Translation of "انه" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "انه" in a sentence and their turkish translations:

انه حقا مزعج

Çok can sıkıcı bir durum aslında

انه شخص محظوظ

Ne şanslı bir kişi o!

انه ثقب الاسود.

O bir kara delik.

"انه مثل الإنفلونزا"

"Bu grip gibi."

انه يحب الشاي.

O çay sever.

انه خطأ ، توم

O yanlış, Tom.

انه جميل لكن لا اظن انه يكون مناسب للسرير

O güzel ama yatakta çok iyi olduğunu sanmıyorum.

- انه يسوق سيارة .اليس كذالك
- انه يسوق سيارة.اليس كذالك

O, bir araba sürer, değil mi?

انه أمر يؤسف له.

Ne yazık ki.

Yav انه يعتقد ذلك

Yav he he sen öyle san

انه نوع من الفطر.

O bir mantar.

هذا الهواء انه جلد أرضنا.

Bu hava dünyanın cildidir.

أظن انه يجب ان يذهب

Sanırım gitmem gerekiyor.

انه يكسب ثلاثة أضعاف أكثر مني .

O benden üç kat daha fazla kazanır.

انا اعتقد انه ما يزال صغيراً

Bence o çok genç.

انه يطبق علينا جميعا, كأهل, كمدرسين, كمدراء,

her birimiz için, ebeveyn olarak, öğretmen olarak, yönetici olarak ve bugün burada

ايلون مسك حذر من انه خطر وجودي

Elon Musk, bunun bir varoluşsal risk olduğu ve toplum olarak

هذا الفيلم ليس الفيلم الذي فكرت انه هو .

Film düşündüğüm gibi değildi.

انه يكسب ثلاثة أضعاف أكثر مما افعل انا .

O benim kazandığımdan üç kat daha fazla kazanır.

شخصٌ يُدعَى هنري قال انه يريد ان يقابلك.

"Hiniri" adlı birisiyle görüşecek.

- انه لمن المهم جداً الحصول على كفاية من الراحة.
- انه لمن المهم جداً الحصول على ما يكفي من الراحة.

- Yeteri kadar dinlenmek önemlidir.
- Yeterince dinlenmek çok önemlidir.

انه يجني من المال ثلاثة اضعاف ما اجنيه انا .

O, benim kazandığımdan üç katı daha fazla para kazanır.

المؤتمر الوطني العام ويعرف انه من الموالين والعاملين مع حكومة

hükümetine sadık ve işçilerden biri olduğu biliniyor

ارتفاعه مئةً وثمانيةً وثلاثين قدماً. ورغم انه يعد اليوم ذا

yüz otuz sekiz fit yüksekliğe ulaşan Chicago'daki Sigorta

اللعاب والعطاس والسعال لتعم معه الفوضى والضياع. قد تعتقد انه

tükürük, hapşırma ve öksürme yoluyla bulaşan virüs yayılır, onu kaotik ve kaybolur.

الحالات ويعرف عن هذا الزواج العرفي انه ظاهرةٌ تهدد استقرار

ortaya çıkmıştır. Son iki yıl, iki yüz elli bin davaya veya toplam

"اود ان اصدق انه في النهاية سيكون مثل فيروس الأنفلونزا"

"Bunun, grip virüsü gibi sonuçlanacağına inanmak istiyorum."

من منكم يستطيع القول انه عمل لي اكثر من عملي لكم

Aranızdan kim benim onun için çalıştığımdan daha çok benim için çalıştığına inanıyor?

الخبر تحت اسم زواج التجربة وقال المحامي المصري انه استمد فكرته

, ancak medya haberi tecrübe evliliği adı altında ele aldı ve Mısırlı avukat, fikrini

انا اؤمن انه يمكن ان يروى كيف خلق الماضى المظلم مستقبلا مشرقا،

nasıl parlak bir gelecek yarattığının hikâyesini anlatabilir.

فكرة زواج ابنه منها لانها سنية طريقٌ كان يعتقد انه سينتهي عند

Esad bunu terk etmeyecek oğlunun onunla evliliğinin Sünni bir yol olduğunu düşündüğü için

من متطفلٍ جديد قد يعيد الكوكب الى الاغلاق الكامل رغم انه لم

konusunda temkinli kaldı . Sağlık Örgütü ise resmi web sitesinde bu virüsün

البحر الميت على قيد الحياة ، انه يجذب السياح من جميع بقاع العالم .

- Ölü Deniz yaşıyor: dünyanın her köşesinden turist çekiyor.
- Lut Gölü yaşıyor: dünyanın her köşesinden turist çekiyor.

انه امرٌ طبيعي. لكن ما رأيك اذا اخبرتك انها بنيت في القرن عشر.

. Ama size 19. yüzyılda inşa edildiğini söylersem ne düşünüyorsunuz? O zamanlar çölde ve güneşin

في منتصف الليل ، قال هذا السائح المجري : انه الوقت المناسب لزيارة برج ايفل .

Bu Macar turist "Geceyarısı!" der. Eyfel Kulesini ziyaret zamanı.

لكن، ما دمنا نستخدم الخرائط المسطحة يجب علينا الاخذ بعين الاعتبار تلك الاسقاطات وان نتذكر انه

Ancak, düz haritalar kullandığımız sürece projeksiyonların saçmalıklaını ele alacağız, şunu unutmayın: