Translation of "انظر" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "انظر" in a sentence and their turkish translations:

انظر انظر!

bak bak bak!

الجميع: انظر. (الجمهور): انظر.

-Kuran Gupta: Herkes, bak. -Seyirci: Bak.

‫انظر، انظر إلى هذا.‬

Bakın. Şuna baksanıza.

- انظر إليّ.
- انظر إلي

Bana bak.

‫انظر!‬

Bakın!

‫انظر.‬

Şuna bakın.

أولا: انظر.

Bir: Bak.

‫مذهل، انظر.‬

Vay canına, şuna bakın.

‫انتظر، انظر.‬

Durun. Baksanıza.

‫نعم، انظر.‬

Evet, baksanıza.

‫انظر إليها.‬

Şuna bakın.

‫انظر هنا.‬

Buraya bakalım.

‫نعم، انظر!‬

Evet, baksanıza!

‫رائع، انظر.‬

Vay canına, şuna bakın.

‫جرذان. انظر!‬

Sıçanlar. Bakın!

‫عجباً، انظر!‬

Tanrım, bakın!

‫مذهل، انظر!‬

Vay canına, Baksanıza!

انظر خلفك!

Arkana bak!

انظر إليه

Ona bak.

‫انظر، وكذلك‬ ‫فتحة من الضوء هناك، انظر!‬

Bakın, orada bir ışık demeti de var, bakın!

النقطة الأولى: انظر.

İlki: Bak.

‫انظر لهذه المنطقة.‬

Şu bölgeye baksanıza.

‫انظر إلى هذا.‬

Şuna bakın.

‫انظر، البيض الصغير.‬

Bakın, küçük yumurtalar.

‫انظر، هنا تماماً.‬

Bakın, burada.

‫انظر، سنتركها هكذا.‬

Bakın, onları böyle bırakacağız.

‫انظر، كل هذه...‬

Şunlara bakın...

‫انظر، حفره سهل.‬

Baksanıza, kazmak çok kolay.

‫انظر، بعض الفطر!‬

Bakın, mantarlar!

‫انظر إلى هذا!‬

Şuna bakın!

‫انظر، برميل قديم!‬

Baksanıza, eski bir fıçı!

‫انظر، وجدت واحدة.‬

Bakın, bir tane var.

‫انظر، أصداف "بطلينوس"!‬

Baksanıza, deniz minareleri!

‫يا للعجب، انظر!‬

Tanrım, bakın!

‫يا للعجب، انظر.‬

Tanrım, baksanıza.

‫ها هو، انظر.‬

İşte böyle, bakın.

‫انظر، سأكسر هذه.‬

Bakın, böyle kırıyorsunuz.

‫انظر، راقب هذا.‬

Şuna bakın.

‫انظر، ها هي.‬

Bakın, işte.

‫لا، انتظر. انظر.‬

Olamaz, durun. Bakın.

أعني، انظر حولك.

Çevrenize bir bakın.

انظر إلى العيد!

bayrama bak be!

انظر امامك مباشره.

Dosdoğru bakın.

انظر إلى الصورة.

Resme bakın.

انظر مرة أخرى

Tekrar bak.

انظر هذه القفزة؟

Bu atlamayı gördün mü?

انظر إلى ذلك

- Ona bir göz at.
- Şuna bir göz atın.
- Şuna bir göz at.

انظر، إنه قاقُم!

Bak, bir gelincik!

انظر إلى السعر

Fiyata bak.

‫انظر، أمامنا منطقة خالية.‬

Tamam, bakın burası açıklık.

‫انظر.‬ ‫هذا بيض ضفادع.‬

Şuna bakın. Baksanıza. Bunlar kurbağa yumurtaları.

‫كلا، انظر. سبحت مبتعدة.‬

Olamaz, bakın. Kaçtı.

‫انظر.‬ ‫كن حذراً معها.‬

Baksanıza. Biraz dikkatli olmalıyız.

‫إنها أفعى كبيرة، انظر.‬

Büyük bir yılan, baksanıza.

‫ولكن انظر إلى هذا!‬

Ama aslında baksanıza!

‫سأثبته هنا.‬ ‫حسناً، انظر!‬

Bunu takalım. Pekâlâ. Bu tamam, tamam, tamam!

‫انظر، جوز مخبئ لسنجاب.‬

Evet, bakın fıstıklarla dolu bir sincap zulası.

‫يا إلهي، انظر، نسر!‬

Tanrım, bakın, bir kartal!

‫انظر، ها هو النسر!‬

Bakın, kartal orada!

‫لدينا ثقب للصيد.‬ ‫انظر!‬

Bir balık avlama deliğimiz oldu. Şuna bakın!

‫إنها متعفنة!‬ ‫نعم، انظر!‬

Oldukça kötü kokuyor! Evet, bakın!

‫انظر، هذا يلف هنا.‬

Bakın, bu böyle dönüyor.

‫انظر، بعض الأدوات القديمة.‬

Hey, bakın. Eski aletler var.

‫نعم، انظر، جميع أدواتهم.‬

Evet, bakın, tüm aletler burada.

‫نعم، انظر، لونه أسود.‬

Evet, bakın, siyah.

‫انظر، شجرة تنوب صغيرة.‬

Bakın, küçük bir köknar ağacı.

‫انظر، الشعلة تتراقص كذلك.‬

Bakın, alev de ona göre hareketleniyor.

‫انظر إلى هذا المكان.‬

Şuraya baksanıza.