Translation of "Yakından" in Spanish

0.007 sec.

Examples of using "Yakından" in a sentence and their spanish translations:

Yakından izleyin.

- Vigila atentamente.
- Mira atentamente.
- Mira de cerca.
- Mira con atención.

Yakından bak.

Mira desde más cerca.

Yakından dinleyin.

Escucha atentamente.

Daha yakından bakarsanız

Si miran con detenimiento

Birazcık yakından tanıyalım

vamos a conocer un poco

Onu yakından gözle.

Vigílalo bien.

Onları yakından incelediler.

- Ellos los estudiaron de cerca.
- Los estudiaron de cerca.

Işte yarasaları yakından tanıdık

aquí conocemos de cerca a los murciélagos

Buna daha yakından bakalım.

Echemos un vistazo más de cerca a esto.

O, yakından annesine benziyor.

Ella se parece muchísimo a su madre.

Şu grafiğe yakından bir bakın.

Veamos más de cerca a ese gráfico.

Ve aniden insanlara yakından tanıştığında,

Y, de pronto, cuando uno conoce a la gente en su exclusividad,

Yakından bakarsan hiçbir şey görmezsin.

Si lo miras de cerca, no ves nada.

Hollandaca Almanca ile yakından ilgilidir.

El holandés está íntimamente relacionado con el alemán.

Hollandaca, Almanca ile yakından ilgilidir.

El holandés está íntimamente relacionado con el alemán.

Ona daha yakından bakabilir miyim?

¿Podría tener una mirada más cerca a eso?

Tom resme daha yakından baktı.

Tom miró la foto más de cerca.

Yakından dinle ve kesintiye uğratma.

Escucha con atención y no interrumpas.

Kilisenin yakından çan sesini duyabiliyorduk.

Pudimos oír repicar las campanas de una iglesia cercana.

Sıklıkla kullandığın bir stratejiye yakından bakalım.

que probablemente utilizan mucho.

Dünyaya derinden ve yakından bakma arzumun,

Mi amor por mirar profundamente y de cerca el mundo,

Ve daha yakından incelememizi hak ediyor.

y es digno de nuestro examen más agudo.

Aslında İslamiyetle uzaktan yakından alakası yoktur

en realidad, no tiene nada que ver con el Islam

Bu tabloyu biraz daha yakından inceleyelim

Echemos un vistazo más de cerca a esta tabla.

Tom arabaya yakından bakmak için durdu.

Tom se detuvo para echarle una mirada de cerca al auto.

Meseleye daha yakından bir göz atalım.

Valoremos el asunto más en profundidad.

Medya ile uzaktan yakından alakası bile yok

ni siquiera estrechamente relacionado con los medios

Seninle çok yakından ilgili bir şey keşfettim.

Descubrí algo profundamente relacionado contigo.

Yani kısacası teknolojiyle uzaktan yakından herhangi bir alakamız yok

en resumen, no tenemos nada que ver con la tecnología

Tom yerdekinin ne olduğuna daha yakından bakmak için eğildi.

Tom se inclinó para echar un vistazo de cerca a lo que estaba en el suelo.

- Çok yakından dikkat edin.
- Pürdikkat kesilin.
- Tüm dikkatinizi verin.

Presta mucha atención.

Kürklü foklarla yakından akraba olsalar da onlardan yedi kat büyüktürler.

Quizá estén estrechamente relacionados con los lobos marinos, pero son siete veces más grandes.

Borman, Lovell ve Anders, ay yüzeyini yakından izleyen ilk insanlardı.

Borman, Lovell y Anders fueron los primeros humanos en ver la superficie lunar de cerca.

Eğer yakından bakarsanız arkadaşlarınızın ve sizin benzer kişilikleriniz olduğunu keşfedeceksiniz.

Si te fijas bien, verás que tú y tus amigos tienen personalidades similares.

Tom'la yakından ilgilenin ve onun başını derde sokmadığından emin olun.

No pierdas de vista a Tom y asegúrate de que no se meta en problemas.

Bir ülke tarafından üretilen kağıt miktarı onun kültürel standartlarıyla yakından ilişkilidir.

La cantidad de papel producido por un país está cercanamente relacionado a sus estándares culturales.

Tom şömine rafından çerçeveli resmi aldı ve ona daha yakından baktı.

Tom cogió la foto enmarcada de la repisa de la chimenea y le echó un vistazo más de cerca.

Bir portre yapmaya hazırlanırken, arkadaşlarım konuyu yakından incelemek için bir sürü fotoğraf çeker.

Como preparación para pintar un retrato, mi amigo toma muchas fotografías con el fin de estudiar el tema de cerca.