Translation of "تأخذ" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "تأخذ" in a sentence and their turkish translations:

أيّاً تأخذ؟

Hangisini alırsın?

"هل تأخذ بعين الاعتبار؟"

"Düşünür müydünüz?"

لا تأخذ صورة طفلي

benim çocuğumun görüntüsü alınmasın

عليك أن تأخذ هذا.

- Bunu almalısın.
- Bunu almak zorundasın.
- Bunu alman gerekiyor.
- Bunu alman lazım.

عليك أن تأخذ في اعتبارك

merak ediyorsanız, bunun ötekileştirilen,

ما رأيك أن تأخذ استراحة؟

Dinlenmeye ne dersin?

الطاولة لا تأخذ مساحة كبيرة.

Masa çok yer işgal etmiyor.

لم تأخذ كلّ هذا الوقت؟

Neden bu kadar uzun sürüyor?

يمكنك أن تأخذ أحد الكتابين.

İki kitaptan herhangi birini alabilirsin.

عليك أن تأخذ ما تريد.

İstediğini almalısın.

لا تأخذ كلماتي على محمل الجد.

Söylediklerimle yetinmeyin.

بإمكانك أن تأخذ كل ما تريد.

İstediğini alabilirsin.

آمل أن تأخذ كل الإجراء اللازمة.

Ben tüm gerekli düzenlemeleri yapmanızı bekliyorum.

من الأفضل أن تأخذ مظلّة معك.

Yanına bir şemsiye alsan iyi olur.

لا تنس أن تأخذ كاميرا معك.

- Yanına bir fotoğraf makinesi almayı unutma.
- Yanına kamera getirmeyi unutma.

تذكر هذا الذكريات الطويلة الامد تأخذ وقتا.

Şunu hatırlayın; uzun süreli hafıza zaman alır

تأخذ عندها الدواء وتتوجه نحو سرير المريض.

ilaç arabasına gidiyor, ilacı alıyor ve hastanın yatağına yöneliyor.

عندما تأخذ في الاعتبار القيام بهذا العمل،

Bu işin nasıl yapıldığını düşündüğünüzde

إمّا أن تأخذ الصندوق الكبير أو الصغير.

Ya büyük ya da küçük kutuyu alabilirsin.

أعتقد أن هذه الطاولة تأخذ مساحة كبيرة.

Bu tablonun çok fazla yer kapladığını düşünüyorum.

لا تأخذ الأمر على محمل الجد يا رفاق

Bu kadar ciddiye almayın arkadaşlar

هل تأخذ بعين الاعتبار رفع دعمك إلى 100 دولار؟

Desteğinizi 100 dolar arttırmayı düşünür müydünüz?

أنه من المنطقي أن تأخذ المخاطرة على محمل الجد ".

Riski ciddiye almanın bir anlamı vardır.

هل تأخذ بعين الاعتبار أن تكون على خطة تبرع شهرية؟

Düzenli bağışçı olmayı düşünür müydünüz?

لذلك، تأخذ سارة فقط نلك القطع من اللُغز ذات ذكاء وجاذببية

Bu yüzden, Sarah yalnızca zekâ ve çekicilikle ilgili yapboz parçalarını