Translation of "بطريقة" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "بطريقة" in a sentence and their turkish translations:

بطريقة توم

-Tom'un yaptığı şekilde-

وربما بطريقة مدهشة،

Ayrıca şaşırtıcı bir şekilde,

اخترناهم جميعاً بطريقة عشوائية.

hiçbir hesap kitap yapmadan.

مضحك جدا ... بطريقة ما!

Çok komik… bir şekilde!

أنت تفعله بطريقة خاطئة!

Onu yanlış yapıyorsun!

السيد الذي يتصرف بطريقة صحيحة ،

Kusursuz bakımlı Bay Janti,

لكن نجح الأمر بطريقة ما.

Ama bir şekilde işe yaradı.

بطريقة لم يكن يتوقعها أحد؟

kimsenin öngöremediği bir şekilde.

بطريقة لزومية تتناسب مع تجاربنا.

geliştirmeye başlamak için harika bir yerdeyiz demektir.

فهي مبنية بطريقة تُضعِف بصيرتنا.

Öngörü gücümüzü azaltan bir yapıya sahipler.

يحاولون مواصلة حياتهم بطريقة مهضومة

Sindirilmiş bir şekilde hayatlarına devam etmeye çalışıyor

ولكن بطريقة ما يعرفون ذلك

ama bir şekilde bunu biliyorlar

هل بإمكاني مساعدتك بطريقة ما؟

Sana yardımcı olabileceğim bir şey var mı?

بطريقة أو بأخرى سنجد توم.

Öyle ya da böyle, Tom'u bulacağız.

نحن نرى الأشاء بطريقة مختلفة.

Biz şeyleri farklı olarak görüyoruz.

لتناولنا علاجه، كدولة، بطريقة مختلفة تمامًا.

o zaman ülke olarak bu konuya çok farklı yaklaşıyor olurduk.

وذلك بتعريف الرجولة بطريقة محدودة جداً.

Erkekliği çok dar bir çerçevede tanımlıyoruz.

لقد كانوا مخربين بطريقة سيئة جداً،

Çocuklar çok saldırgandı

لنعيد صياغة المشكلة بطريقة أكثر صدقاً

Bu yüzden sorunu daha doğru bir şekilde yeniden çerçevelendirirken

جميع هذه الأشياء تتم بطريقة إلكترونية.

Bunların hepsi online olarak yapılan şeyler.

هو لأنهما قاما بتربيتي بطريقة إيجابية.

bu ailemin beni her zaman iyimserlikle büyütmesi

أما الكلمة الثانية فنتعلمها بطريقة مخلتفة.

İkinci kelime, oldukça farklı şekilde öğreniyoruz.

هو لتثقيف أنفسنا لنعرف بطريقة أفضل.

daha iyisi yapmak için kendimizi eğitmek içindir.

وإذا قلنا تلك القصة بطريقة صحيحة،

Ve doğru söylediğimiz takdirde bu hikâye,

بطريقة سهلة، سريعة وأقل عرضة للحرج.

bunu kolay, hızlı ve daha az caydırıcı bir şekilde yapıyor.

تم ادخار الغلات بطريقة واحدة متساوية،

benzer şekilde tahıl muhafaza ediyorlar,

بطريقة ما، يقرّب العالم ببعضه البعض

Bir şekilde, insanları bir araya getirdi,

الآن دعونا نقيم بطريقة أكثر علمية

şimdi daha bilimsel açıdan değerlendirelim

كما أصيب في الكلام بطريقة مؤكدة

emin bir şekil de konuşmak ta yarala dı

الذي يتحدث عن الازدواجية بطريقة مختلفة.

bu şey farklı bir biçimde iki-likten bahsetti.

طريقة رائعة لاستكشاف تلك الأطر بطريقة أخلاقية.

uç bir ahlak tarzında keşfetmekte harika bir yol.

يتحركون بطريقة رتيبة، ولكن ممتعة بشكل غريب.

ve garip bir şekilde eğlenceli olarak ileri ve geri gidiyor

ربما علينا إعادة التفكير بطريقة عمل ذلك

bunu nasıl yaptığımızı tekrar düşünmeyi isteyebileceğimizi söylüyorum.

ونعيد هيكلة النظام الاجتماعي بطريقة أكثر عدلاً،

ve sosyal sistemlerimizi daha adil şekilde yeniden yapılandırırken

بطريقة ما لا تبدو سوى مجرد وقاحة.

Oysa kaba olmak öyle değil.

لكن سار شيء ما بطريقة خاطئة جدًا.

Ancak bir şey korkunç şekilde ters gitti.

بطريقة تخلص الهواء من ثاني أكسيد الكربون.

belli bir fikir üzerinde bağımsız olarak çalışıyorum.

‫بطريقة جنونية نوعًا ما، كان ذلك مريحًا.‬

...aslında bir şekilde rahatladım.

سنعرف كيف نصلح هذا بطريقة أو بأخرى.

Öyle ya da böyle, bunu nasıl onaracağımızı düşünerek bulacağız.

كان سامي يربح المال بطريقة غير قانونيّة.

Sami yasadışı para kazanıyordu.

