Examples of using "أنتَ" in a sentence and their turkish translations:
Onu hak ettin.
- Gözümün nurusun.
- Sen benim gözbebeğimsin.
Sen iyi misin?
Baba, neredesin?
Korkuyor musun?
Üzgün müsün?
Neredeyse ölüyordun.
Her zaman geç kalıyorsun.
Hikayenin geriye kalanını bilirsin.
Çok yorgun görünüyorsun.
- Sen kimsin?
- Siz kimsiniz?
Sen de çok fazla düşünüyorsun.
Sen de mi Brütüs?
Ailemizi rezil ettin.
Dans edebilirsin, öyle değil mi?
Neredeyse arabama çarpıyordun.
İş bulmalısın.
Ya bizimlesin ya da bize karşısın.
Onu her zaman söylüyorsun.
Üzgün müsün?
Tek başına mısın yoksa biriyle birlikte misin?
Kalbimi kırdın.
Kurallara karşı geldin.
Hangi dondurma dükkanına gidiyorsun?
Onu yapmak istemeyebilirsin.
Gerçekten bilmek istemezsin.
Arkadaşım mısın?
Ne kadar güzelsiniz!
Tom'la konuşmak isteyebilirsin.
Muhtemelen yalnız olmak istersin.
Bu hatayı yapan ilk kişi değilsin.
Jamal Sadiq siz misiniz? Ben büyük bir hayranım!
Şimdi iyi misin?
Henüz hazır değilsin.
Onu nereden bildin?
Büyük bir burnun var.
Bir erkek çocuğu gibi görünüyorsun.
Sen korku filmlerini sevmiyorsun, değil mi?
Hey, bisikletimden in.
- Onu nasıl biliyorsun?
- Onu nereden biliyorsun?
Ne kadar şanslısın!
Bana Tom diyebilirsin.
Her zaman buraya gelebilirsin.
Senden ve Mary'den gerçekten Tom'a bahsetmemi ister misin?
Haydi. Onu yapabilirsin.
Yaptığın yanlıştı.
Senin benden daha iyi görüşün var.
Çok iyi görünüyorsun.
Boşanmak istiyorsun, değil mi?
Bu kez kaçmayacaksın!
Bizimle gelebilirsin.
Her zaman kanepemde uyuyabilirsin.
Bu karışıklıktan sen sorumlu değilsin.
Kime sorarsan sor, tatmin edici bir cevap alamazsın.
Bu, kendi çizdiğin bir resim midir?
Sadece hayat sorunlarından kaçıyorsun.
O sadece besleyici olduğu için onu yiyemezsin.
Senin nereye gidiyor olduğunu sorabilir miyim?
Merhaba. Eğer yanılmıyorsam, sen bizim yeni komşumuzsun, değil mi?
İngilizce konuşamazsın, değil mi?