Translation of "السن" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "السن" in a sentence and their turkish translations:

والدي يتقدم في السن الآن،

Babam artık yaşlanıyor ama hala oldukça zeki

ليس لدي أطفال صغار السن.

Küçük çocuklarım yok.

يبدو بيتر صغيراً في السن.

Peter çok genç görünüyor.

كبار السن لا يحبون الكثير من الناس

eskiler bir çok kişinin hoşuna gitmez

دعونا لا نترك كبار السن في الشارع

Yaşlılarımızı sokağa bırakmayalım

لا تغضب من كبار السن بعد الآن

Artık yaşlılara da kızmayın

النساء يتقدمون في السن أكثر من الرجال.

Kadınlar erkeklerden daha hızlı yaşlanır.

- قابلت امرأة عجوز.
- صادفت سيدة كبيرة السن.

Yaşlı bir kadınla tanıştım.

يعد كبار السن من جميع السكان في خطر،

Tüm popülasyonlardaki yaşlılar risk altındadır,

هذه القرى الريفية يبقى بها كبار السن فقط،

kırsal kesimlerde sadece kendilerini sefil yoksulluktan

- هما في نفس العمر.
- هم في نفس السن.

Onlar aynı yaşta.

لدي ابنة كبيرة في السن وهي ذكية، وسعيدة ورائعة.

Yetişkin bir kızım var, kendisi mutlu, zeki ve harika biri.

أنت شاب. أما أنا -فعلى العكس- طاعن في السن.

Sen gençsin. Diğer yandan ben çok yaşlıyım.

أطلقت خط مساعدة وطني جديد لمساعدة كبار السن في بريطانيا

Yaşlılar için yeni milli yardım hattını İngiltere'de piyasaya sürdüm,

‫ومع تقدمه في السن،‬ ‫يبدو أنه يرغب في القيام بالمزيد.‬

Ve yaşı ilerledikçe bunu daha da çok yapmak istiyor gibi.

لربّما كنت كبير السن ولكنني لا زلت أستطيع ركوب الدراجة.

Ben yaşlı olabilirim ama yine de bir bisiklete binebilirim.

كانت لفاضل علاقة غير لائقة و مخالفة للقانون مع فتاة صغيرة السن إسمها ليلة.

Fadıl'ın Layla adında genç bir kızla uygunsuz ve yasadışı bir ilişkisi vardı.