Translation of "بالضرورة" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "بالضرورة" in a sentence and their turkish translations:

ليس بالضرورة.

- Bu mutlaka öyle değil.
- Öyle olması şart değil.

ولا ينجحون بالضرورة.

hala istedikleri yerde değiller.

ولكن ليس بالضرورة،

tüm bu kötü sonuçlara yol açabilirler,

ليس بالضرورة انحيازًا ، في الواقع

yanlış olmadığı gibi bir gereklilik aslında

إنما هم لا يبدون بالضرورة كمثلنا.

aslında bize çok benziyor.

ما تراه عيناك ليس بالضرورة الحقيقة.

Gözünüzle gördüğünüz şeylerin doğru olması şart değil.

لم يكن للرجال أفضلية على النساء بالضرورة،

Erkeklerin kadınlardan fazla avantajı yoktu.

ليس بالضرورة أن يحدث مثل هذا الشيء

İlla böyle bir şeyin olması için

هذا يعني بالضرورة أننا يجب أن نتعلم اتباع

Bu belirli bir yerel yerin liderliği ve geleneksel bilgisini

لذلك فليس لديّ بالضرورة اليوم نفس التساؤل بشأن التعليم

İdealist ve belki de deneyimsiz bir üniversite mezunu olarak

الذهاب للشاطئ، أو للحديقة، ليس بالضرورة خطر أو آمن.

Sahile ya da parka gitmek tehlikelidir ya da güvenlidir diyemeyiz.

إذاً، لم أشعر بالضرورة بشعور جيد تجاه نفسي بسبب ذلك.

Ben de bu durumla ilgili kendimden çok hoşnut değildim.

ولكننا لانعرف بالضرورة تلك السلوكيات التي تسببت بهذه النتائج الجيدة،

ama bu davranışların güzel sonuçlara neden olacağını veya başka faktörlerin

مما يجعلني في مأمن من وجهات النظر التي _ لا أتفق بالضرورة معها

hemfikir olmadığım görüşlere karşı bağışıklık kazandırdığıydı,