Translation of "Taro" in Spanish

Taro, yemek hazır!

Taro, la cena está lista.

"Kim daha genç, Hanako mu yoksa Taro mu?""Taro."

"¿Quién es más joven, Hanako o Taro?" "Taro."

- Beni lütfen Taro diye çağır.
- Bana Taro de lütfen.

Por favor, llámame Taro.

Bana sadece Taro diyebilirsin.

Me puedes llamar sencillamente Taro.

Taro, git dişlerini fırçala.

Taro, ve a lavarte los dientes.

- Taro üç gün boyunca Tokyo'da kaldı.
- Taro üç günlüğüne Tokyo'da kaldı.

Taro se quedó tres días en Tokio.

O, Taro Akagawa tarafından yazılmış.

Eso lo escribió Taro Akagawa.

Taro, git ve dişlerini fırçala.

Taro, ve a lavarte los dientes.

Taro hariç, Jiro en uzundur.

Aparte de Taro, Jiro es el más alto.

Taro İngilizce konuşur, değil mi?

Taro habla inglés, ¿no?

Taro bankadan 10.000 yen çekti.

Taro retiró diez mil yenes del banco.

Taro her zaman burada değil.

Taro no siempre está aquí.

Taro, 10 yıldır Obihiro'da yaşıyor.

Taro lleva viviendo diez años en Obihiro.

Taro iki yıl önce öldü.

Taro murió dos años atrás.

Dün Taro ile tenis oynadım.

Ayer jugué al tenis con Taro.

Bir el atar mısın Taro?

- Taro, ¿Puedes ayudarme?
- ¿Me echas la mano, Taro?

Taro, oldukça hızlı bir şekilde kızıyor.

Taro se enfada muy rápidamente.

Taro benden daha iyi İngilizce konuşur.

Taro habla inglés mejor que yo.

Taro İngilizceyi benden daha iyi konuşur.

Taro habla inglés mejor que yo.

Taro, İngilizce kelimeleri ezberlemek üzerinde yoğunlaştı.

Taro se concentró en memorizar palabras en inglés.

Taro, sen bana yardım edebilir misin?

Taro, ¿Puedes ayudarme?

Taro niçin çok iyi şekilde İngilizce konuşabilmektedir?

¿Por qué Taro puede hablar inglés tan bien?

Taro geçen hafta kullanılmış bir araba aldı.

- Taro compró un automóvil usado la semana pasada.
- Taro compró un auto usado la semana pasada.

Amerika'da doğduğu için, Taro iyi İngilizce konuşur.

Nacido en Estados Unidos, Taro habla bien el inglés.

- Kim daha uzun boylu, Ken mi yoksa Taro mu?
- Kim daha uzun, Ken mi yoksa Taro mu?

¿Quién es más alto, Ken o Taro?