Translation of "تبدو" in Turkish

0.022 sec.

Examples of using "تبدو" in a sentence and their turkish translations:

- تبدو متعباً.
- تبدو متعبا.

Yorgun görünüyorsun.

- تبدو متعباً للغاية.
- تبدو مجهداً.

Çok yorgun görünüyorsun.

- تبدو شاحب الوجه.
- تبدو شاحباً للغاية.

Çok solgun görünüyorsun.

- تبدو طيبة جدا.
- تبدو شديدة البراءة.

O çok masum.

تبدو شاحباً.

Solgun görünüyorsun.

تبدو كتفاحة.

Bu bir elmaya benziyor.

تبدو مريضة.

O hasta gibi görünüyor.

تبدو مألوفاً.

Tanıdık görünüyorsun.

تبدو سعيداً

Mutlu görünüyorsun.

تبدو أحمقاً.

Aptal görünüyorsun.

تبدو كئيبا

Kasvetli görünüyorsun.

تبدو مشغولاً.

Meşgul görünüyorsun.

- تبدو مسروراً اليوم.
- تبدو سعيداً هذا اليوم.

Bugün mutlu görünüyorsun.

- تبدو متعباً للغاية.
- يبدو عليك التعب.
- تبدو مجهداً.

- Çok yorgun görünüyorsun.
- Çok yorgun gözüküyorsun.

‫نهارًا، تبدو حميدة.‬

Gündüzleri zararsız görünürler.

تبدو طبيعية تمامًا.

Oldukça doğal gözüküyor.

تبدو رجلًا صدوقًا.

Sen dürüst bir adam gibi görünüyorsun.

تبدو شاحباً اليوم.

Bugün solgun görünüyorsun.

تبدو خطتك جيدة.

Planın muhteşem görünüyor.

لم تبدو مندهشا.

Sen şaşırmış görünmüyordun.

هل تبدو بخير؟

O iyi görünüyor mu?

تبدو بمظهر جميل

İyi görünüyorsun.

أنت تبدو مكتئباً

Sen aşağıya bakıyorsun.

تبدو ماري جميلة.

Mary güzel görünüyor.

انت تبدو سائحاً.

Turist gibi görünüyorsun.

تبدو جين سعيدة.

Jane mutlu görünüyor.

تبدو الأرض مبلولة.

Zemin ıslak görünüyor.

تبدو مرتفعة بعض الشيء.

biraz yüksek olduğunu görüyor.

قد تبدو مختلفة تماما.

biraz farklı görünebilir.

تبدو هتُمي سعيدة جداً.

Hitomi çok mutlu görünüyordu.

تبدو صحيحة بالنسبة لي.

Bana doğru gibi geliyor.

أنتَ تبدو متعباً جداً.

Çok yorgun görünüyorsun.

تبدو نانسي متعبة جداً.

Nancy çok yorgun görünüyor.

كم تبدو سعيدا هكذا

Ne kadar da mutlu gözüküyorsun öyle.

تبدو تلك اللآلئ حقيقية.

- Bu inciler gerçek görünüyor.
- Bu inciler gerçek gibi.

تبدو ليلى جميلة اليوم.

- Leyla bugün çok güzel görünüyor.
- Leyla bugün güzel görünüyor.

إذن كيف تبدو العدالة المكانية؟

O hâlde, mekânsal adalet nasıl bir şeydir ?

تبدو كقصة ناجحة، أليس كذلك؟

Kulağa bir başarı hikâyesi gibi geliyor, değil mi?

‫هذه بالتأكيد تبدو حطام طائرة.‬

Evet, kesinlikle uçak enkazına benziyor.

إنها تبدو قديمة الطراز الآن.

Bu sorular şimdileri biraz demode gelir.

