Examples of using "حلب" in a sentence and their turkish translations:
1260 Ocağında Halep kapılarındalardı
Ek olarak 2 bin Silisyalı Ermeni ve Gürcüler Halebin garnizonundan katıldılar
Çünkü önceki Sultan Halepi,Baybarsa vereceği sözünü tutmayıp ondan korktuğu için hırsından sakınmıştır.
Ona katılmaya ikna etmek hatta savaştan sonra Halebi ona bırakmaktı
Halepin korkunç kaderine tanık olan Suriyenin kalanı Mart sonunda teslim oldular.