Translation of "ومن" in Turkish

0.021 sec.

Examples of using "ومن" in a sentence and their turkish translations:

ومن معانيها "الحنو."

anlamı güçlü bir hisse kapılmak.

ومن زرع النخاع،

ve bir kemik iliği nakli sonrasında

ومن الصعب إجابته،

her zaman cevap verirken zorlanıyorum:

ومن يدفع الثمن؟

Peki bedelini kim öder?

‫تم إنقاذ الناس من الأحراش ‬ ‫ومن الصحاري ومن الجبال.‬

İnsanlar ormanlardan, çöllerden ve dağlardan kurtarıldılar.

ومن ثم أتت المخدرات.

Sonra uyuşturucu ortaya çıktı.

ومن ثمَ، قالت لي:

Ve bana,

‫ومن ثم نأكل الليلة.‬

Akşam da yemek yiyelim.

ومن هنا تأتي الدهشة.

Şaşkınlık verici bir durum.

ومن ثم تغيرت القصة

Sonra hikâye farklı bir yol aldı

ومن خلال أجهزة المستقبل،

geleceğin araçları sayesinde,

ومن نفس الطبقة الإجتماعية،

benzer arka planı olan çocuklar seçildi.

كمجوهرات ومن أجل عرضها.

olarak da popülerdir.

ومن ثم فإنها تتلاشى دوماً

ve sonra da hep sönüp giderler.

ومن هنا بدأ كل شيء.

Bu her şeyin başladığı nokta.

ومن الطاقة المتجددة إلى التصنيع.

çeşitlendirilmiş alanlarında yatırımları çekeceğiz.

ومن العسير الحصول على الفرص.

ve fırsatların zor bulunduğunu düşünün.

ومن المحزن أنهن محقات، أيضاً.

Ne yazık ki yine haklılar.

ومن هذه النقطة المميزة الجديدة،

ve bu yeni bakış açısıyla

ومن المفترض أن يكون عمليًّا،

Kullanışlı olması gerekiyordu,

ومن المعروف، نحن نجهل عملياتنا اللاواعية.

Ve tanım gereği, bilinçaltımızdaki süreçlerin farkında değiliz.

فهو مهم جداً، ومن المهم فهمه.

gerçekten önemli ve anlaşılması gerekli olan şeyler

ومن الخطر التواجد في مكانٍ كهذا.

ve orada olmak çok tehlikeli.

أصبح لدي ولد، ومن بعده فتاة.

Bir oğlum ve bir kızım var.

ومن ثم إلى تشريح السحالي والسلاحف،

daha sonra kuzenleri diyebileceğimiz

ومن المرجح أن تكون النتيجة مجحفة.

ve bunun sonucunun adaletsiz hissettirmesi olasıdır.

‫سأسلط الضوء عليه ومن ثم أبعده.‬

Üzerine ışığı tutun ve çekin.

ومن ثم جاءت طفرة "الدوت كوم".

Ama sonra dot com balonu meydana çıktı.

ومن ثم تخزن في طبقات مختلفة،

ve farklı tabakalarda depolanır,

ومن السّهلِ إساءة استخدامِ هذه القوة.

Bu gücü suistimal etmek çok kolay.

كان منفتحًا ومن الشيق التحدث معه،

Sohbeti güzel biriydi,

ومن السهل جدًّا ألّا تتدخل الحكومات

Devletler için de, balıkçıları ve tarım arazilerini

ومن الصعب على الناس استيعاب التغيرات.

Değişimleri kabullenmek insanlar için pek kolay değildir.

ومن أجل التدخل الإلهي في حياتهم.

o kadar çok fazla dua ederek zamanlarını harcıyorlar ki.

كريس: ومن سوف يموّل هكذا تجارب؟

CA: Bu deneyleri kim finanse edebilir?

لا نعرف من أعدها ومن فعلها

kim hazırlamış kim ne yapmış bilemiyoruz

ومن خلال تكوين الروابط الكيميائية القوية،

toprak mineral yığınlarının içinde

ومن يحلل عليه غضبي فقد هوى.

Gazabıma uğrayan muhakkak mahvolmuştur.

ومن المثير أن كل هذه المواد المخدرة،

İlginç olansa, ürettikleri bütün bu ilaçların tamamı

كم أبلغ من العمر ومن أين أنا؟

Kaç yaşındayım ve nereliyim?