تبدو بالملل لأنها مهمة جدا

bakın sıkılmayın çünkü çok önemli

كيف تبدو مستديرة من الفضاء

Nasıl oluyor da uzaydan yuvarlak görünüyor

في الواقع تبدو جميلة بذوق

aslında zevkli görünüyor görsel olarak güzel

قد تبدو هذه الجمل مخيفة

Bu cümleler ürkütücü geliyor olabilir

‫يمكنها أن تبدو شائكة وناعمة.‬

Dikenli ya da pürüzsüz görünebiliyorlar.

انت تبدو تماما كاخيك الاكبر .

Tam ağabeyine benziyorsun.

تبدو و كأنك رأيت شبحا

Hayalet görmüş gibisin.

- يبدو عليك المرض.
- تبدو مريضاً.

Hasta görünüyorsun.

لا تبدو سعيدا جدا لرؤيتي.

Beni görmek için çok mutlu görünmüyorsun.

تبدو هذه الغرفة كحظيرة الخنازير.

Bu ev bir domuz ahırına benziyor.

تبدو تلك البدلة غالية الثمن.

O takım pahalı görünüyor.

تبدو أوروبا الآن مثل الجنة.

Şimdi, Avrupa Cennet olarak görünür.

هل تتذكر كيف كانت تبدو؟

Onun nasıl biri olduğunu hatırlıyor musun?

دَعني أُساعدك. حقائبك تبدو ثقيلة.

Sana yardım edeyim. Çantaların çok ağır görünüyor.

‫لنجذب الحبل‬ ‫ونر كيف تبدو الأمور.‬

Halatı aşağı çekelim ve nasıl göründüğüne bakalım.

ويكررون ذات الأساطير التي تبدو علمية.

daha sert bir şekilde geri püskürtür.

الآن، هي أكبر مما تبدو عليه.

Bunlar göründüğünden daha büyük.

وهذا ما تبدو عليه مقارنةً بمنهاتن،

Manhattan ile karşılaştırıldığında böyle görünüyor.

معظم المحيطات لا تبدو هكذا إطلاقًا.

okyanusun büyük bölümü buna hiç benzemiyor.

وهي كذلك تبدو متشابهة، أليس كذلك؟

Oldukça benzerler.

على عكس الآخرين تبدو غير دينية

Diğerlerinden farklı olarak din dışı olarak görünmez

‫لذا تبدو وكأن الصخرة تتحرّك ببطء.‬

Yani yavaşça uzaklaşan bir kaya gibi.

- تبدو كأنها سكرانة.
- بدت كأنها سكرت.

- Sanki sarhoş gibi görünüyor.
- Sarhoşmuş gibi görünüyor.

أيها السيدات والسادة، هذه تبدو كقصة لطيفة،

Baylar ve bayanlar, bu kulağa çok tatlı bir hikaye gibi geliyor

كأي طفل أخر، تعلمت كيف تبدو الأسرة.

Her çocuk gibi, bir ailenin neye benzediğini öğrendim.

إنها حقيقة تبدو وكأنها تجربة مجزية للغاية.

Aslında oldukça kârlı bir iş.

‫ربما لا تبدو ذات شأن‬ ‫من هنا،‬

Buradan bakınca çok iyi görünmeyebilir

حسناً، قد تبدو تأثيرات المناخ خارج المسألة،

İklime etkileri daha yolun başında görünebilir

مررت بهذه اللوحة التي تبدو تجريدية هادئة،

Bu sessiz, görünüşte soyut resme denk geldim

بطريقة ما لا تبدو سوى مجرد وقاحة.

Oysa kaba olmak öyle değil.

هي كلها تبدو الآن مختلفة، أليس كذلك؟

Şimdi farklılaştı, değil mi?

تصفيفة شعرها تجعلها تبدو أصغر من عمرها.

Onun saç sitili onu yaşından daha genç gösteriyor.

تبدو في الستينات من عمرها على الأقل.

O en az altmış görünüyor.

" تبدو و كأنك سائح ." " لكنني بالفعل سائح !"

