Translation of "جاء" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "جاء" in a sentence and their turkish translations:

من جاء بالفكرة؟

Peki kim icat etti?

نعم جاء وزرعه

evet geldi yarasa ekti onu

جاء الأخ الأكبر

ağabey fenalık geldi

جاء التحذير متأخرا.

Uyarı çok geç geldi.

ثم جاء منتجنا المحبوب،

Sonra sevgili yapımcımız geldi,

وهنا جاء دور السامريون

Ve o anda İyiliksevenler devreye girdi.

جاء للاحتفال 1 مايو

1 Mayısı kutlamak için geldi

بعد البرق جاء الرعد.

Yıldırımdan sonra, gök gürültüsü geldi.

جاء الطالب من لندن.

- Öğrenci, Londra'dan geri geldi.
- Öğrenci, Londra'dan geri döndü.

جاء توم بتقنية جديدة.

Tom yeni bir teknik öne sürdü.

الجواب جاء لي من وظيفتي.

Bunun cevabı bana işimden geldi.

جاء ذلك بقليل من التطور

Yine biraz evrilerek gelmiş

عندما عاد ، جاء عرض مراسل

döndüğünde ise bir muhabirlik teklifi gelmişti

جاء لإنقاذنا في الأيام الصعبة

zor günlerde de bizim imdadımıza yetişti

"جاء النهار ، تصفق الديوك بأجنحتها.

“Gün geldi, horozlar kanatlarını çırpıyorlar.

جاء ليطلب منا أن نساعده.

O, ona yardım etmemizi rica etmek için geldi.

جاء توم في آخر لحظة.

Tom tam son anda geldi.

جاء ذلك الغبيّ يبحث عنّي.

- O idiot beni aramaya geldi.
- O aptal beni aramaya geldi.

وأول شيء جاء في بالي هو

Devamında aklıma gelen ilk şey

جاء فيلم توسون باشا من الخلف

tosun paşa filmi geldi arkasından

جاء إلى المصنّعين وانتقدوا المصنّعين مباشرة

fabrikatörlere geldi doğrudan doğruya fabrikatörleri eleştirdi

وصوتك من الانفجار جاء من اسطنبول

ve patlamadan çıkan sesin İstanbul'dan

أعرف أستاذا للإنجليزية جاء من كندا.

Kanadalı olan bir İngilizce öğretmeni tanıyorum.

توم جاء الى هنا قبل الغروب

Tom gündoğumundan önce buraya geldi.

أيهما جاء أولاً، الدجاجة أم البيضة؟

- Hangisi önce geldi: tavuk mu yoksa yumurta mı?
- Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan?

- تقريبا الكل اتي
- تقريبا الكل جاء

Neredeyse herkes geldi.

جاء توم إلى بوسطن عام 2001.

Tom 2001'de Boston'a geldi.

جاء سامي ليقضي عطلة نهاية الأسبوع.

Sami hafta sonu için geldi.

دوري جاء وكنت في الحقيقة متوترة جدًا،

Sonunda benim sıram geldi, son derece gergindim,

حتى جاء اليوم الذي لم يكن كذلك،

ta ki bir gün farklı davranana dek

هل تعتقد أن شخصًا ما جاء وزرع

zannediyor musun birisi geldi ekti

كيف تم تشغيلها وتشغيلها عندما جاء الفيروس

Virüs gelince nasılda koşarak kaçtılar öyle

لا أعرف متى جاء بوب إلى اليابان.

Bob'un Japonya'ya ne zaman geldiğini bilmiyorum.

- جاء ليطلب مساعدتنا.
- أتى ليطلب منا المساعدة.

O bizden yardımımızı istemek için geldi.

وفي نهاية القصة جاء ضباط التجنيد يقرعون الأبواب ،

Sonunda memurlar gelir ve evlerin kapılarını çalar,

جاء إلى فيلم الزبوك مقتبس من رواية الزبوك

zübük romanından uyarlanan zübük filmine geldi

يا إلهي ، جاء فجأة للعين مع كنز كارون

Aman Allah'ım birden Karun'un hazinesiyle göz göze geliyor

ينقل أنه جاء إلى 1975 لشراء IBM 5100

1975 yılına IBM 5100 almak için geldiğini iletiyor

الارض جاء ليضاعف مصيبة الفيلة الاسيوية المهددة بالانقراض

, zaten nesli tükenme tehdidi altında olan Asya fillerinin durumunu ikiye katlamış

ما الذي جاء بك إلى هنا باكراً هكذا؟

Ne seni buraya bu kadar erken getirdi?

- جاء ابني إلى غرفتي.
- أتى ولدي إلى غرفتي.

Oğlum odama geldi.

ثم جاء "الريش" المصنوع من الجلد المملوء ... الريش.

Sonra tüylerle dolu deriden yapılmış "Featheries" geldi.

- و بعد قليل أتى.
- ثم جاء بعد فترة قصيرة.

Bir süre sonra, o geldi.

عندما جاء إلي سانتا كلوز محترف وهو يحمل قطة محتضرة،

Profesyonel bir Noel Baba, neredeyse ölecek bir kedi yavrusunu getirdiğinde -

اكثر من ستة طوابق حتى جاء المصمم والمهندس اليشيا اوتيس

dünyaya ilk güvenlik asansörünü gösterene kadar altı kattan fazla

بالعمل على المشروع بالكامل جاء العام الفين واربعة عشر واشتعل

çalışma talepleri artıyor.Projenin tamamında 2000 yılı geldi ve alevlendi

بالتاكيد رأيتم أول تصفية في إزمير، جاء حوالي سبعة آلاف شخص.

Mutlaka görmüşsünüzdür İzmir'de ilk elemeye yedi bin kişi filan geldi.

مع اواخر العام الفين واربعة عشر جاء حيدر العبادي للحكم في

2000 yılının sonunda El-Abadi Irak'ta iktidara geldi

حصلت على تسعة وثلاثين من اصل ثلاثة وسبعين صوت الفوز جاء في

alan üçüncü listenin kazanmasıydı . Libya'nın en güçlü siyasetçilerinden ikisinin yer

مائة الف مدنيٍ مشرد بلا مأوى. وهنا جاء دور المصعد الجبار. بعد

yaklaşık iki yüz milyon dolar olarak tahmin edilen bir kayıp ve üç yüzden fazla mağdur

تم قبول النشيد الوطني الحالي لجورجيا في ٢٠٠٤ ، عندما جاء ساكاشفيلي الى السلطة.

Saakaşvili iktidara geldiğinde Gürcistan'ın şimdiki milli marşı, 2004 yılında kabul edildi.

وكانت خطته هي العودة من الطريق التي جاء منه، حيث كان يعرف بالفعل وضع الأرض.

...ve onun planı arazi yapısını bildiği yol olan geldiği yoldan geri dönmekti.

جاء الحادث في اعقاب تبني تنظيم القاعدة في بيان نشره الهجوم الذي استهدف القصر الجمهوري في مدينة المكلا بجنوب اليمن واسفر عن مقتل 30 ضابطا وجنديا.

Olay, Yemen'in güneyindeki El-Mukalla şehrindeki başkanlık sarayını hedefleyen ve 30 asker ve subayın ölümüyle sonuçlanan saldırının sorumluluğunun El Kaide tarafından yayınlanan bir bildiri ile üstlenilmesinden sonra meydana geldi.