Examples of using "الحزن" in a sentence and their turkish translations:
Ancak o akut dönem içinde,
ve evet, bazen de üzüntü ve hayal kırıklığı.
ve bu kısa mutsuzluk dönemlerimiz
üzüntü, hayal kırıklığı ve hatta depresyon hissedersin.
Kapkara siyah üzüntünün bir duygu olduğu şekilde bir renktir.
Kabullenme, kederin şiddetle dolu bir nehir olduğunu bilmek.
ve gözlerindeki derin üzüntü savaşı kaybedeceğimizi söylüyordu.
ve önümüzdeki beş yıl içerisinde üzüntü duyabileceğimizi söyledi.