Examples of using "كثيراً" in a sentence and their turkish translations:
Sürekli kusuyorum.
- Ondan çok hoşlanıyorum.
- Onu çok seviyorum.
Benim bir sürü hayallerim var.
Hapşırmaya devam ediyorum.
- Çok teşekkür ederim!
- Çok teşekkürler.
Çok şaşırıyorlar. Neden acaba?
Raptorları çok seviyorum.
sizi çok seviyorum, sağ olun. (Alkış)
Çok mu geç?
O çok bağırıyor.
Ben pizzayı çok severim.
Çok seyahat eder misin?
Böyle bir şey sık sık olur.
Seni o kadar çok özledim ki.
Akıl süzgecinden fazlaca geçirirsek
Çok koklamadığınız sürece...
Japonya depremleriyle çok ünlüdür.
"Grip gibi."
O, ona çok fazla yememesini tavsiye etti.
Onun küçük kız kardeşini çok severim.
Benim çocuklarım hayvanları gerçekten seviyor.
O okulunu çok seviyor.
Babam pizayı çok sever.
Ben sık sık soğuk algınlığına yakalanırım.
Sen de çok fazla düşünüyorsun.
O hemen hemen babasına benziyor.
Çoğu zaman birlikte yemek yeriz.
Tom ve Mary çok benziyor.
Andy çok sıkı pratik yapmış olmalı.
Bu adam çok kitap okuyan bir adamdı.
sebebi bilinmeyen düşmeler yaşamaya başladım.
ve Arifeen'in hikayesini çok seviyorum.
Açıkçası bunu çok fazla düşünmedim.
sadece siz kendinizi bu kadar çok önemsiyorsunuz
Seni nasıl da özledim!
Diğerlerine çok fazla güvenme.
Türkçeyi çok seviyorum.
Japonca’yı çok seviyorum.
Onunla sık sık tenis oynardım.
Ebeveynlerine çok fazla bel bağlama.
O kadar çok duydum ki, artık klişe geliyordu bana
Kar sandığımdan çok daha derin!
Vay canına, burası çok daha serin.
Çok fazla konuşuyorsun.
Biz gerçekten eğlendik.
O, o hayvan hakkında çok az biliyor.
çok dindar değil, rahat, oldukça özgürlükçü.
Bayılıyoruz bu lafa zaten. Öğretmenler de çok bayılır.
Ben çok şaşırdım ve bakıyorum, böyle televizyonda izliyorum.
Kendimiz için icat ettiğimiz
Bu yukarıya tırmanmaktan çok daha tehlikeli olabiliyor
Genellikle şekerlemelerin dişleriniz için kötü olduğu söylenir.
Seni çok özlüyorum.
Özgeçmişim hakkında çok fazla endişelenmiyorum.
Bu oda fazla güneş almaz.
çok para kazandım şimdi iki evim ve bir yatım var
Bu şekilde emeğinizin karşılığını fazlasıyla almayacaksınız.
Benim hareket etmemden çok daha hızlı saldırabilirler.
Çoğu zaman yer altı suları terk edilmiş madenlerde toplanabilir
Büfelerdeki gıda israfı, tabak veya kutu boyutları
-Çok değişmiş. -Merhaba başkanım.
ve hızlı hareket edip zekice seçimler yapmazsak çok fazla dayanamayız.
yedinci birlik olmak için onlara katıldı ve
İstasyon buradan uzak değildir.
- Çok fazla yersen şişmanlarsın.
- Çok fazla yemek yersen şişmanlarsın.
Bu bir meşale için oldukça iyidir. Bunu bir paraşüt ipiyle bağlayacağız.
Ormanda büyük avların peşinde koşmaktan çoğu zaman iyidir.
- Çok yemezseniz iyi edersiniz.
- Çok fazla yemesen iyi olur.
Ablam sık sık sütlü çay içer.
O çok konuşur.
Tatoeba ilkeleri altında, üyelerin sadece kendi anadillerinde cümleler eklemeleri ve/veya anlayabilecekleri bir dilden anadillerine tercüme yapmaları önerilir. Bunun sebebi de kişinin, anadilinde doğal olan cümle kurmasının çok daha kolay olmasıdır. Anadilimiz dışında bir dilde yazdığımızda ise kulağa tuhaf gelen cümleler oluşturmamız çok kolaydır. Lütfen cümleyi sadece ne anlama geldiğini bildiğinizden eminken tercüme ettiğinizden emin olunuz.