Examples of using "النقطة" in a sentence and their turkish translations:
İlki: Bak.
İki: Sor.
Üç: Koş.
Dört: Çığlık at.
Bu noktaya gelene kadar,
ve bu yeni bakış açısıyla
Asıl önemli noktaya gelelim
Ben o konuda onunla anlaştım.
Olay şu ki, bu kavrayışa varabilmek için
aynı noktada da olabilir
İşte bu noktada muhtemelen çıldırmış olduğumu düşünüyorsunuz.
işte içerisi akışkan olduğu için çıktığı nokta ile
girdiği nokta birbirini bir türlü tutmuyor
aynı noktada ise yine uzun süre aynı nokta olmuyor.
bu noktadan geçen kısma biz fay hattı diyoruz
bunun asıl bağırılması gereken yer Türk Tarih Kurumudur
gemi yolculuğunda bir noktadan başlayıp aynı noktaya gelmenin yöntemini ise
Burada önemli olan dışarı çıktığımızda tedbirli davranmak.
Olay şu, daha çok davranış iteklendikçe uyumsuzluklar azalıyor.
Wall Street'teki kariyerimi bırakıp Gro İstihbarat'ı başlatmak üzere