التقطنا صورًا لرحلاتنا بطريقة مميزة وفريدة من نوعها

Seyahatlerimizi özel ve farklı şekilde yakaladık.

وأجبت على أسئلتها بطريقة مباشرة وصريحة قدر المستطاع.

doğrudan ve dürüstçe cevap vermeye çalıştım.

كان عليك ان تكون مرتبط بطريقة العيش هذه.

böyle bir tarz ya da yaşam şekliyle bağlantılı olmak zorundasınız.

وقمتُ بتحليله بطريقة جعلته في متناول المتعلمين الصغار.

ve genç öğrenciler için kolay anlaşabilir bir biçime dönüştürdüm.

سبق الجيش الروماني بطريقة استفزازية إلى جبال أبنين...

Kışkırtıcı vaziyette Roma ordusunu geçerek Apenin Dağları'na geri gitti.

‫بطريقة ما، تدرك بأني لا أمثّل خطرًا عليها،‬

Bir şekilde önündeki şeyin tehlikeli olmadığını fark ediyor,

‫بطريقة غريبة،‬ ‫كانت حياتنا تنعكس على بعضنا بعضًا.‬

Garip bir şekilde, hayatlarımız birbirini yansıtıyordu.

أسعار البنزين تؤثر علينا جميعاً بطريقة أو بأخرى.

Benzin fiyatları şu ya da bu şekilde hepimizi etkiler.

نحن سوف نسدد هذا القرض بطريقة أو بأخرى.

Bu krediyi bir şekilde geri ödemek zorunda kalacağız.

من القدرة على قلب الطاولة بطريقة مضحكة مرة أخرى؟

Tabloları bir kez daha komik bir şekilde çevirebilmekten mi?

يبدو اختيارًا غريبًا لقصيدة لأنها ، بطريقة ما ، قصيدة انتحارية.

Bir şiir için garip bir seçim gibi görünüyor çünkü bir bakıma intihar şiiridir.

‫لقد أثارت فضولي بطريقة لم أمرّ بها من قبل.‬

Merakımı daha önce hiç yaşamadığım bir şekilde kabartmıştı.

‫أفكّر كأخطبوط.‬ ‫وكان كل هذا مرهقًا للغاية بطريقة ما.‬

...ahtapot gibi düşünüyordum. Ve bunlar bir açıdan aşırı yorucuydu.

اعتدى فاضل بطريقة وحشيّة على فتاة عمرها تسع سنوات.

Fadıl dokuz yaşındaki bir kıza vahşice saldırdı.

- فعل فاضل ذلك بطريقة فطريّا.
- قام فاضل بذلك فطريّا.

Fadıl onu içgüdüsel olarak yaptı.

- كانت ردّة فعل سامي عنيفة.
- استجاب سامي بطريقة عنيفة.

Sami şiddetlice tepki gösterdi.

لا يفقدون طريقهم ويمضون بطريقة منضبطة دون مغادرة بعضهم البعض

yollarını kaybetmiyorlar ve birbirlerinden ayrılmadan disiplinli bir şekilde ilerliyorlar

أنا متأكد أني أستطيع أن أفعل هذا بطريقة أو بأخري.

Bir şekilde onu yapabileceğimden oldukça eminim.

حاول أن تدفعه بطريقة تجعله لا يسقط على الوجه المغطى بالزبدة،

yağlı tarafı aşağı gelmeyecek şekilde düşmesini sağlayacak şekilde

بطريقة ما ، يمكننا أن نسميها في الواقع مكب النفايات لنظامنا الشمسي.

bir nevi aslında bizim güneş sistemimizin çöplüğü olarak adlandırabiliriz

هذا هو السبب في ظهور الفيروس الذي يدخل جسم الخفافيش بطريقة مقاومة للغاية.

işte bu yüzden yarasanın vücuduna giren virüs çok dirençli bir şekilde karşımıza çıkıyor

‫بطريقة ما تمكنت بدهاء‬ ‫من الابتعاد إلى المكان الأقل خطورة،‬ ‫ألا وهو على ظهر سمكة القرش.‬

Kendini bir şekilde en az tehlikeli olan yere almayı başarmış. Yani köpek balığının sırtına.

إن كانت لجملة آيسلندية ترجمة بالإنجليزية، وللجملة الإنجليزية ترجمة بالسواحيلية، فإن هذا بطريقة غير مباشرة، سيوّفِّر ترجمةً بالسواحيلية للجملة الآيسلندية.

- İzlandaca bir cümlenin İngilizce bir çevirisi varsa ve İngilizce cümlenin Svahilice bir çevirisi varsa, daha sonra bu, dolaylı olarak İzlandaca cümle için Svahilice bir çeviri sağlayacaktır.
- İzlandaca bir cümlenin İngilizce çeviri varsa, ve İngilizce cümlenin Savahili dilinde bir çevirisi varsa, öyleyse dolaylı olarak, bu, İzlandaca cümle için bir Savahili çeviri sağlayacaktır.

للأمومة والطفولة الحق في مساعدة ورعاية خاصتين. وينعم كل الأطفال بنفس الحماية الاجتماعية سواء أكانت ولادتهم ناتجة عن رباط شرعي أم بطريقة غير شرعية.

Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.