Translation of "تفعله" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "تفعله" in a sentence and their turkish translations:

أنت تفعله بطريقة خاطئة!

Onu yanlış yapıyorsun!

ما تفعله محفوف بالمخاطر

Tüm kaynaklarını aynı işe yatırma.

أو هذا الشيء الذي تفعله.

veya şimdi yaptığınız şey değildir.

لا أحد يراقب ما تفعله،

kimse ne yaptığınızı izlemiyor

‫لا يمكنني رؤية ما تفعله.‬

Ne yapıyor, göremiyorum.

ما الذي تفعله بوقت فراغك؟

- Boş zamanında ne yaparsın?
- Boş zamanlarında ne yapıyorsun?

لا تستطيع أن تفعله غدا.

Onu yarın yapamazsın.

أظن أنك يجب أن تفعله.

Bence yapmalısın.

- ماذا تفعل؟
- ما الذي تفعله؟

O ne yapıyor?

كل ما تفعله هو التذمر.

O, şikâyet etmekten başka bir şey yapmaz.

‫ما تفعله قردة الربّاح وإنسان الغابة،‬

Tıpkı babunların ve orangutanların yaptığı gibi.

‫ما تفعله قردة الربابيح وإنسان الغابة،‬

Tıpkı babunların ve orangutanların yaptığı gibi.

لم يكن لديها ما تفعله بالأمس.

Onun dün yapacak bir şeyi yoktu.

‫ما تفعله ليلًا لم يُصوّر من قبل.‬

Karanlıkta yaptıkları şeyler hiç filme alınmamıştı.

عندما تسأل عما يمكن أن تفعله الإكليل

Korona bize ne yapabilir diye sorduğunuzda

- سام ، ما الذي تفعله؟
- سام ، ماذا تفعل؟

Sam, ne yapıyorsun?

- ماذا كنت تفعل؟
- ما الذي كنت تفعله؟

Ne yapıyordun?

و شكرا لك على كل ما تفعله هناك.

ve orada yaptığın her şey için teşekkür ederim.

ما الأمر الآخر الذي يجب عليك ان تفعله؟

- Başka ne yapmalısın?
- Başka ne yapman gerekiyor?
- Başka ne yapmak zorundasın?

لأن هذا ما تفعله المواعدة عبر الإنترنت بشكل جيد.

Burada hangi konuda iyi olduğu yazıyor.

وهذا ما لا تفعله المواعدة عبر الإنترنت بشكل جيد.

Burada da iyi olmadığı konular.

فقد فعلا ما لا تفعله الكثير من العائلات التركية.

ki çoğu Türk ailesinin yapmadığı bir şeyi yaptılar.

إن لم يكن هناك ما تفعله، لمَ لا تقرأ كتابا؟

Yapacak bir şeyin yoksa neden bir kitap okumuyorsun?

دعونا نلقي نظرة على ما تفعله الجمعية التاريخية التركية للقيام بذلك؟

bunları yapmak için Türk Tarih kurumunun ne yaptığına bir bakalım mı?

لا يهم ما تفعله, يجب عليك أن تفعل أفضل ما لديك.

Ne yaparsan yap önemi yok, elinden geleni yapmak zorundasın.

- أنت دائماً ما تشتكي.
- كل ما تفعله هو الشكوى.
- إنك تشتكي دائماً.

Her zaman şikâyet ediyorsun.

- ماذا كنت تفعل في ذلك الوقت؟
- ما الذي كنت تفعله آن ذاك؟

O zaman ne yapıyordunuz?

- ماذا تفعل؟
- ما الذي تفعله؟
- ماذا تفعلين؟
- ماذا تفعلان؟
- ماذا تفعلون؟
- ماذا تفعلن؟

Ne yapıyorsun?

تركيا ليست المكان الذي نحتاج أن نأخذه كمثالنا لإيطاليا. نفعل نفس ما تفعله إيطاليا

Bizim Türkiye olarak örnek almamız gereken yer İtalya değil. Biz İtalya ne yapıyorsa aynısını yapıyoruz

- إفعل كل ما أخبركَ توم أن تفعله.
- إفعلى كل ما أخبركِ توم أن تفعليه.

Tom'un yapmanı söylediği şeyi yap.

‫ما عليك أن تفعله ‬ ‫هو أن تستخدم القفاز المطاطي‬ ‫وتشده جيداً حول هذه، وتمسك بالرأس،‬

Lateks eldiveni alıp bunun üzerine iyice germeli ve başını aldıktan sonra