Translation of "أحتاج" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "أحتاج" in a sentence and their turkish translations:

‫أحتاج لانتشالي.‬

Alınmam gerekiyor.

أحتاج مساعدتك.

Yardımınıza ihtiyacım var.

أحتاج للمفاتيح.

Anahtarlara ihtiyacım var.

أحتاج للمساعدة.

Yardıma ihtiyacım var.

أحتاج نصيحتك.

Tavsiyene ihtiyacım var.

أحتاج وقتا.

Zamana ihtiyacım var.

أحتاج لقلم.

Bir kaleme ihtiyacım var.

- أحتاج إلى التركيز.
- أحتاج إلى أن أركز.

Yoğunlaşmam gerekiyor.

- أحتاج طابعاً بريدياً.
- أحتاج الحصول على طابع بريدي.

Ben bir pul almalıyım.

أحتاج الى سكين.

- Bana bir bıçak lazım.
- Bir bıçağa ihtiyacım var.

لا أحتاج شيئاً.

Hiçbir şeye ihtiyacım yok.

أحتاج مساعدة طبية.

Tıbbi yardıma ihtiyacım var.

أحتاج إلى مترجم.

- Bir tercümana ihtiyacım var.
- Bana bir çevirmen lâzım.

أحتاج بضع دقائق.

Birkaç dakikaya ihtiyacım var.

أحتاج طابعاً بريدياً.

- Bir posta puluna ihtiyacım var.
- Bir pula ihtiyacım var.

- أحتاج إليك.
- أحتاجك.

Sana ihtiyacım var.

أحتاج هذا العلاج.

O ilaca ihtiyacım var.

لا أحتاج لهذا.

Ona ihtiyacım yok.

أحتاج إلى مساعدته.

Benim onun yardımına ihtiyacım var.

أحتاج لتوقيع توم.

Tom'un imzasına ihtiyacım var.

أحتاج للوحة مفاتيح.

Bir klavyeye ihtiyacım var.

أحتاج بعض الراحة.

Biraz dinlenmeye ihtiyacım var.

أحتاج سترة جديدة

Yeni bir kazağa ihtiyacım var.

أحتاج إلى إسعافات أولية.

İlk yardıma ihtiyacım var.

أحتاج إلى الترك قريبا.

Ben yakında ayrılmak zorundayım.

أحتاج قطا واحدا فقط.

Sadece bir kediye ihtiyacım var.

أحتاج لشراء بعض الطوابع.

Bazı pullar almam gerekiyor.

أحتاج إلى أن أدرس.

Çalışmam gerekiyor.

سأبتاع غدا ما أحتاج.

Yarın ihtiyacım olan şeyi alacağım.

لا أحتاج إلى مساعدتك.

- Benim sizin yardımınıza ihtiyacımız yok.
- Senin yardımına kalmadım.
- Senin yardımına ihtiyacım yok.

- يَجِبُ أَنْ أَذْهبَ إلى الحمّامِ.
- أحتاج لاستخدام الحمام.
- أحتاج لاستخدام المرحاض.

- Tuvalete gitmek zorundayım.
- Banyoya gitmem gerekiyor.
- Tuvaleti kullanmak zorundayım.

- أحتاج لمزيد من الوقت لأنهي واجبي.
- أحتاج لمزيد من الوقت لأنهي واجبي المدرسي.
- أحتاج لمزيد من الوقت لأنجز فروضي.

Ev ödevimi bitirmek için daha fazla zamana ihtiyacım var.

أنا حقا لا أحتاج لمساعدة.

Gerçekten yardıma ihtiyacım yok.

أحتاج لتقول لي أين أذهب.

Nereye gideceğimi bana söylemeni istiyorum.

أحتاج لدواء. أين هي الصّيدليّة؟

- Bana ilaç gerek. Eczane nerede?
- Bana ilaç gerekiyor. Eczane nerede?
- İlaca ihtiyacım var. Eczane nerede?

أريد التدليك. أحتاج إلى الاسترخاء.

Ben bir masaj istiyorum. Benim dinlenmem gerekiyor.

أحتاج إلى قاموس ياباني-إنجليزي.

Bir Japonca-İngilizce sözlüğe ihtiyacım var.

أحتاج إلى أن اتّصل بتوم.

Tom'u aramalıyım.

فقط أحتاج لقاء الوقت معك.

Sadece seninle zaman geçirmem gerekiyor.

‫أحتاج لأن تنتشلني مروحية على الفور!‬

Helikoptere hemen ihtiyacım var!

تقول لك الأوراق، "أحتاج إلى نيتروجين."

Yapraklar sana "Azota ihtiyacım var." der.

أحتاج بصلة واحدة فقط لهذه الوصفة.

Bu tarif için sadece bir soğana ihtiyacım var.

هذا بالضبط ما كنت أحتاج إليه.

Sadece ona ihtiyacım vardı.

أحتاج التحدث معك عن أمر طارئ

Acil bir konu hakkında seninle konuşmam gerek.

أنا حقا أحتاج هذه الحفاظات الآن.

Şu an o bebek bezlerine gerçekten ihtiyacım var.

لأعيش، لا أحتاج إلى أكثر ممّا لديّ.

Yaşamak için, sahip olduğumdan fazlasına ihtiyacım yok.

أعتقد أنني أحتاج إلى التحدّث مع توم.

Sanırım Tom'la konuşmalıyım.

أحتاج قضاء المزيد من الوقت معه فحسب.

Sadece onunla birlikte daha fazla zamana ihtiyacım var.

أحتاج إلى مخطّط كهربيّة القلب لهذا المريض.

Bu hasta için bir elektrokardiyograma ihtiyacım var.

حين أحتاج إلى النوم أربع ساعات وسط اليوم؟

hem de gün ortasında dört saat boyunca uyumam gerekirken?

‫أحتاج إلى مساعدتك ‬ ‫في اقتناص هذه الزواحف المرعبة.‬

Bu börtü böceği yakalamak için yardımınıza ihtiyacım var.

قال ديما بفخر: "99 كوباكًا، أحتاج 99 كوباكًا".

"99 kopek," Dima gururla ifade etti. "Benim 99 kopeğe ihtiyacım var."

انا لا أحتاج لنقودك. انا فقط احتاج لوقتك.

Benim senin parana ihtiyacım yok. Sadece senin zamanına ihtiyacım var.

- تحتاج ساعتي إلى الإصلاح.
- أحتاج إلى أن أصلح ساعتي.

Saatimin onarılması gerekiyor.

سأنتقل إلى منزل جديد و أحتاج لعلب لحزم أغراضي.

Taşınıyorum, bu yüzden eşyalarım için kutulara ihtiyacım var.

‫ليس من طريق سهل في هذه الرحلة.‬ ‫لهذا أحتاج لمساعدتكم.‬

Bu yolculukta kolay bir yol yok. Bu yüzden yardımınıza ihtiyacım var.

‫لا أريد أن أتعلق بهذا. ‬ ‫أحتاج إلى العبور للجهة الأخرى.‬

Tamam, bunun üzerinde oyalanmak istemiyorum. Karşıya geçmeliyim.