آخر، إذا تجاهلتها،

Diğer yandan bunu görmezden gelirseniz

سأخبرك بحدث آخر عن طفولتنا

başka bir olay daha anlatacağım çocukluğumuzla ilgili

مجمع ثقافي آخر هو الجزء

Bir diğer kültür karmaşası yaşayan kesim ise

آخر مجموعة متبقية ، على الجسر

en son kalan grup yani köprüdekiler

أنجبت زوجته طفلًا لرجل آخر.

Karısı başka bir adamın çocuğunu doğurmuştu.

لغزو آخر ليصبح ملك إنجلترا.

istilacının İngiltere Kralı olmasının yolunu açtı .

حصلنا على تهديد قانوني آخر.

Başka bir yasal tehdit aldık.

منافس آخر هو جيب بوش.

diğer bir rakibi olan Jeb Bush.

هذه الخريطة هي حدث آخر.

Bu harita başka bir olay.

‫يبدو وكأنك على كوكب آخر.‬

Başka bir gezegende gibisin.

اسأل شخصا آخر من فضلك.

Lütfen başka birine sor.

إنه آخر شخصٍ أود رؤيته.

O, görmek istediğim son adamdır.

متى اتصلت بماري آخر مرة؟

Mary'yi en son ne zaman aradın?

ظننتك عثرت على شخص آخر.

Başka birini bulduğunu düşündüm.

تركته لتكون مع رجل آخر.

Kadın onu başka bir erkek uğruna terk etti.

أضيف أمرًا آخر إلى هذا:

Başına iki şey daha eklemek istiyorum:

تحاول دائما لوم شخص آخر.

Her zaman başka birini suçlamaya çalışıyorsun.

يتحركون من مكان إلى آخر.

Onlar bir yerden bir yere taşınıyorlar.

أعتقد أنك أخطأتني بشخص آخر.

Sanırım beni başka biriyle karıştırdınız.

لي صديق آخر في الصين.

- Çin'de başka bir arkadaşım var.
- Çin'de bir arkadaşım daha var.

جاء توم في آخر لحظة.

Tom tam son anda geldi.

كان ذلك وعدا كاذبا آخر.

O başka bir boş sözdü.

للننتقل للعيش في مكان آخر.

Uzaklaşalım.

- انتقلت ليلى إلى مكان آخر.
- ابتعدت ليلى.
- انتقلت ليلى للعيش في مكان آخر.

Leyla uzaklaştı.

لذلك هناك شيء آخر يجب اعتباره:

Göz önünde bulundurulması gereken başka bir şey daha var.

هناك شيء آخر جِدي يستحق انتباهنا.

dikkate değer, daha önemli bir şey var.

سأغادر عندما ألفظ آخر نفس لي.

Son nefesimle gideceğim.

‫حسناً، سنجد الآن طريقاً آخر للهبوط.‬

Tamam, şimdi başka bir iniş yolu bulacağız.

لكنني حصلت على قرض، قرض آخر.

Ama bir kredi aldım, ardından bir kredi daha.

خبير آخر ادعى أنها فكرة جيدة

iyi olacağını iddia eden bir uzman vardı.

وهذا هو موقع آخر في اليابان،

Ve bu da Japonya'da bir şantiye.

وهناك شيء آخر تشيرُ إليه الصورة.

Ve bu resmin anlattığı başka bir şey daha var:

واحدة للأغنياء وواحدة لكل شخص آخر.

zenginler için bir tane ve diğer herkes için bir tane.

‫في 2016، ضيف آخر غير متوقع.‬

2016'da bir davetsiz misafir daha var.

‫ستكون هذه إحدى آخر سباحاتها معًا.‬

Bu, birlikte son yüzüşlerinden biri olabilir.

‫سأربط حبلاً آخر لتأمين السلامة. حسناً.‬

Güvenlik için bir ip daha bağlayacağım. Tamam.

لقد كان مستوى آخر من الوعي.

Bu tamamen başka bir farkındalık düzeyindeydi.

عن إخبار رجل آخر بأنه يتألم.

kırmak yerine, ölmeyi seçeceğini biliyorum.

وذلك موضوع آخر في حد ذاته.

ve bu başlı başına ayrı bir konuşma konusu.

لكن فيلم zuboo هذا شيء آخر

ama bu zübük filmi başka bir şey

لكن جيلنا يعرفنا. نحن آخر جيل

ama bizi,m neslimiz biliyor. Biz o neslin son

هناك شخص آخر لا تتصالح نجومه

Yıldızlarının bir türlü barışmadığı bir kişi daha var

غالبًا ما يطلق عليه "آخر فايكنغ".

Sık sık 'Son Viking' olarak adlandırılır.

لذلك قررت أن أكتب شيئًا آخر:

Bir şey daha yazmaya karar verdim:

الاستثمار دائمًا في أموال شخص آخر

hep başkasının parasıyla hep bir yatırımlar yapıyor

‫أن هناك أخطبوط كبير آخر بجوارها.‬

hemen yanında büyük bir ahtapot daha vardı.

ولأنهم ليس لديهم أيّ خيار آخر.

Çünkü başka bir seçenekleri yok.

ألا تريد كأسا آخر من الجعة؟

Bir bardak daha bira istemez misiniz?

يتغيّر الجوّ من يوم إلى آخر.

Hava günden güne değişir.

هيا بنا نذهب إلى مكان آخر.

Başka bir yere gidelim.

أريد التحدث اليك عن شيء آخر.

Seninle başka bir şey hakkında konuşmak istiyorum.

هل تذكر متى رأيتك آخر مرة؟

Seni en son ne zaman gördüğümü hatırlıyor musun?

هل تشرب كأسًا آخر من القهوة.

Bir fincan daha kahve alır mısınız?

هل اختلط بهم الأمر بأحدٍ آخر؟

Beni başkasıyla mı karıştırıyorlardı?

في غرفتي المظلمة في آخر الليل،

-geç saatte, yurt odamda-

هذه آخر مرة أتركك تذهب فيها.

Bu, gitmene son izin verişim.

استعمل فاضل رقما آخر لاتّصال بليلى.

Fadıl, Leyla'yı aramak için başka bir numara kullandı.