Translation of "يؤدي" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "يؤدي" in a sentence and their turkish translations:

مما يؤدي إلى أضرار بالقلب.

bu da hasar demektir.

وقد يؤدي إلى فسخ العلاقات الزوجية.

ve ilişkilerin bozulmasına yol açabilir.

قد يؤدي إلى إعادة إجراء العملية.

bunun sonucunda ise yeniden ameliyat olmaları gerekiyor.

هذا الطريق يؤدي إلى القاعة العامة.

Bu yol belediye binasına gider.

فقد يؤدي ذلك إلى ارتفاع قيمته متران،

iki metrelik bir artıştan söz edebiliriz.

يؤدي ذلك فعليًا لوصف اللوحة بدقة أكثر

aslında eseri, sadece ''Şömineden çıkan

‫غالباً ما يؤدي إلى غرق السباحين بشكل مفاجئ.‬

Yüzücülerin çoğu zaman boğulmasına sebep oluyor.

الهواء والاضاءة والمصاعد وغيرها. ما يؤدي لانبعاث الكربون

çalıştırmak için çok fazla enerji tüketir .

مما يؤدي إلى ما هو أبعد وأقصى من المخاطرة

ve etkileyen fiziksel, tespit edilebilir ve duygusal işlevsel değişimler.

بيرتيير مترددًا ومشوشًا ، وكاد يؤدي إلى تطويق فيلق المارشال دافوت.

tereddütlü ve karışıktı ve neredeyse Mareşal Davout'un kolordu kuşatılmasına neden oldu.

- سيقودك هذا الطريق إلى المحطة.
- يؤدي هذا الطريق إلى المحطة.

Bu yol sizi istasyonuna götürür.

من المؤكد أنه يحتمل للإجهاد أن يؤدي إلى عادات غير صحية،

Stresin sağlıksız alışkanlıklara yol açması kesinlikle mümkün

‫بالرغم من قواه المُدمرة،‬ ‫فإن هذا الحيوان المفترس يؤدي غرضاً مهماً.‬

Yıkıcı güçlerine rağmen bu asabi küçük yırtıcının önemli bir görevi de var.

وأن نكون معرضين للانتقادات يؤدي إلى أن نُجرح وأن يتم الحكم علينا.

ve hassas olmak, bizi kırılmaya ve yargılanmaya müsait hâle getiriyor.

الأفلاق باتجاه ترانسيلفانيا، ونهر أوسام، الذي يؤدي واديها نحو عمق وسط بلغاريا.

üzerinden Eflak, Transilvanya ve vadinin Bulgaristan'ın merkezine uzandığı Osam Nehri'ne ulaşabilir.

الامريكي فان متراً واحداً فقط من الماء يمكن ان يؤدي الى غرق

, yalnızca bir metre su Maldivler ve İskenderiye gibi kıyı kentlerinin

ولكن المعركة الأولى من الشمبانيا يؤدي إلى مكاسب صغيرة بتكلفة قدرها 90،000 خسائر بشرية.

ama 1.Champagne çatışması 90bin kayba oranla çok minik toprak kazanırlar

‫ولكن لا تدع هذا يحبطك. ‬ ‫يمكن للبرية أن تكون مخادعة.‬ ‫الآن بعد أن عرفنا أي طريق يؤدي إلى الغرب،‬

Ama bunun sizi yıldırmasın. Vahşi doğa şaşırtıcıdır. Artık hangi yönün batı olduğunu biliyoruz,