Translation of "تفعل" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "تفعل" in a sentence and their turkish translations:

لا تفعل هذا

Bunu yapmayın

ماذا تفعل الإكليل؟

Korona ne yapar?

توم، ماذا تفعل؟

Tom, ne yapıyorsun?

كيف تفعل ذلك؟

Onu nasıl yapıyorsun?

لا تفعل ذلك!

- Onu yapma.
- Yapmayın!
- Yapma!

لا تفعل ذلك ، يا أخي الجميل ، لا تفعل ذلك

yapmayın güzel kardeşim yapmayın

"يقول الناس دائماً، الأنفلونزا تفعل هذا، الأنفلونزا تفعل ذاك"

"İnsanlar her zaman söyler, efendim, grip bunu yapar, grip şunu yapar.

وكيف كانت تفعل ذلك؟

Bunu nasıl mı yapıyordu?

وهو: "كيف تفعل ذلك؟"

"Bunu nasıl yapıyorsun?

بينما هارفرد لم تفعل.

Harvard tutmadı.

أنت مسؤول عمّا تفعل.

Yaptığından sorumlusun.

ماذا تفعل بأوقات فراغك؟

Boş zamanlarında ne yaparsın?

لم تفعل هذا دائما؟

Neden bunu her zaman yapıyorsun?

أوتظنني سأدعك تفعل ذلك؟

Onu yapmana izin vereceğimi gerçekten düşünüyor musun?

ماذا تفعل يا أبي؟

Ne yapıyorsun, baba?

فكر قبل أن تفعل!

Harekete geçmeden önce düşün!

أعتقد بأنك تفعل الصواب

Sanırım doğru şeyi yapıyorsun.

ويتوقف عندما لا تفعل شيء.

ve hiçbir şey yapmadığınızda sessizleştirmeniz.

‫هيا، يمكنك أن تفعل هذا.‬

Hadi, bunu yapabilirsiniz.

ر.ه:لا، ديزيني تفعل نفس الشئ،

RH: Hayır, Disney bu alanda lider

ماذا تفعل الجمعية التاريخية التركية؟

Türk Tarih Kurumu ne iş yapar o zaman?

قال صديق مقرب ، ماذا تفعل؟

Yakın bir arkadaşım aradı dedi ki yobaz ne yapıyosun

لا تفعل ذلك بعد الآن

Yapmayın artık

لا تستطيع ان تفعل ذلك!

yapmıyor!

عليك أن تفعل ما بوسعك.

Elinizden geleni yapmalısınız.

هل أنت تعلم ماذا تفعل؟

- Ne yaptığını biliyor musun?
- Yaptığın şeyi biliyor musun?

لا أرى مشكلة فيما تفعل.

Yaptığında yanlış bir şey görmüyorum.

لن أدعك تفعل ذلك ثانية.

Asla onu tekrar yapmana izin vermeyeceğim.

- ماذا تفعل؟
- ما الذي تفعله؟

O ne yapıyor?

ماذا تفعل هنا يا جمال؟

Jamal, burada ne yapıyorsun?

لم لا تفعل ذلك بنفسك؟

Neden bunu kendiniz yapmıyorsunuz?

أن تفعل ذلك والقوة في يدك.

O güç elindeyken bunu yapabilmek.

وليس عليك أن تفعل هذا لوحدك."

ve bunu yalnız yapmak zorunda değilsin"

كان رفيقي يدفعني موبخًا: "ماذا تفعل؟"

Arkadaşım beni dürterek ''Ne yapıyorsun?'' dedi.

ولكن القليل من الناس تفعل هذا.

ancak çok az insan var.

ماذا تريد أن تفعل في المستقبل؟

Gelecekte ne yapmak istiyorsun?

- لماذا تفعل هذا؟
- لماذا تفعلين هذا؟

Sen bunu neden yapıyorsun?

أتمنى أن تفعل ما أُمِرت به.

Keşke sana söylenildiği gibi yapsan.

بالطبع، تستطيع ان تفعل ما تشاء.

- Ne yapmak istersen yapabilirsin tabii ki de.
- Ne yapmak isterseniz yapabilirsiniz tabii ki de.
- Yapmak istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz, elbette.

لا تدري ماذا تفعل، أليس كذلك؟

Ne yaptığını bilmiyorsun, değil mi?

ربما يجب ان تفعل ذلك الآن.

Belki de onu şimdi yapman gerekir.

هيا, أرنا ما يمكنك ان تفعل.

Hadi yapabildiğini bize göster.

- لا يمكنك أن تفعل شيئين في وقت واحد.
- لا يمكنك أن تفعل شيئين في الوقت ذاته.
- لا يمكنك أن تفعل شيئين في الوقت نفسه.

Aynı zamanda iki şeyi yapamazsın.

حاولت أن تفعل كل شيء بشكل صحيح.

Her şeyi doğru yapmaya çalışmıştı.

- " لا، أنا مجرد صبي مستعبد." - "سوف تفعل."

"Hayır, ben sadece bir köle oğlanım." "Bileceksin."

كما تفعل جميع الأشياء الأخرى من ملكيته،

Sahipliğindeki diğer tüm nesneler gibi,

‫تبدأ المغامرة!‬ ‫هيا، يمكنك أن تفعل هذا.‬

Macera başlıyor! Hadi, bunu yapabilirsiniz.

- سام ، ما الذي تفعله؟
- سام ، ماذا تفعل؟

Sam, ne yapıyorsun?

- ماذا كنت تفعل؟
- ما الذي كنت تفعله؟

Ne yapıyordun?

غايتي هي ألا تفعل ما تندم عليه.

