Examples of using "الأسود" in a sentence and their turkish translations:
Şu siyah olan benim.
Kapkaranlık,
Aslan, gecelerin kralıdır.
Aslanlara fırsat doğdu.
Aslanların etrafta olduğunu sezebiliyorlar.
Aslanlar ağırlıkla gece avlanan yırtıcılardır.
karşı isyancıları desteklemek için
Tom benim siyah erkek kedinin adıdır.
Ayrı düşen dişi, aslanlarla çarpışmasını kaybetmiş.
Aslanlar, avlarının yüzde 90'ını geceleri öldürür.
ne karanlıkta yat ne de kara düş gör
Odessa ve Sivastopol Karadeniz'de limandır.
donmuş Tuna üzerinden tüm Karadeniz yolunu yağma ve katliamdan geçirdiler
Kapkara siyah üzüntünün bir duygu olduğu şekilde bir renktir.
Bir aslan sahip olduğu tüm harika yırtıcı becerilerine rağmen
Ama siyah mürekkep beyninizin boşlukta yiyecek var sanmasını sağlıyor.
Bunu göstermek için bu, siyah ışık altında parlayan spreyi kullandım.
Teknoloji, birer kara kutu olan zihinlerimize yeni pencereler açtı.
Rahatsız edilmekten hoşlanmıyorlar. Siyah gergedan nüfusu yavaşça artmakta.
Filler karanlıkta bizden iyi görür ama aslanın yanına bile yaklaşamazlar.
Fortune 500'de sadece üç siyahi CEO var.
Kuzey Karadenizde yaşayan Barli kabilesinden gelen bir çocuktu