Translation of "النهار" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "النهار" in a sentence and their turkish translations:

‫ترحّب بعودة النهار.‬

Günün gelişini selamlarlar.

كانت هناك طوال النهار.

O, bütün sabah oradaydı.

أكلت عند منتصف النهار.

Öğle yemeğini yedim.

"جاء النهار ، تصفق الديوك بأجنحتها.

“Gün geldi, horozlar kanatlarını çırpıyorlar.

‫يمكن أخيرًا لمناوبة النهار مباشرة عملها.‬

Artık gündüz vardiyası işbaşı yapabilir.

‫تخرج الفقمات الحلقية‬ ‫للاستراحة تحت ضوء النهار.‬

Halkalı foklar sabah güneşinde dinlenmek için kendilerini yüzeye atar.

‫يوفر غروب الشمس راحة من حرارة النهار.‬

Güneşin batmasıyla yoğun sıcaktan bir nefes alıyorlar.

‫المهمة الآن هي أن أنجو‬ ‫طوال النهار وطوال الليل،‬

Şu anki görev, helikopter beni kurtarmaya gelmeden önce

‫تحافظ فرسان النهر على برودها في المياه‬ ‫وقت حرارة النهار،‬

Su aygırları serinlemek için gündüz sıcağında suda durur.

‫خلال النهار،‬ ‫تحوّل الطحالب القاطنة للشعاب المرجانية‬ ‫طاقة الشمس إلى طعام.‬

Gün içerisinde, mercanların içinde yaşayan algler güneş enerjisini yiyeceğe dönüştürür.

‫الحيوانات التي كانت تحتمي به من حر النهار،‬ ‫تخرج عادة في الليل.‬

Günün sıcağından kaçıp sığınan hayvanların çoğu, geceleri dışarı çıkar.

‫ولكن لدينا ما نحتاج إليه، وهذا أمر جيد.‬ ‫ترى أن حرارة النهار انكسرت.‬

Ama ihtiyacımız olanı aldık, bu iyi. Bakın, günün sıcaklığının geçtiği anlaşılıyor.

عندما بزوغ ضوء النهار، كان تحركات الجنرال القرطاجي أسرع من خصمه، حيث أرسل

Şafak sökerken Kartacalı general rakibinden önce davrandı ve bir grup...

‫ورأيتها تصطاد 3 أسماك بهذه الطريقة.‬ ‫لم أرها تصطاد سمكة قط في أثناء النهار.‬

Bu şekilde üç balık yakaladığını gördüm. Gün içinde balık tuttuğunu hiç görmemiştim.

‫لكن خلال ساعات النهار وأثناء قيامه بعمله‬ ‫وقع عالم الأحياء البحرية‬ ‫"ريتشارد فيتزباتريك" فريسة قنفذ بحري غاضب.‬

Ama deniz biyoloğu Richard Fitzpatrick öfkeli bir denizkestanesinin saldırısına uğradığında gündüz vakti işini yapıyordu.

‫لذا قد يمر الناس بجانب الشعاب المرجانية‬ ‫ويقفون على واحد من هذه الحيوانات‬ ‫التي تحاول الاختباء‬ ‫من الحيوانات المفترسة خلال النهار.‬

yani mercan kayalıklarında yürüyen bir insan bile, gündüz vakti avcılardan saklanan bir tanesinin üstüne basabilir.