Examples of using "مباشرة" in a sentence and their turkish translations:
Onu derhal yapın.
Hemen tanıdım onu.
onlarda dünyayı düz görecekler
Hemen yanı başımızdaki Çin
Onun tam arkasındayım.
Ve arabamı kuruladıktan hemen sonra,
Bak, gözünün içine baktım.
Parmağımın ucuna.
direkt olarak etkilenecek.
Sorularınız çok doğrudandı.
Kimisiyse daha direkt bir rota tercih ediyor.
Arkasından Türkiye hemen bir dava açtı
Ama asla direkt yüzleşme riskini göze alamazdı.
Tom doğruca musluktan içiyor.
Ayrıntılar hemen hazır değildi.
Layla doğruca bilgisayarına gitti.
hemen kendi kayağımı aldım
Tam arkamda koşuşunu duyuyordum.
Bear'ı önümüzde görüyorum.
Artık gündüz vardiyası işbaşı yapabilir.
fabrikatörlere geldi doğrudan doğruya fabrikatörleri eleştirdi
suyu bıraktığın zaman niye düz düşüyo madem ivmeli bişey
İstanbul'un fethini canlı canlı izlemek istemez misiniz?
ama hemen ardından yaralanmış çocuğunu görüyor.
ve sizi hâkim ya da savcı olarak direkt atıyor Adalet Bakanlığı.
yıllık emisyonlarımızı azaltmaya doğrudan yardımcı olabiliriz.
Bunu birkaç saat açık bırakıp alaca karanlıkta kontrol edeceğiz.
sosyal plastiği doğrudan üretimde kullanıyor.
Yavrular, antilopları korkutup kaçırıyor. Doğruca dişiye geliyorlar.
Halatla dümdüz bir şekilde mi inelim,
ve sonra da bu kenardan, o enkazın yanına ineceğiz.
Sonra bir sonraki kontrol setini yapmak için doğruca oraya gitti.
doğrudan ve dürüstçe cevap vermeye çalıştım.
doğrudan bakıp apaçık bir eylemi gözden kaçırmakla ne ilgisi var?
Tek seçenek var: Bu tepeden halatla inmek.
buharın kuvvetini ve boğaz vurumunu değiştirebilirler.
Çünkü bu suyu hemen içmek istemezsiniz.
Sami sohbet etmek için doğrudan bilgisayarına gitti.
Güneş ışığını doğrudan iletebilmek için
abonelik tutarını doğrudan çocuğun banka hesabına iade edelim.
Buraya kuracağım, hazırlayacağım ve tepeden aşağı koşacağım.
doğrusal, amaca yönelik bir süreç olarak tanımladık.
Doğrudan havadan oksijen çekebilmek için kendini dışarı atıyor. Nihayet. Güneş yüzünü gösteriyor.
Napolyon ona Borodino'nun kahramanı olarak direk başvurduğunda Ney, kaderini bir
kadını öpebilirsin sormana gerek yok onu direk öp
Bir bilgi, sosyal medyada gözümüzün önüne düştüğünde
Yılanın üstüne basmamak için dikkatli olmalıyım.
Ve eşit şekilde çizgiler çekildiğinde İsa resmin tam ortasında
Jena Muharebesi'nde Ney, emirlerini dikkate almadı ve Prusya hatlarında doğruca saldırıya uğradı
Dania'nın kazandığı her kuruş doğrudan Fadıl'ın cebine gider.
eğer dümdüz gitseydi antartikaya varır ve sınırda dururdu diyorlar
Bizi direk boyut değiştirerek zamanda ve mekanda yolculuğa itebiliyor bunlar
O zamanlar birinci dot.com çöküşünün hemen ertesiydi
5 yıl avukatlık yapmış olanlar direkt Adalet Bakanlığı'na başvuruyorlar
Afrikalı insanları kaçırmak ve köle yapmak için Sahraaltı Afrika'ya
Evet, bakın. Takip cihazı, Dana'nın... ...hâlâ o tarafta olduğunu gösteriyor.
Birlikleri doğrudan harekete geçerek güçlü bir Koalisyon saldırısını durdurdu…
Burası dik bir uçurum, dümdüz. Muhtemelen 45 metreden fazladır.
Sonra bu partiküllerin boğazınıza ya da üst solunum yolunuza ulaşması gerekir
Burası gittikçe daralıyor. Yılanın üstüne basmamak için dikkatli olmalıyız.
Romalıların henüz bilmediği şey ise doğrudan bir pusunun içine yürümüş olmalarıydı.
Ancak Napolyon'un 10 mil kuzeyinde, Auerstedt yakınlarında, Davout doğruca Prusya ordusuna koştu.
Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
Halatla inmek iyi olur, hemen oraya ineriz. Kötü yanı, halatı bağlayacak pek bir şeyin olmaması.
Halatla dümdüz bir şekilde mi inelim, halat olmadan serbest şekilde mi aşağı inelim?
- İzlandaca bir cümlenin İngilizce bir çevirisi varsa ve İngilizce cümlenin Svahilice bir çevirisi varsa, daha sonra bu, dolaylı olarak İzlandaca cümle için Svahilice bir çeviri sağlayacaktır.
- İzlandaca bir cümlenin İngilizce çeviri varsa, ve İngilizce cümlenin Savahili dilinde bir çevirisi varsa, öyleyse dolaylı olarak, bu, İzlandaca cümle için bir Savahili çeviri sağlayacaktır.