Examples of using "مما" in a sentence and their turkish translations:
bu da şu demek oluyor,
çok daha etkili bir çözüm olabilir.
Genelde bununla birlikte hasta oluyoruz.
başka bir sırrımız yok.
Ben seni senin beni sevdiğinden daha çok seviyorum.
O düşünmenden daha zordur.
Durum sandığımızdan daha kötü.
tüm kadınların sesi olmak.
bu da hasar demektir.
Bu da burayı kamp için daha az uygun bir yer yapıyor.
onlar, polisle karşılaşmaktan rahatsızlar
yüksek komuta yeteneğini kanıtladı.
O çok fazla konuşuyor.
Yaptığım hakkında kendimden çok utanç duyuyorum.
Ne olduğundan emin değildim.
Eğer madde kullanımını
bu yayıldı, sonra dönüşüm geçirdi.
Bunun için kendilerini zaten ayıplıyor.
anayasa gereği korkmuş bir şekilde konuşuyordum.
Kar sandığımdan çok daha derin!
ve pazartesi günü, tahmin edebileceğinden daha erken bir zamanda
ve Ay'ımızı bu şekilde oluşturmak,
bir yanlılık döngüsüne teşvik eder.
Bunlar göründüğünden daha büyük.
hastaneyi geldiklerinden daha kötü terk ettikleri sonucuna varmış.
Sandığınızdan daha dirençli olduğunuza inanıyorum.
"Komşumun benimkinden çok daha büyük bir aracı var."
çok fazla
için ona yöneldi - Mareşal Berthier'in sıkıntısı bu.
bu kötü durumu çok daha kötü
Ne olduğun neye sahip olduğundan daha önemlidir.
Söylediğini tam olarak anlamıyorum.
-- bu da, ülke çapında büyük protestoları fitilledi
Sana söylemek istediğim çok şey var.
Zaten sana çok fazla bilgi verdim.
Daha fazla dağınıklık ile hayatımızı darmadağın ediyoruz.
ve bu sürekli online olma durumu gittikçe artarak devam ediyor
ama gözle görülenden çok daha fazlası var.
Motivasyonla alakalı bir sürü şey var,
ve sebepleri hayal edebileceğinizden çok daha fazlasıydı.
yaşadığı şeyden sonra daha iyi ve daha cesur dönmüş biri.
Bu, sandığınızdan daha kısa bir sürede gerçek olabilir.
Ama düşündüğümden de zordu.
o düşünülemez şeyi yapmaktan beni alıkoydu
Bilim kurgunun tasvir ettikleri şöyle dursun,
yani bunu değiştirebiliriz.
ihtiyacımız olan ilhamı verecek olan da yine bu süper güçtür.
Bu, Bulgaristan'daki Osmanlı karşıtı tutumu
Bu da çiftliklerde daha fazla virüs bulunması anlamına geliyordu.
Söylediklerimin hiçbiri benim fikrim değil.
başarının tarifi için değerlendirdiğimiz hiçbir şeye sahip değillerdi.
Yiyecek alerjisi ve hassasiyeti düşündüğünüzden daha fazla yaygındır.
Dünya her zamankinden daha fazla birbirine bağlı hale gelirken,
Bununla birlikte, kadın olmak hakkında birçok şey öğrenirken
Fakat durum şu ki yaptığım işin sevdiğim kısmı,
Bu da bana kesinlikle bir serap olduğunu düşündürüyor.
büyük bir gemiye
bu sayede de dengeli bir dönüş ekseni eğikliğinin yanı sıra,
şu an sahip olduğumuzdan çok daha iyi olacaktır.
...pek bu gençlerin dişine göre değil.
2008'de yaşadığımız krizden katlarca kez fazla
ve hızlıca düşen lens hayvanı ürküttü.
O benim kazandığımdan üç kat daha fazla kazanır.
bir gün olup olmadığını merak etmemize neden olan
O, bugün dünden çok daha iyidir.
ama söyleyeyim göründüğümden daha yaşlıyım.
dikkate alındığında bizi biz yapan şey.
Gruplar dönüşümlüydü. İlginçlik de buradaydı.
şimdiye kadar düşünmedikleri bir güçle mücadele etmezsek
ve taşınan oksijen yetersizliği sonucu ciddi organ hasarı meydana geliyor.
ve etkileyen fiziksel, tespit edilebilir ve duygusal işlevsel değişimler.
Eğitim alanlar, robotlardan önce daha iyi öğreniyordu.
Sizin nazarınızda dediklerinin yüzde doksanı yanlış olabilir.
ve saldırmaya hazır gergedanların öldürülmesi öldürmelerinden daha olası.
Belki de orangutanlar sandığımızdan daha gececidir.
McDonald's'ın bugüne dek ürettiğinden daha fazla bu.
dijital ekonomiye girmeye çalışıyor , bu da BAE'yi
Bunu mu yoksa şunu mu sevip sevmediğimden emin değilim.
ve bu durum onu eroin bağımlılığına giden
yani mendiller ya da iskambil kağıtları gibi küçük nesneleri kullanıyorum.
Herkesin sandığından daha küçük fotosentetik hücreler.
çünkü siz bana kendime duyduğum sevgiden daha çoğunu gösterdiniz." dedi.
çünkü siyaset bizim için önemli ve kim olduğumuzun bir parçası.
bir İspanyol ordusunu bozguna uğratarak düşmanı iki yöne kaçmaya gönderdi.
Altıncı Kolordu'nun saldırısı Rus solunu paramparça ederek Napolyon'un en
. Ama Ney'in, Masséna'nın feci liderliğini açıkça gördüğü şeye öfkesi açık bir
Osmanlı nüfuzunu zayıflattı ve bazı bölgelerde isyan tohumlarını attı
Onlar yeni olanın eski olandan daha iyi olduğuna kesin gözüyle bakıyorlar.
Bu da demek oluyor ki herkesin, riski diğer azaltmak için herkese karşı sorumluluğu var.
-- eylemler büyüyerek devam etti ve şimdiye dek 100 ölüm ve binlerce yaralanmaya sebep oldu
Galiba sen bugün söylediğim bir sözü anlamıyorsun.
İngiltere'nin iklimi İskoçya'nınkinden daha yumuşaktır.
İşte bu nedenle, eroin bağımlısı olan her beş kişiden dördü,
ve hiç kimse sevdiği biri için daha fazlasını yapamaz.
Modern tıptan kaçınanların olması ölü sayısını artırıyor.
bu işin tehlikesi ileride ne olduğunu bilmemektir.
ve birçok işçinin ölümüne neden olan bir patlamanın ardından içerisinde çalışılamayacak bir hâle gelmiş.