Translation of "ابن" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "ابن" in a sentence and their turkish translations:

لديها ابن وابنة.

Onun bir oğlu ve bir kızı vardır.

"لكن أنا لدي ابن.

"Ama benim bir oğlum var.

كل ابن آدم خطاّء

- Herkes hata yapar.
- Herkes hatalar yapar.

لديها ابن يحبه الجميع.

Onun, herkesin sevdiği bir oğlu var.

توم ابن حرام محظوظ

Tom şanslı bir piç.

هو ابن سافلة متغطرس.

- O bir fahişenin kendini beğenmiş oğludur.
- O bir fahişenin kibirli oğludur.

ألك ابن اسمه توم؟

Tom adında bir oğlun var mı?

- ابن عمي بارع في الخدع السحرية.
- ابن خالي بارع في الخدع السحرية.

Kuzenim hokus pokusta iyidir.

اتضح أن بايهان قتل ابن عمه

Bayhan’ın kuzeniydi galiba,

ابن عمي من مصر. هو مصري.

Kuzenim Mısır'dan. O Mısırlıdır.

جون ليس أخي ، بل ابن عمي.

John erkek kardeşim değil fakat benim kuzenim.

أجل، لقد طعنت ابن عمي بطريق الخطأ،

- Evet kazara kuzenimi bıçakladım,

كان جميع الأطفال مثل ابن تلك الأم

bütün çocuklar o annenin evladı gibiydi

يحيط بمرج ابن عامر جبل جلبوع في الجنوب

Jezreel Vadisi'nin güneyinde Gilboa Dağı ve

تمكنت من إقناع ابن عمي على قبول خطتي.

Kuzenimi planımı kabul etmeye ikna etmeyi başardım.

هل رأيت في حياتك " ابن عرس " على الحقيقة ؟ .

Sen daha önce hiç canlı bir gelincik gördün mü?

في اليوم التالى امتطى ابن المزارع أحد الأحصنة البرية.

Ertesi gün, çiftçinin oğlu yabani atlardan birine biner,

لويس غابرييل سوشيت في ليون ، وهو ابن تاجر حرير ثري.

Louis-Gabriel Suchet, zengin bir ipek tüccarının oğlu olarak Lyon'da doğdu.

تقول قصته الخاصة أنه كان ابن ملك سويدي ، وقتل تنينًا ...

Kendi destanı, bir İsveç kralının oğlu olduğunu ve bir ejderhayı öldürdüğünü söylüyor ...

قام ابن عمه هجورفارد بهجوم فجر مفاجئ على قاعة الملك.

Kendi kuzeni Hjorvard, kralın salonuna bir sürpriz, şafak saldırısı yaptı.

الى سوريا عام الفٍ وتسعمائةٍ وتسعين على ابن الرئيس السوري

ziyaretinde tanıştığı Arap ve İngiliz kültürlerini birleştiren

تغير مصير اسماء للابد لتكون هي الذكية وحبيبة ابن الرئيس الفتاة

Asma'nın kaderini sonsuza dek değiştirebilecek bir karakter sevgisinden önce geldi.

مع خروج ابن الاسد الى لندن لاكمال دراسته في طب العيون.

İki taraf arasındaki dostluk. Bazı arkadaşlar Asmaa ile başladı.

ميشيل ناي ابن كوبر من لورين ، وهي منطقة فرنسية ناطقة بالألمانية على

Michel Ney, Fransa'nın doğu sınırındaki Almanca konuşulan bir bölgesi olan Lorraine'den bir kooperatifin oğluydu

دخلت في معركةٍ مفتوحةٍ مع ال مخلوف وعلى رأسهم رامي ابن خال

ve o anda o Makhlouf ile açık savaşa girdiğini Beşar Esad'ın

أبي موظف بنكي، عمي موظف بنكي، عمتي موظفة بنكية، ابن عمي موظف بنكي.

Babam bankacı, amcam bankacı, halam bankacı, kuzenim bankacı.