ومن سيحقق أعلى درجة سيكون عريف الصف

ve en yüksek puanı alan kişinin sınıf başkanı olacağını söyledi.

عمّ صمت للحظة ومن ثم سمعت صراخها،

Kısa bir sessizlikten sonra bağırdığını duydum:

ومن ثم شاعت مشاركتها مجانًا بين البشر

ve daha sonra atfettikleri daha yüksek gücü onurlandırmak için

ومن السبعة مليار الذين يتناولون الطعام يوميا

ve her gün yemek yiyen yedi milyar insandan biriyseniz

ومن ثم تتم تهويتها بشكل أحادي الاتجاه

Bronş ağacından dallanan,

ومن جهة أخرى، عرفت عينة المرضى الشاهدة

Diğer yandan kontrol grubu hastaları

ومن وجهة نظرها، فإن روحها ستستأنفه أيضاً.

onun duygusu, onun ruhu ona çok hitap edecek.

ومن السيئ إخبار أنفسنا بأنه علينا التحمل.

Kendimize dayanmamız gerektiğini söylemek kötü bir şeydir.

ومن المرجح أن يخفق كثيرون في هذا.

ki bu toplantıların çoğu da vasat kalırdı.

ومن ثمّ، ينبغي أن أبدأ دراسة الجيولوجيا.

o zaman muhtemelen jeoloji çalışmaya başlamalıyım.

لأنك كنت هناك ومن ثم لم تكن

Çünkü oradaydın ve sonrasında değildin

ومن الممكن أن تدّخر الكثير من الأموال.

Ve çok para tasarruf edebilirsiniz.

ومن ثم تمّ تبنّي المشروع على الإنترنت،

Proje çevrim içinde de ilgi çekti,

ومن ثم يلوم الخاسرين على سوء حظهم.

ve sonra da şanssızlıkları için kaybedenleri suçluyor.

ومن ثًم، كما ذكرت في عام 2011،

Sonra da söylediğin gibi 2011'de,

ومن هذه النافذة كانت فرصة للشاب فلاد

Bu, genç Vlad için bir fırsat penceresi yarattı

ومن الواضح الآن أن هؤلاء الأطفال المحرومين

ve şimdi bu açıktır ki bu dezavantajlı çocukların

ومن ناحية أخرى، توصلنا إلى كوكتيل العقاقير

Diğer taraftan, bizim bulduğumuz ilaç kokteyli metastazı hedef alırken

ومن ثم انتشر في جميع أنحاء البلاد.

"Sonra ülke geneline yayıldı."

بأن أسأل هذا السؤال، ومن ثم أجيب عنه،

"Daha iyi takımlar, hasta bakıcılar daha az hata mı yapıyorlar?"

ومن ثم نستخدم الضوء للتحكم في نشاط العصبونات.

ve ışık kullanarak nöronların ateşlemelerini kontrol ediyoruz.

قابلنا لاجئين ممن هم مثليين ومن حول العالم

Bütün dünyadan LGBT göçmenleri gördük

‫يُسبب السم مشاكل في التنفس ومن ثم شلل،‬

Zehir nefes almayı zorlaştırıyor, sonra da felç başlıyor.

ومن ثم صدمني ذلك، كان الأمر يتعلقُ بالإنصاف.

Sonra dank etti: bu adaletle ilgiliydi.

‫حسناً، سنجهز هذا الحبل‬ ‫ومن ثم نباشر بالعمل.‬

Tamam, önce bunu ayarlayıp sonra da işe koyulacağız.

‫ومن ثم سنشعله.‬ ‫انظر إلى هذا. خيار جيد.‬

Sonra onu yakacağız. Şuna bakın. İyi seçim.

ومن ثم سيجذبون الاستثمار في مجالات متعددة لاقتصادنا،

Ardından, turizmden balıkçılığa, yenilenebilir enerjiden üretime,

ومن ثم أن تعرف طبيعة اللمسة غير المناسبة

ne tür bir dokunuşun kötü hissettirdiğini daha iyi bilebilirsiniz

والذي من الخطر تطبيقه ومن المكلف الإبقاء عليه.

ki hem yerleştirmesi zor, hem de koruması pahalı.

ومن خلال إنفاق الأموال العامة على البضائع العامة

ve kamu parasını kamu mallarına harcayarak

ومن ثم تحتاجُون إلى الرجوع خطوة إلى الخلف

Ayrıca genellikle bir adım geri çekilip

ومن أخبرك بهذا؟ لم نطلب منهم سنتاً واحداً.