"Sen bir turiste benziyorsun." "Fakat ben bir turistim!"

إن أردت ألّا تبدو متجاهلاً؟ فلا تثر الأسئلة.

Bilgisiz görünmek istemiyor musunuz? Soru sormayın.

"إذا أريت الناس كيف تبدو وشرحت ذلك لهم،

"Eğer insanlara nasıl göründüğünü gösterip

القراءة للطفل يومياً تبدو أمر مهم جداً، ايضاً.

çocuklara her gün okuma yapmak oldukça önemli görünüyor.

- أنتَ تبدو مثل الولد.
- أنتِ تبدينَ مثل الولد.

Bir erkek çocuğu gibi görünüyorsun.

توقف عن اخذ الصور ، تبدو و كأنك سائح .

Fotoğraf çekmeyi durdur. Turist gibi görünüyorsun.

لقد ألقيت نظرة على مدونتك - تبدو مثيرة للإهتمام.

Ben sadece blogunuza bir göz attım-O ilginç görünüyor.

تبدو وكأنك فعلت شيئا ما كان عليك فعله.

Yapmaman gereken bir şeyi yapıyormuşsun gibi görünüyorsun.

- تبدو حزينا. ما الأمر؟
- تبدين حزينة. ما الأمر؟

Üzgün görünüyorsun. Sorun ne?

ونحلم بلا خوف عن ما قد تبدو عليه حياتنا.

hayatımızın nasıl olabileceği hakkında korkmadan hayal kurarız.

أعني، أنّ هذه القصة تبدو مستحيلة، ولكنها تحققت بالفعل.

Demek istediğim bu asla olmayacak bir hikâyeydi ama yine de başardı.

تبدو هذه الفكرة الغريبة غريبة بعض الشيء بالنسبة لنا

bu uzaylı fikri biraz garip geliyor bizlere

نتساءل أيضًا كيف يمكن أن تبدو مستديرة من الأرض

Biz de merak ediyoruz Dünya'dan nasıl yuvarlak görünüyor olabilir

على الرغم من ثرائها إلا أنها لا تبدو سعيدة .

Sağlıklı olmasına rağmen mutlu görünmüyor.

حتى نستطيع أن نجعل الكرة الأرضية تبدو مثل مستطيل

Bunun bir dikdörtgen gibi görünmesini sağlamak için,

- كأنّك من الهند.
- يبدو أنك من الهند.
- تبدو هنديا.

- Sen Hindistanlı gibi görünüyorsun.
- Öyle görünüyor ki sen Hindistanlısın.

- هَذِه الْسَّيَّارَة فِي حَالَة مُمْتَازَة
- هذه السيارة تبدو كالجديدة

Bu araba yeni gibi.

نعم، تبدو ال(سوريمي) كلحم سلطعون، لكنها في الحقيقة بلوق.

Evet, surimi yengeç etine benzer ama aslında mezgittir.

تبدو مهمةً مستحيلة حيث لم يقم بها أحد من قبل،

İmkânsız gibi görünüyor, daha önce bunu kimse yapmadı,

علا ، إذا كانت تبدو لنا ، الحياة هي الإنسانية ، الماء شيء.

ula bize benzese yaşam olur insanlık olur su olur bir şey olur yani

‫تضع جسدها في تلك الوضعية الغريبة‬ ‫والتي تبدو وكأنها صخرة.‬

Vücudunu kaya gibi görünen tuhaf bir pozisyona sokuyor.

أعتقد أنه من الأفضل لك أن تستريح. إنك تبدو مريضاً.

Sanırım dinlensen iyi olur; hasta görünüyorsun.

- أنتَ تبدو بحالة جيداً جداً.
- أنتِ تبدين بحالة جيدة جداً.

Çok iyi görünüyorsun.

- تبدو جميلة في هذا الرداء.
- شكلها فاتن في ذلك الفستان.

O, o elbisenin içinde hoş görünüyor.