Translation of "Annesine" in Spanish

0.007 sec.

Examples of using "Annesine" in a sentence and their spanish translations:

- Mary annesine benziyor.
- Mary annesine çekmiş.

Mary se parece a su madre.

- O kız, annesine benziyor.
- Kız annesine benzemektedir.

La niña se parece a su madre.

- Tıpkı annesine benziyor.
- O tıpkı annesine benziyor.

Él se parece a su madre.

Priya annesine yalvardı,

Priya le suplicó a mamá:

Mary annesine benziyor.

María se parece a su madre.

Çocuk annesine tutunuyor.

El niño se aferra a su madre.

Bebek annesine benziyor.

Ese bebé se parece a su madre.

Kız annesine benziyordu.

La chica se parecía a su madre.

Duyduklarını annesine tekrarladı.

Ella repetía lo que había oído a su madre.

Annesine çiçekler gönderdi.

Mandó flores a su madre.

Annesine benzediğini düşünmüyorum.

No encuentro que ella se parezca a su madre.

Mary annesine benzemiyor.

Mary no se parece a su madre.

Çocuk annesine koştu.

- El niño corrió hacia donde su madre.
- El niño corrió con su madre.
- El niño corrió hacia su madre.

O, annesine benzer.

Se parece a su madre.

Annesine benzediğini sanmıyorum.

No pienso que ella se parezca a su madre.

O, annesine benziyor.

Ella se parece a su madre.

Tom annesine benziyor.

Tom se parece a su mamá.

- O, annesine hiç benzemiyor.
- O hiç annesine benzemiyor.

No se parece en nada a su madre.

Ama hâlâ annesine bağımlı.

Pero sigue dependiendo de su madre.

Marie annesine yardım ediyor.

Maria ayuda a su madre.

Mary gerçekten annesine benziyor.

Mary se parece mucho a su madre.

Nara annesine saygı gösteriyor.

Nora admira a su madre.

Şu kız annesine benziyor.

Esa chica se parece a su madre.

Kız annesine çok benziyor.

La muchacha se parece mucho a su madre.

O, annesine biraz benzer.

Es un poco como su madre.

O, hasta annesine baktı.

Cuidó de su madre enferma.

O, annesine yardım etmeli.

Ella debería ayudar a su madre.

Bebek, annesine ihtiyaç duyar.

El bebé necesita a su madre.

Mary annesine yardım ediyor.

Mary está ayudando a su madre.

O, yakından annesine benziyor.

Ella se parece muchísimo a su madre.

Susan gerçekten annesine çekmiş.

Susan se parece mucho a su madre.

O, annesine mektuplar yazar.

Él escribe cartas a su madre.

O, annesine bakmak zorunda.

Ella tiene que cuidar a su madre.

Tom hasta annesine baktı.

Tom cuidó de su madre enferma.

O gerçekten annesine benziyor.

Ella de verdad se parece a su mamá.

- O annesine çok benziyor.
- Annesine çok benziyor.
- Annesini çok andırıyor.

- Ella se parece mucho a su madre.
- Se parece mucho a su madre.

- Tom'un annesine benzediğini düşünüyor musun?
- Tom'un annesine mi benzediğini düşünüyorsun?

¿Piensas que Tom se parece a su mamá?

Alkolik annesine benzeyeceğinden endişelendiğini söyledi,

dijo que le preocupaba haberse convertido en un alcohólico como su madre,

Bebek bakımında annesine yardım etti.

Ella ayudó a su madre a cuidar del bebé.

O, ara sıra annesine yazar.

- Él le escribe a su madre de vez en cuando.
- De vez en cuando, le escribe a su madre una carta.

Mary pişirmede annesine yardım etti.

María ayudó a su madre a cocinar.

Bebeğin kendi annesine ihtiyacı vardır.

El bebé necesita a su madre.

O annesine benziyor, sana söylüyorum.

Te digo que ella se parece a su madre.

Tom'un annesine benzediğini düşünüyor musun?

¿Piensas que Tom se parece a su madre?

Babası öldükten sonra annesine baktı.

Cuidó de su madre después de que muriera su padre.

