Translation of "هاتف" in Turkish

0.024 sec.

Examples of using "هاتف" in a sentence and their turkish translations:

رنّ هاتف سامي.

Sami'nin telefonu çaldı.

يوجد هاتف في غرفتي.

Odamda bir telefon var.

استعمل فاضل هاتف ليلى.

Fadıl, Leyla'nın telefonunu kullandı.

استرجعت الشّرطة هاتف ليلى الذّكي.

Polis, Leyla'nın iPhone'unu buldu.

كان هاتف ليلى في النّفايات.

Leyla'nın telefonu çöpteydi.

وهكذا، يكون الدخول الكامل إلى هاتف الشخص

Bir kişinin telefonun tümüne ulaşmak

هل هناك هاتف عمومي في هذه المنطقة؟

- Bu çevrede halk açık bir telefon var mı?
- Bu çevrede umumi bir telefon var mı?

خرجت من المحطة واتجهت إلى أقرب هاتف عمومي

İstasyondan çıktı ve yakındaki telefon kulübesine girdi.

بدون اسم للشركة، رقم هاتف، بريد الكتروني، صندوق بريد --

hiçbir şirket adı, telefon numarası, e-posta adresi, posta adresi yoksa,

كان كل ما احتجته هو هاتف ذكي، جهاز لوحي، أو حاسوب،

Tek ihtiyacınız, telefon, tablet veya bilgisayar,

خرجت، في هذه الأوقات لم يكن هناك هاتف محمول، ولكن يوجد هواتف عمومية.

Dışarı çıktım o zamanlar cep telefonu filan yok, ankesörlü telefonlar var.

منذ وقتٍ طويلٍ قبل أن يصبح هناك قنوات تلفزيونية أو إنترنت أو حتى هاتف،

Kablo, internet veya hatta telefon olmadan çok önce