Examples of using "محظوظ" in a sentence and their turkish translations:
Ben şanslıyım.
Ne şanslı bir kişi o!
Tom şanslı bir adam.
Ne kadar şanslısın!
Tom şanslı bir piç.
Sami bugün Müslüman olduğu için çok mutlu.
Öyle şanslı da aramızda var mı bilmiyorum