Translation of "Günlüğüne" in English

0.015 sec.

Examples of using "Günlüğüne" in a sentence and their english translations:

Birkaç günlüğüne gidiyorum.

I'm going away for a few days.

Birkaç günlüğüne şehirden ayrılıyorum.

- I am leaving town for a few days.
- I'm leaving town for a few days.

O, birkaç günlüğüne izinlidir.

He is off work for a few days.

Birkaç günlüğüne kasabadan ayrılıyorum.

- I am leaving town for a few days.
- I'm leaving town for a few days.

O birkaç günlüğüne orada.

He is there for a few days.

Birkaç günlüğüne tatile çıkabilirdik.

We could go travelling for a few days.

Sadece birkaç günlüğüne gideceğim.

I'll only be gone a couple of days.

Bugün günlüğüne yazdın mı?

Have you written in your diary today?

Üç günlüğüne gitmiş olacağım.

I'll be gone for three days.

Üç günlüğüne Boston'da olacağım.

I'll be in Boston for three days.

Birkaç günlüğüne kasabanın dışında olacağım.

I'll be out of town for a few days.

O her gün günlüğüne yazar.

He writes in his diary every day.

Birkaç günlüğüne Boston'dan uzaklaşmak istiyorum.

I'd like to get away from Boston for a few days.

Niçin bir günlüğüne izin almıyorsun?

Why don't you take the day off?

Karım kasabadan birkaç günlüğüne ayrılıyor.

My wife is leaving town for a few days.

Birkaç günlüğüne Boston'da kalmayı planlıyoruz.

- We're planning to stay in Boston for a few days.
- We're planning on staying in Boston for a few days.

Tom birkaç günlüğüne eve gelebilir.

Tom might come home for a few days.

Tom birkaç günlüğüne Boston'da olacak.

Tom will be in Boston for a few days.

Kesinlikle birkaç günlüğüne Boston'da kalacağım.

I'll definitely stay in Boston for a few days.

Sadece birkaç günlüğüne Avustralya'da olacağız.

We'll be in Australia for just a few days.

Tom sadece üç günlüğüne oradaydı.

Tom was only there for three days.

Tom sadece birkaç günlüğüne oradaydı.

Tom was only there for a few days.

- Arkadaşının arabasını birkaç günlüğüne ödünç aldı.
- Birkaç günlüğüne arkadaşının arabasını ödünç aldı.

He borrowed his friend's car for a few days.

O, mopedimi birkaç günlüğüne ödünç alabilir.

He can borrow my moped for a few days.

Tom buluşma zamanını günlüğüne not etti.

Tom jotted down the meeting time in his diary.

Birkaç günlüğüne iş için Boston'a gidiyorum.

I'm going to Boston for a few days on business.

Günlüğüne bugün bir şey yazdın mı?

Did you write anything in your diary today?

Günlüğüne bugün daha önce yazdın mı?

- Have you written in your diary yet today?
- Have you already written in your diary today?

Tom birkaç günlüğüne arabamı ödünç alabilir.

Tom can borrow my car for a few days.

Ölene kadar günlüğüne yazmaya devam etti.

She continued writing in her diary until she died.

Birkaç günlüğüne gizli kalmaya karar verdik.

We decided to lie hidden for a few days.

Bunu yalnızca birkaç günlüğüne yapmanı istiyoruz.

We're only asking you to do that for a few days.

Tom, birkaç günlüğüne Boston'da kalmayı planlıyor.

- Tom is planning on staying in Boston for a few days.
- Tom is planning to stay in Boston for a few days.

Sami, günlüğüne görünmez mürekkep kullanarak yazdı.

Sami wrote in his diary using invisible ink.

Birkaç günlüğüne Boston'a gideceğimizi Tom'a söyledim.

- I told Tom we were going to Boston for a few days.
- I told Tom that we were going to Boston for a few days.

Bir iki günlüğüne şehir dışında olacağım.

I'll be out of town for a day or two.

