Translation of "الحقائق" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "الحقائق" in a sentence and their turkish translations:

لنواجه الحقائق.

Gerçeklerle yüzleşelim.

القيم تأكل الحقائق،

Değerler gerçekleri yer

تبدأ في تجاوز الحقائق.

gerçeklerden üstün gelmeye başlar.

لنتحدث عن الحقائق قليلاً

Gelin birazda gerçekleri konuşalım o zaman

لكن الحقائق لا تتغير

Ama gerçekler değişmiyor

لكن هذه هي الحقائق

Fakat gerçekler bunlar

يجب أن تواجه الحقائق.

- Gerçeklerle yüzleşmen gerekir.
- Gerçeklerle yüzleşmelisin.

ثانيًا، اجمع الحقائق ذات الصلة.

İkincisi, ilgili unsurları bir araya getirin.

ونحن نُعلِّم متقصي الحقائق حول العالم.

Bütün dünyada içerik teyit edenlere eğitimler veriyoruz.

وهذه الحقائق تقتضي دعوة من أجل العمل

Bu da hem harekete geçmemiz için

هذه هي الحقيقة. لكن ماذا عن الحقائق؟

Doğrusu da bu zaten. Fakat ya gerçekler?

لذلك يحتاج شخص ما ليقول لنا الحقائق

Bu yüzden birilerinin bize gerçekleri anlatması gerek

عملت كل تلك الحقائق على تقوية وتعزيز نشاطي.

Bütün bu bilgiler, aktivizmimi bir nevi destekledi ve güçlendirdi.

يقضون فقط 25% من محادثاتهم في سرد الحقائق

sadece konuşmalarının yüzde 25'ini bilgi aktarmaya

وما المغزى من دراسة الحقائق في النظام الدراسي

Aynı okul sisteminin en iyi bilim dalının bize sunduğu

لكن يؤسفني إخباركم أن الحقائق ليست في صفكم.

Kusura bakmasınlar ama işin aslı öyle değil.

أدى الى حاجتنا الى التركيز في التدقيق على الحقائق

gerçekleri kontrol etmenin üzerinde çok daha fazla durulmasına yol açtı.

قبل أن تكتب شيئًا، ينبغي أن تتأكد من الحقائق.

Bir şeyler yazmadan önce gerçeklerden emin olmalısın.

فإن الجدال معهم حول هذه الحقائق يعد اعتداءً شخصياً عليهم.

gerçeği tartışmak kişisel bir saldırıdır.

القصص لا تنسى أكثر من الحقائق وحدها بقدر 2 إلى 10 مرات.

Hikâyeler, tek başına salt bilgiden 2 ile 10 kat daha hatırlanabilir.

ألا يقتل؟ دعونا لا نهرب من الحقائق. صحيح ، هناك المزيد من الناس يموتون بسبب الأنفلونزا ، بعد كل شيء.

Öldürmüyor mu? Gerçeklerden kaçmayalım artık. Aaa doğru doğru, gripten ölen daha çok insan var sonuçta.