Translation of "سار" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "سار" in a sentence and their turkish translations:

سار ألكساندر إلى فرادا

İskender Phrada'ya doğru yürüdü.

سار إلى ساغونتوم وحاصر المدينة

Saguntum'a doğru yürüdü ve şehri kuşattı.

سار برتيير على خطى والده ،

Berthier, babasının izinden

الذي سار على جبال هندو كوش ،

Hindu Kush dağlarının üzerinden yürüyen,

‫حسناً. سار هذا الأمر على ما يرام.‬

Pekâlâ. Bu gayet iyi oldu.

وقد سار الأمر بشكل جيد لعدة سنوات.

Ve gerçekten de bu yıllarca çok işe yaradı.

لكن سار شيء ما بطريقة خاطئة جدًا.

Ancak bir şey korkunç şekilde ters gitti.

سار إلى بلاسينتيا وخيم قرب نهر بو

Placentia'ya hareket ediyor ve Po Nehri'nin karşısına kampını kuruyor.

سار لونجوس مع بقية جيشه للقاء العدو

Longus düşmanla karşılaşmak üzere ordusunun geri kalanı ile yürümeye başladı.

سار المغول على طول الجانب الشرقي لبحيرة طبريا

Moğollar Taberiye gölünün doğu tarafı boyunca ilerlediler.

سار المغول بعمودين، راغبين في اعتراض المماليك ومفاجأتهم

Moğollar iki sütun şeklinde ilerleyip Memlükleri şaşırtmak istiyorlardı.

في أواخر 218 قبل الميلاد، سار حنبعل بقواته على جبال الألب

M.Ö 218'in sonlarına doğru, Hannibal ordusuyla Alpleri aşmıştı.

ثم سار سولت جنوبًا واحتل بورتو ، حيث بدأت شائعات بأنه يفكر في

Soult daha sonra güneye yürüdü ve kendisini Portekiz kralı olarak taçlandırmayı

بعد شهرين ، سار شمالًا مرة أخرى لتخفيف بطليوس ، الذي يحاصره العدو الآن ،

İki ay sonra, şimdi düşman tarafından kuşatılmış olan Badajoz'u rahatlatmak için tekrar kuzeye yürüdü

لكن الملك هارولد جودوينسون سار شمالًا لمقابلته ، وتحرك بسرعة كبيرة لدرجة أنه

Ama Kral Harold Godwinson onunla buluşmak için kuzeye yürüdü, o kadar hızlı hareket etti ki

بناءً على الاتجاه الذي سار فيه، أظن أنه كان متجهًا إلى البلدة.

Onun gittiği yönden onun şehre doğru gittiğini söyleyecektim.

كل شيء سار على ما يرام في هذا الفيلم ، لكنه جعلني أخيرًا أبكي

bu filmde her şey güzel giderken sonunda ağlatmıştı ama

عشية معركة أوسترليتز ، سار دافوت بقوة في فيلقه لمسافة 70 ميلاً في يومين ،

Austerlitz Muharebesi arifesinde, Davout kolordusunu 2 günde 70 mil zorla yürüdü ve

سار هارولد جودوينسون بسرعة كبيرة إلى يورك ، واستمر في السير عبر يورك ، وكان

Harold Godwinson çok hızlı bir şekilde York'a yürüdü ve York'ta yürümeye devam etti

في صباح اليوم التالي سار على الجنرال أوستن ساكن القوة بالقرب من Montmirail.

Ertesi sabah General Osten-Sacken'in üzerine yürüdü Montmirail yakın kuvvet.

بعد أن سار في السابق في تشكيل فضفاض للغاية، فإن جيش فلامينيوس اندهش تمامًا

Öncesinde gevşek bir formasyonda yürüyor olmanın etkisiyle, Flaminius'un ordusu tamamen savunmasız yakalanmış oluyor.

في الربيع التالي ، سار جيش نابليون فوق جبال الألب إلى إيطاليا. قادت طليعة لانز الطريق ،

Sonraki bahar, Napolyon'un ordusu Alpler üzerinden İtalya'ya yürüdü. Yolu Lannes'ın öncüsü açtı

ومع ذلك سار سولت شمالًا مع 20 ألف رجل ، وأسر باداخوز ... لكنه انسحب بعد تلقيه أنباء

ancak Soult 20.000 adamla kuzeye yürüdü ve Badajoz'u ele geçirdi… ancak Barrosa yakınlarında bir düşman inişinin