Bisikletini birkaç günlüğüne bana ödünç verebilir misin?

Could you lend me your bicycle for a couple of days?

Tom birkaç günlüğüne Mary'nin arabasını ödünç aldı.

Tom has borrowed Mary's car for a few days.

Birkaç günlüğüne kalacak bir yere ihtiyacım var.

I need a place to stay for a couple of days.

Tom sadece birkaç günlüğüne bunu yapmamızı istedi.

Tom has only asked us to do that for a few days.

- Tom birkaç gündür izinde.
- Tom birkaç günlüğüne izinli.

Tom is off work for a few days.

- Birkaç gün izne çık.
- Birkaç günlüğüne izne çık.

Take a few days off.

Birkaç günlüğüne Boston'a gitmek zorunda olduğumu Tom'a söyle.

Tell Tom I have to go to Boston for a few days.

Bunu iki ya da üç günlüğüne alabilir miyim?

May I have this for two or three days?

New York Menkul Kıymetler Borsası on günlüğüne kapandı.

The New York Stock Exchange closed for ten days.

- Üç gün boyunca burada olacağım.
- Üç günlüğüne buradayım.

I'm going to be here for three days.

- Bu üç gün yeter.
- Bu üç günlüğüne yeter.

It's enough for three days.

Onlar sizi bir ya da iki günlüğüne misafir edecek.

They'll put you up for a day or two.

Birkaç günlüğüne hiçbir şey yememek veya içmemek ölümle sonuçlanabilir.

Not eating or drinking anything for a couple of days may result in death.

Lütfen bu kitabı birkaç günlüğüne bana ödünç verir misin?

Please lend me this book for a few days.

Geçen ay Tom'u ziyaret etmek için birkaç günlüğüne Boston'daydık.

We were in Boston last month for a few days visiting Tom.

- 3-4 gün kalmak istiyorum.
- Üç dört günlüğüne kalmak istiyorum.

I want to stay for 3 or 4 days.

- Taro üç gün boyunca Tokyo'da kaldı.
- Taro üç günlüğüne Tokyo'da kaldı.

Taro stayed in Tokyo for three days.

- Birkaç günlüğüne Boston'daydım.
- Birkaç gün boyunca Boston'daydım.
- Birkaç gün için Boston'daydım.

I was in Boston for a few days.

- Birkaç günlüğüne burada kalıyor olacaklar.
- Birkaç gün için burada kalıyor olacaklar.

They will be staying here for several days.

Birkaç günlüğüne arabanı bana ödünç vermenin bir sakıncası olup olmadığını merak ediyorum.

I wonder if you would mind lending me your car for a couple of days.

Tom ne kadar yorgun olursa olsun her akşam günlüğüne bir şey yazar.

Tom writes something in his diary every evening, no matter how tired he is.

- Tom'a birkaç günlüğüne Boston'a gideceğimizi söyledim.
- Tom'a birkaç gün için Boston'a gideceğimizi söyledim.

- I told Tom we were going to Boston for a few days.
- I told Tom that we were going to Boston for a few days.

- Birkaç günlüğüne burada olacağım.
- Birkaç gün için burada olacağım.
- Birkaç gün boyunca burada olacağım.

I'll be here for a few days.

- Birkaç günlüğüne orada olacağım.
- Birkaç gün için orada olacağım.
- Birkaç gün boyunca orada olacağım.

I'll be there for a few days.

- Üç gün için burada olacağım.
- Üç gün boyunca burada olacağım.
- Üç günlüğüne burada olacağım.

I'll be here for three days.

- Tom birkaç gün orada olacak.
- Tom birkaç günlüğüne orada olacak.
- Tom birkaç gün için orada olacak.

Tom is going to be there for a few days.

- Bu kitabı birkaç gün için ödünç alabilir miyim?
- Bu kitabı birkaç günlüğüne ödünç alabilir miyim?
- Bu kitabı birkaç gün ödünç alabilir miyim?

Could I borrow this book for a few days?