Sadece üzüleceğin bir şey yapmanı istemiyorum.

"توم، ماذا تفعل؟" "ماذا يبدو أنني أفعل؟"

"Tom, ne yapıyorsun?" "Ne yapıyor gibi görünüyorum?"

هو يأمل أن يجعلها تفعل ما يريده.

İstediğini yaptırmak için onu baştan çıkaracağına inanıyor.

لم تحاول حتى ان تفعل الشيء الصحيح

O, doğru şeyi yapmayı bile denemedi.

وكان ل"بريا" أن تفعل ما بوسعها لتأكل.

ve Priya yemek için ne yapmak zorunda kalırsa yapıyordu.

ماذا تفعل؟ هل تعانق نفسك لتحصل على الملح؟

Burada ne yapıyorsun? Casal'la kucaklaşıyor musun?

هو موقف لدي اتخذت في حين تفعل هذا.

onu tasarlarken takındığım tavırdır.

أنا العب الأن كرة القدم. وأنت, ماذا تفعل؟

Şu anda futbol oynuyorum.Ne dersin, Sen ne yapıyorsun?

إذا أردت, يمكنني أن أُريك كيف تفعل ذلك.

Eğer istiyorsan, onu nasıl yapacağını sana gösterebilirim.

لكن الكرة متعددة الطبقات يمكنها أن تفعل الأمرين.

Ancak çok katmanlı bir top her ikisini de yapabilir.

لماذا تريد أن تفعل شيئا من هذا القبيل؟

Niçin böyle bir şey yapmayı istiyorsun?

لماذا تفعل هذا إن كان لي أن أسأل؟

Sormamda bir sakınca yoksa, bunu neden yapıyorsun?

"ماذا تفعل حين يشهد ابنك حادثة انتحار بالطلق الناري؟"

başlıklı bir bölümün olacağına dair ciddi şüphelerim var.

لماذا تفعل هذه المجموعات فعلها لشبابنا وليس لنا نحن؟

Peki bu gruplar, bunları neden bize değil de gençlere yapıyor?

يمكنك أن تجعل الجميع عبداً لك، أن تفعل ما تريد.

Herkesi kendine kul edebilirsin, istediğini yapabilirsin.

ماذا تعتقد أن تفعل الأسر التي لا تستطيع إطعام أطفالها؟

Çocuğuna ekmek yediremeyecek duruma düşen aileler sizce ne yapacak?

- لا تفعل شيئا حتى آتي.
- لا تقم بشيء حتى آتي.

Ben gelene kadar hiçbir şey yapmayın.

ماذا تفعل عندما ما تريد لا يتطابق مع ما كنت تتوقع؟

Peki istediğin şeyle beklediğin şey uyuşmadığında ne yaparsın?

ماذا تريد أن تفعل بوقتك وفي أي وقت تريد أن تسترخي؟

Rahatlamak istediğinde ve boş zamanında ne yapmak istersin?

"أما أنت يا سولت ، فأنا أقول فقط - تصرف كما تفعل دائمًا."

"Sana gelince, Soult, sadece - her zaman yaptığın gibi davran" dedi .

لا يهم ما تفعله, يجب عليك أن تفعل أفضل ما لديك.

Ne yaparsan yap önemi yok, elinden geleni yapmak zorundasın.

فلم يكن للولايات المتحدة فكرة ماذا تفعل في العراق بعد 2003

Amerika'nın Irak'ta ne yaptığına dair herhangi bir fikri olduğunu sanmıyorum.

وفي النهاية، لاتفكر أنه من أجل أن تفعل ما هو قيم،

Ve son olarak, değerli olan şeyi yapmak için,

‫هيا، يمكنك أن تفعل هذا.‬ ‫الأمر راجع لك. يجب أن تتخذ قرارك.‬

Hadi, bunu yapabilirsiniz. Bu size bağlı. Bir karar vermelisiniz.

يمكن للقوات الفرنسية التي يفوق عددها في طريقها أن تفعل تتراجع فقط.

Yollarındaki sayıca fazla Fransız kuvvetleri sadece geri çekilin.

- ما الذي حملها على فعل شيء كهذا؟
- ما الذي جعلها تفعل ذلك؟

Ona öyle bir şeyi yaptıran nedir?

- ماذا كنت تفعل في ذلك الوقت؟
- ما الذي كنت تفعله آن ذاك؟

O zaman ne yapıyordunuz?

لذا فأنت تفعل ما لو كان أي شخص آخر ليفعله في هذا الموقف.

O durumda kim olsa yapacağı şeyi yapıyorsunuz.

لقد صنعت 5 نجوم. لقد صنعت 6 نجوم ، هل يمكنك أن تفعل ذلك؟

ben 5 yıldız yaptım. 6 yıldızı yaptım ben sen yapabildin mi

- ماذا تفعل؟
- ما الذي تفعله؟
- ماذا تفعلين؟
- ماذا تفعلان؟
- ماذا تفعلون؟
- ماذا تفعلن؟

Ne yapıyorsun?

- أمتأكد من معرفتك بكيفية فعل هذا؟
- أمتأك من أنك تعرف كيف تفعل هذا؟

Bunu nasıl yapacağını bildiğinden emin misin?

هذا يعني أن هؤلاء الرجال قد فعلوا شيئًا خاطئًا. دعونا نلقي نظرة على البلدان التي تفعل ذلك بشكل صحيح. إلى الصين ، إلى كوريا الجنوبية ...

Ya demek ki bu adamlar bir şeyi yanlış yapmış. Doğru yapan ülkelere bir bakalım. Çin'e Güney Kore'ye...