Translation of "Yaparsın" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Yaparsın" in a sentence and their spanish translations:

Ne yaparsın?

¿Qué haces?

Onu nasıl yaparsın?

¿Cómo lo haces?

Londra'da ne yaparsın?

¿Qué haces tú en Londres?

Tatillerde genellikle ne yaparsın?

¿Qué sueles hacer en vacaciones?

Ne tür sporlar yaparsın?

¿Qué clase de deportes practicas?

Zengin olsan ne yaparsın?

¿Qué harías si fueras rico?

Pazar günleri ne yaparsın?

¿Qué haces los domingos?

Doğru olsa, ne yaparsın?

Si fuera cierto, ¿qué harías?

Gerçek olsa, ne yaparsın?

Si fuera cierto, ¿qué haría usted?

Ne zaman banyo yaparsın?

¿A qué hora te bañas?

Aslında ofiste ne yaparsın?

¿Qué haces realmente en la oficina?

Takım için ne yaparsın?

¿Qué haces por el equipo?

Boş zamanlarında ne yaparsın?

¿Qué haces en tu tiempo libre?

Okuldan sonra ne yaparsın?

¿Qué haces después de clase?

Diğerleri için ne yaparsın?

¿Qué haces por los otros?

Ne zaman kahvaltı yaparsın?

- ¿A qué hora desayunas?
- ¿A qué hora desayunan ustedes?

Tam olarak ne yaparsın?

¿En qué trabajas exactamente?

Ne sıklıkla spor yaparsın?

¿Con qué frecuencia haces deporte?

Yağmur yağarsa ne yaparsın?

¿Qué harás si llueve?

Ev ödevini kendin mi yaparsın?

Haz los deberes solo.

Pazar günleri genellikle ne yaparsın?

¿Qué sueles hacer los domingos?

İşlerini aceleyle yaparsan hatalar yaparsın.

- Cometes errores si haces las cosas con prisa.
- Cometes errores si haces las cosas de prisa.

Yıprandıkları zaman giysilerinle ne yaparsın?

- ¿Qué haces con la ropa que ya no te sirve?
- ¿Qué haces con la ropa que ya no te vale?

Bir hayalet görsen ne yaparsın?

¿Qué harías si vieras a un fantasma?

- Bu ne cüret?
- Nasıl yaparsın?

- ¿Cómo te atrevés?
- ¿Cómo te atreves?

Sabahleyin ne zaman banyo yaparsın?

¿A qué hora te bañas en la mañana?

Ev ödevini ne zaman yaparsın?

¿A qué hora haces tu tarea?

Ben sadakatsiz olsam ne yaparsın?

¿Qué harías si yo fuera infiel?

Sen her zaman hata yaparsın.

Siempre cometes errores.

Birdenbire kör olsan ne yaparsın?

¿Qué harías si de pronto te volvieras ciego?

Genellikle saat kaçta kahvaltı yaparsın?

- ¿A qué hora sueles desayunar?
- ¿A qué hora desayunas normalmente?
- ¿A qué hora acostumbras desayunar?
- ¿A qué hora solés desayunar?

Sabah kahvaltısından önce ne yaparsın?

¿Qué haces antes del desayuno?

Ne zaman piyano uygulaması yaparsın?

¿Cuándo practica el piano?

Böyle bir durumda ne yaparsın?

¿Qué harías en una situación como esta?

Acele etme, kafanı toparlayınca yaparsın.

No tengas prisa, ya lo harás cuando se te aclaren las ideas.

çıkan sonuca sen de katkı yaparsın.

participan en crear el resultado.

Bir milyon doların olsa ne yaparsın?

- ¿Qué harías si tuvieses un millón de dólares?
- ¿Qué harías si tuvieras un palo verde?

Eve gitmek için nasıl plan yaparsın?

¿Cómo tienes pensado llegar a casa?

On bin doların olsa ne yaparsın?

¿Qué harías si tuvieras diez mil dólares?

Yapacak hiçbir şey kalmadığında, ne yaparsın?

Cuando no queda nada por hacer, ¿qué haces?

Doğum gününü kutlamak için ne yaparsın?

¿Cómo has celebrado tu cumpleaños?

Akşam yemeğinden sonra genellikle ne yaparsın?

¿Que acostumbras hacer después de la cena?

Büyük bir servete sahip olsan, ne yaparsın?

¿Qué harías si tuvieras una gran fortuna?

- Geçimini nasıl sağlarsın?
- Geçinmek için ne yaparsın?

- ¿A qué te dedicas?
- ¿A qué se dedica?
- ¿A qué se dedica usted?
- ¿Qué haces para ganarte la vida?

Tom'u birisi öldürürse ne olur? Ne yaparsın?

¿Y si alguien matara a Tom? ¿Qué harías?

Birisi Tom'u kaçırırsa ne olur? Ne yaparsın?

- ¿Qué tal si alguien secuestrara a Tom? ¿Qué harías tú?
- ¿Y si alguien secuestrara a Tom? ¿Qué harías?

- Diyelim ki bir milyon yenin olsa, onunla ne yaparsın?
- Faraza bir milyon yenin olsa, onunla ne yaparsın?

Supón que tuvieras un millón de yenes, ¿qué harías con ellos?

Peki istediğin şeyle beklediğin şey uyuşmadığında ne yaparsın?

¿Qué hacen cuando lo que quieren no coincide con lo que esperan?

- Boş zamanında ne yaparsın?
- Boş zamanlarında ne yapıyorsun?

- ¿Qué haces en tu tiempo libre?
- ¿Qué hacen en su tiempo libre?
- ¿A qué dedicas tu tiempo libre?

Öğle yemeği yemek için zamanın olmadığında ne yaparsın?

¿Qué haces cuando no tienes tiempo para almorzar?

- Benim yerimde olsaydın ne yapardın?
- Yerimde olsan ne yaparsın?

¿Que harías tú si estuvieses en mi lugar?

Kel olmanın en az bir avantajı var - şampuanla ilgili çok tasarruf yaparsın.

Ser calvo tiene al menos una ventaja - se ahorra mucho en champú.

- Haftada kaç kez banyo yaparsınız?
- Bir hafta içinde ne sıklıkta banyo yaparsın?

¿Cuántas veces por semana te bañás?

- İşler bu şekilde devam ederse yine aynı hatayı yapacaksın.
- İşler böyle giderse, aynı hatayı yaparsın.

Vas a cometer el mismo error si las cosas continúan como van.

- Benim yerimde olsaydın ne yapardın?
- Benim yerimde ne yapardın?
- Yerimde olsan ne yaparsın?
- Yerimde olsan ne yapardın?

- ¿Qué harías tú en mi lugar?
- ¿Que harías tú si estuvieses en mi lugar?
- ¿Qué haríais en mi lugar?
- ¿Qué haría usted en mi lugar?
- ¿Qué haríais si estuvierais en mi lugar?

- Piyangoda on milyon dolar kazansan, o parayla ne yaparsın?
- Piyangoda on milyon dolar kazansaydın, o parayla ne yapardın?

Si ganaras un millón de dólares en la lotería, ¿qué harías con el dinero?