Translation of "الراحة" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "الراحة" in a sentence and their turkish translations:

أحتاج بعض الراحة.

Biraz dinlenmeye ihtiyacım var.

- دعنا نأخذ قسطاً من الراحة.
- دعينا نأخذ قسطاً من الراحة.
- دعونا نأخذ قسطاً من الراحة.

Biraz uyuyalım.

‫حان الوقت لنيل قسط من الراحة.‬

Biraz dinlenme zamanı.

نادرا ما يلعب في فترات الراحة

tenefüslerde nadiren de olsa oynanır

ولكن لأول مرة نصل إلى الراحة

fakat kabartma olanına ilk defa rastlıyoruz

أيمكنني أخذ قسط من الراحة الآن؟

- Şimdi bir mola alabilir miyim?
- Ben şimdi bir ara verebilir miyim?

‫حان وقت الحصول على قسط من الراحة.‬

Biraz dinlenme zamanı.

ألا تظنّ أنّ عليك أخذ قسطٍ من الراحة؟

Biraz dinlenmen gerektiğini düşünmüyor musun?

- انه لمن المهم جداً الحصول على كفاية من الراحة.
- انه لمن المهم جداً الحصول على ما يكفي من الراحة.

- Yeteri kadar dinlenmek önemlidir.
- Yeterince dinlenmek çok önemlidir.

لكنني كنت أتذكر كيف وجدت الراحة في تلك الرسائل،

Bu mektupları, aklımda büyükannemle yazdığım için

فإننا بحاجة إلى أن يشعر الناس بأن الراحة تبحث عنهم.

insanların tedaviye başlama konusunda rahat hissetmelerine ihtiyaç duyarız.

طالما لا يستطيع الأشخاص ذوو الخبرة التخلص من منطقة الراحة الخاصة بهم،

deneyimli insanlar, kendi konfor alanlarından kurtulamadıkları sürece,

خاض جيشه ثلاث معارك دون أخذ قسط كاف من الراحة من عبور جبال الألب.

Ordusu Alpler'i geçtiğinden beri tamamiyle iyileşmeden üç muharebede savaştı.

والذهاب إلى الفراش مبكراً للحصول على أكبر قدر ممكن من الراحة لأجل الإستعداد لليلة المقبلة...

...ve önlerindeki gece için olabildiğince erken yatmalarını emretti.

تقدم الجنود القرطاجيون إلى ساحة المعركة بكل قوتهم بما أنهم نالوا قسطا من الراحة وتغذوا جيدا

İyi dinlenmiş ve karnı tok Kartacalılar muharebe meydanına hazırlar.

لكل شخص الحق في الراحة، وفي أوقات الفراغ ولا سيما في تحديد معقول لساعات العمل وفي عطلات دورية بأجر.

Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.