Tom Mary'nin annesine benzediğini düşünmüyor.

Tom no piensa que Mary se vea como su madre.

O, kütüphanede annesine doğru koştu.

Él corrió hacia su madre en la biblioteca.

Fred annesine uzun bir mektup yazdı.

- Fred escribió una extensa carta a su madre.
- Fred le escribió una larga carta a su madre.

Peter babasından daha çok annesine benziyor.

Peter se parece más a su madre que a su padre.

Tom dün annesine yardımcı oldu mu?

- ¿Ayer Tom ayudó a su madre?
- ¿Tom ayudó ayer a su madre?

Tom babasının annesine yanına gömülmesini istiyor.

Tom quiere que su padre sea enterrado al lado de su madre.

O, babasının ölümünden sonra annesine baktı.

Él cuidó a su madre después de la muerte de su padre.

Erkek çocuk annesine bir soru sordu.

El niño le hizo una pregunta a su madre.

Annesine ve kız kardeşine bakmak zorunda.

Tiene que cuidar de su madre y de su hermana.

O, annesine ertesi gün çalışacağını söyledi.

Él le dijo a su madre que estudiaría al día siguiente.

Ve ben de çeviri için annesine bakıyorum,

Le pido a la madre que traduzca,

O her hafta annesine yazmaktan geri kalmaz.

No pasa una semana sin que le escriba a su madre.

Mary annesine benziyor ama onun kişiliği farklı.

- Mary se parece a su madre pero su personalidad es distinta.
- Mary se parece a su madre pero su personalidad es diferente.
- Mary se parece a su madre físicamente pero su personalidad es distinta.
- Mary se parece a su madre físicamente pero su personalidad es diferente.

Annesine her zaman haftada bir mektup yazar.

Siempre le escribe a su madre una carta cada semana.

O, her hafta annesine yazmayı asla unutmaz.

- Él le escribe una carta a su madre sin omisión cada semana.
- Él nunca olvida escribir a su madre cada semana.

Sonunda babasının paylaştığı haberle annesine gitmeye karar verdi.

Él finalmente decidió contarle a su madre las noticias que su padre le había compartido.

Mary annesine daha sık yardım edeceğine söz verdi.

- Mary le prometió a su madre que la ayudaría más a menudo.
- Mary le prometió a su madre que la ayudaría con más frecuencia.

Mary'nin onun annesine yardım etmeyi planlamadığını Tom'a söyleme.

No le cuentes a Tom que Mary no está pensando en ayudar a su madre.

Mary Noel ağacını süslemek için annesine yardım etti.

María ayudó a su madre a adornar el árbol de Navidad.

Annesine kavuşmanın verdiği rahatlama... ...ve çok ihtiyaç duyduğu sütü.

El alivio bienvenido de la comodidad de su madre y la leche tan necesaria.

Tom anneler günü için muhtemelen annesine biraz çiçek alacak.

Tom probablemente le regale flores a su madre para el Día de las Madres.

Tom annesine bir Anneler Günü kartı göndermeyi neredeyse asla unutmaz.

Tom no se olvida casi nunca de enviarle una tarjeta del Día de la Madre a su madre.

Tom bir anneler günü tebrik kartını annesine göndermeyi neredeyse asla unutmaz.

Tom no se olvida casi nunca de enviarle una tarjeta del Día de la Madre a su madre.

Onun annesine karşı çok kaba olduğu için, Tom Mary'den özür dilemeli.

Tom debería disculparse con Mary por ser tan grosero con su madre.

- Tom annesini haftada bir arar.
- Tom annesine haftada bir kez telefon ediyor.

Tom llama a su madre una vez a la semana.

Kurbanın katili tarafından yapılan çarpıcı betimleme, gözyaşları içinde mahkemeyi terk eden annesine çok ağır geldi.

La descripción gráfica del asesinato de la víctima fue muy dura para su madre, quien salió llorando de la corte.

O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.

Cuando él declaró abiertamente que se iba a casar con Pablo, a su abuela casi le dio un infarto y a su tía se le salieron los ojos de las órbitas; sin embargo, su hermana pequeña sonrió con orgullo.