Translation of "رأى" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "رأى" in a sentence and their turkish translations:

ربما توم رأى شيئاً.

Belki Tom bir şey gördü.

توم رأى شيئا غريبا.

Tom tuhaf bir şey görmüş.

رأى سامي مسلمين يصلّون.

Sami Müslümanları namaz kılarken gördü.

رأى سامي ذلك المنزل.

Sami evi gördü.

رأى إيفو حبة العنب تلك.

Ivo üzüm gördü.

أتظنّ أنّ توم رأى ماري؟

- Tom'un Mary'yi gördüğünü düşünüyor musun?
- Sence Tom Mary'yi gördü mü?

رأى سامي ملابس ليلى هناك.

Sami orada Leyla'nın elbiselerini gördü.

توم رأى ماري تقوم بذلك

Tom Mary'nin bunu yaptığını gördü.

قال توم بأنه رأى ماري البارحة.

- Tom dün Mary'yi gördüğünü söyledi.
- Dün Tom Mary'yi gördüğünü söyledi.

هرب الرجل بعد أن رأى الشرطي.

Adam polisi görünce kaçtı.

وبعدها مباشرةً رأى المعلمون الملاحظة وسألوا طلابهم،

Öğretmenler notu gördüler ve öğrencilerine sordular,

أشرق وجه الطفل حين رأى بابا نويل.

Noel babayı gördüğünde çocuğun yüzü parladı.

ما أن رأى الشرطي حتى ركض هارباً.

Polisi görür görmez kaçtı.

توم كان آخر من رأى ماري حيّة.

Tom, Mary'yi canlı gören son kişiydi.

لقد رأى أحداث درامية، أثرت على حياة الآخرين

O korkunç, hayatı değiştiren ve hayatı yok eden olay gördü

عندما رأى الأتراك فرقة الأفلاق الصغيرة، اندفعوا نحوها.

Küçük Eflak süvarilerini gören Türkler hızla ilerledi.

رأى سامي طبيبا نفسيّا في مستشفى لقداماء الجيش.

Sami bir gazi hastanesindeki bir psikiyatrı ziyaret etti.

ولكن عندما رأى ما حدث حقاً انفجر في البكاء.

Gerçekten ne olduğunu görünce de gözyaşlarına hakim olamadı.

رأى البعض فيها تقنيناً جديداً للانحرافات ورأى فيها البعض

gördüklerinde, bazıları sapmaların yeni bir yasallaştırılmasını gördüler, bazıları bunlarda

الاساسي كما رأى الازهر بهذا الزواج امتهاناً للمرأة وتضييعاً

konu ve hükmün çıkarılması hakkında yorum yapmak

رأى ضعفًا!" ، قال لمساعده ، وهو يضحك على ارتداء دافوت للنظارات.

!" Dedi, kamp yardımcısına Davout'un gözlük takmasıyla şaka yaptı.

لكنه سرعان ما رأى أن الجيش يتدفق على راية نابليون.

Ancak kısa süre sonra ordunun Napolyon'un sancağına akın ettiğini gördü.

على الفور أمر بايزيد السيباهي بالانضمام إلى القتال على الاجنحة ولكنه رأى

Bayazid, aniden yanlardaki askerlere savaşa katılmalarını emretti.

رأى أن الجميع يدعوه الرجل الذي يبتسم ، وقد صنع فيلمًا باسم رجل الغرفة

baktı ki herkes ona gülen adam diyor, oda gülen adam isminde bir film çekti

مثل مارشال ناي ، عارض في البداية عودة نابليون من المنفى ، لكنه رأى الاتجاه الذي

Mareşal Ney gibi, başlangıçta Napolyon'un sürgünden dönüşüne karşı çıktı, ancak rüzgarın hangi yönden estiğini gördü