Examples of using "والدي" in a sentence and their turkish translations:
Babam bizi seviyor.
Babamı tanıyor musun?
O benim babam.
Babama döneceğim.
Babamı tanıdın mı?
Babam odasında.
Sami'nin anne-babası Müslüman.
- Beni veya babamı bilmiyorsun.Eğer beni biliyorsan babamı da bilirsin.
- Beni veya babamı tanımıyorsun.Eğer beni tanırsan babamı da tanırsın.
Sami'nin anne ve babası geldi ve onu aldı.
- Babam şehir dışında yaşıyor.
- Babam köyde yaşıyor.
- Babam kırsalda yaşıyor.
- Babam taşrada yaşıyor.
Benim babam sağlıklı.
Babam beni ve annemi özlüyor.
Sen benim babamsın.
Sami'nin anne-babası Müslüman'dı.
Babam artık yaşlanıyor ama hala oldukça zeki
Babam doktor.
Sami'nin anne-babası Müslümanlardan korkuyordu.
Babamla 1996 Olimpiyatlarını
Annemlerle konuşmak en kötü kısımdı.
ve babamla kayak tatiline çıktık.
Babam ailemizin gelirini artırmak adına keçiler beslerdi.
Babam eve gelmeden önce uykuya daldım.
Paraya ihtiyacım olursa, babamdan isterim.
Babam emekli bir deniz subayı olduğu için
babamla televizyonda boks maçları izlemeyi severdim.
Ailecek, babamın buluşlarına karşı özel bir sevgimiz var.
ve babam arayıp amcamı bulduklarını söyledi.
Ben iki yaşındayken babam öldü.
Babam beni fare Stuart Little'la kıyaslardı.
17 yaşına bastığımda babam bana meydan okudu.
Babam yarı zamanlı çalışıp öğretmenlik eğitimi gördü
Doğru olduğu gibi babam Philip ile başlayacağım.
Bu anı akciğer kanserinden ölen babam olmadan izledim
Babam bana yatakta kitap okumamamı söyledi.
Sami'nin anne babası ona bütün Müslümanların terörist olduğunu söyledi.
babam çok fazla sigara içmeseydi yine burada olur muydu?
Babam ve arkadaşları tarafından cinsel istismara uğruyor,
Fadıl'ın ailesi onu Kahire'deki prestijli bir okula kaydetti.
Üzgünüm baba, çocukken ona bunun için kırılmıştım
Bunlar babam Philip'in sizin için yaptığı büyük işler.
Babam güçlü bir adamdı.
Tıpkı babam gibi karakterimin adam gibi adam olmasını istiyordum.