Kim söyledi bunu sana? IMF'den tek kuruş istemedik.

ومن ثم تعجز الميكروبات عن تحليل بقايا النباتات.

mikroplar atıkları etkili bir şekilde parçalayamazlar.

ومن خلال ذلك، تمكنا من تطوير الماسك الضوئي

Bu bağlamda, bir gölge-yakalayıcı geliştirebildik,

ومن بين هؤلاء، سيستسلم 90% للمرض بسبب الانبثاث.

Bunlardan yüzde 90'ı metastaz nedeniyle hastalığa yenik düşecek.

ومن هنا أخذت قصتي منحنًا غير متوقع آخر.

Fakat, hikayem burada yine beklenmedik bir şekil aldı.

فتح توم عيناه ببطء ومن ثمّ قبّلته ماري.

Tom yavaşça gözlerini açtı ve ardından Mary onu ​​öptü.

ومن يدري ما الذي يمكن أن يجلبه العلم لنا

Ve 5, 10 ya da 20 yıl sonra,

والتي قد تختلف من بلاد لآخر ومن ثقافة لأخرى.

ülkeden ülkeye farklılık gösteren, renklerin çağrıştırdıkları anlamlardan.

وما كان إلا أن كبرتُ، ومن خلال المهام المتضاربة

Yetişkin olup uyuşmazlık alanında çalışana kadar da

ومن حيث لا أدري، سألتني إذا كان لدي حبيب.

erkek arkadaşım olup olmadığını sordu.

ومن ثم نتحرك لتحويل التركيز الصوتي إلى بقعة أخرى.

Sonra da sonik odak noktasını başka bir bölgeye taşıyabiliriz.

لقد شاهدت ما يفعلونه، ومن ثَم وجدت ذلك الشئ،

ne yaptıklarına baktın ve sonra şunu buldun

ومن جهة أخرى، لديك الفنانون الذين يبحثون عن التمويل،

Diğer yandan finansman arayan sanatçılar

ومن بعدها يمكن استخدام الجير المنتج في عمليات صناعية،

Ürettiğimiz kireç endüstriyel süreçlerde kullanılabilir

ومن الذي يقول بأننا سنبقى شركة صغيرة إلى الأبد؟

Sonsuza dek küçük kalacağımızı kim söyleyebilir?

الامنية والعسكرية ومن بينها كانت اتفاقية ترسيم الحدود التي

, aralarında Yunanistan'ı ve onunla birlikte bazı Avrupa ülkelerini kızdıran

بارزةً لسفن النقل التجاري لموقعه المميز. ومن ثم ضم

. Ve sonra Emirlik mallarının şimdi dünyadan çıktığı serbest bölgeyi

حيث تعود الأعراض غالباً، ومن ثمّ تعود من حيث بدأت.

Belirtiler sık sık geri gelir ve başladığınız yere geri dönersiniz.

ومن المحتمل أن تتسبب في نتائج سيئة في وقت لاحق

Onlar, kesin olmasa da, ileride potansiyel olarak

ومن جانب آخر،عنما تشعر بالذنب أو العدوانية أو الاكتئاب

Diğer yandan, eğer suçluluk, düşmanlık, depresyon, vücudunuzda

ومن ثم ظللتُ أقابل أشخاصًا ممن كانوا ذاهبين لنفس الزفاف،

Ama sonra aynı düğüne gidecek olan insanlarla karşılaşıp durdum.

‫ومن الواضح أنه في يوم مثل هذا،‬ ‫الشمس لا تشرق.‬

Hem de böyle bir günde güneş de olmaz.

على مدار أربع سنوات من العلاج الكيماوي، ومن التجارب العلاجية،

Sonraki 4 yıllık kemoterapi, klinik deney

ومن ثمّ، طلبت من صديقتين تنظيم تجمّع مكرّس لهذا الغرض.

O da iki arkadaşından bu temayla ilgili bir parti hazırlamalarını istedi.

ومن ثمّ فإن تمكين النساء والبنات لكي يستوعبنها بشكل كامل

kadınların ve kızların, onu tamamen sahiplenmesini sağlamak da

ومن ثمّ يتم لفّها بخيوط أو بجلد غنم أو بالورق

ve onu koyun derisi veya kağıdın içine sardılar,

ومن ثّم، بعد ست سنوات، أصبحت الشركة كبيرة مثل ديزيني.

ve altı yıl sonra Disney kadar büyüktü.