Translation of "النقطة" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "النقطة" in a sentence and their turkish translations:

النقطة الأولى: انظر.

İlki: Bak.

النقطة الثانية: اسأل.

İki: Sor.

النقطة الثالثة: اركض.

Üç: Koş.

النقطة الرابعة: اصرخ.

Dört: Çığlık at.

حتى نصل لهذه النقطة،

Bu noktaya gelene kadar,

ومن هذه النقطة المميزة الجديدة،

ve bu yeni bakış açısıyla

دعونا نصل إلى النقطة الرئيسية

Asıl önemli noktaya gelelim

اتفقت معه على هذه النقطة

Ben o konuda onunla anlaştım.

المستهدف هو جعل تلك النقطة تفهم

Olay şu ki, bu kavrayışa varabilmek için

يمكن أن يكون في نفس النقطة

aynı noktada da olabilir

بالوصول عند هذه النقطة ربما تظنون أنني مجنون.

İşte bu noktada muhtemelen çıldırmış olduğumu düşünüyorsunuz.

لأنه مرن بالداخل مع النقطة التي يخرج منها

işte içerisi akışkan olduğu için çıktığı nokta ile

النقطة التي تدخلها لا تتطابق مع بعضها البعض

girdiği nokta birbirini bir türlü tutmuyor

في نفس النقطة ، ليس هو نفسه لفترة طويلة.

aynı noktada ise yine uzun süre aynı nokta olmuyor.

نسمي هذا الجزء خط الصدع من خلال هذه النقطة

bu noktadan geçen kısma biz fay hattı diyoruz

النقطة الرئيسية لذلك يجب أن يصرخ هي الجمعية التاريخية التركية

bunun asıl bağırılması gereken yer Türk Tarih Kurumudur

طريقة البدء من نقطة واحدة إلى نفس النقطة في الرحلة

gemi yolculuğunda bir noktadan başlayıp aynı noktaya gelmenin yöntemini ise

النقطة المهمة هنا هي ألا تكون متساهلًا وأنت في الخارج،

Burada önemli olan dışarı çıktığımızda tedbirli davranmak.

النقطة تكمن في أن التنافر ينخفض مع زيادة مثل هذه السلوكيات.

Olay şu, daha çok davranış iteklendikçe uyumsuzluklar azalıyor.

هذه هي النقطة التي قررت وقتها ترك عملي في بورصة وول ستريت،

Wall Street'teki kariyerimi bırakıp Gro İstihbarat'ı başlatmak üzere