Translation of "Planladığını" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Planladığını" in a sentence and their spanish translations:

- Ne yapmayı planladığını bilmem gerekiyor.
- Ne yapmayı planladığını bilmeliyim.

Necesito saber qué planeas hacer.

Ne yapmayı planladığını biliyorum.

Sé lo que estás planeando hacer.

Tom'un ne yapmayı planladığını düşünüyorsun?

¿Qué crees que planea hacer Tom?

Bana Boston'a kiminle gitmeyi planladığını söyle.

Dime con quién planeas ir a Boston.

Şimdi ne yapmayı planladığını bilmek isterdim.

Me gustaría saber qué piensas hacer al respecto ahora.

Tom'un işini bırakmayı planladığını herkes biliyordu.

Todo el mundo sabía que Tom planeaba dejar su trabajo.

Tom oraya nasıl gitmeyi planladığını söylemedi.

Tom no dijo cómo planeaba llegar allí.

Tom'un ne zaman gelmeyi planladığını bilmiyorum.

No sé cuándo tiene pensado llegar Tom.

Mary olduğu yerde kalmayı planladığını söylüyor.

Mary dice que planea quedarse dónde ella está.

Tom'un hafta sonunu nasıl geçirmeyi planladığını öğren.

Averigua lo que piensa hacer Tom este fin de semana.

Tom'un bir ay boyunca kalmayı planladığını düşündüm.

Pensé que Tom planeaba quedarse por un mes.

Tom'un kimle evlenmeyi planladığını tam olarak biliyorum.

Sé exactamente con quién planea casarse Tom.

Bence Tom'un ne zaman gitmeyi planladığını bulmalısın.

Creo que deberías averiguar cuándo Tom cuenta irse.

Tom Mary'ye Boston'a kiminle gitmeyi planladığını sordu.

- Tomás preguntó a María con quién tenía planeado de ir a Boston.
- Tom preguntó a Mary con quién estaba ella planeando ir a Boston.

Tom bu kış Boston'a gitmeyi planladığını söylüyor.

- Tomás dice que tiene planes de ir a Boston este invierno.
- Tomás dice que está pensando en ir a Boston este invierno.

Tom Mary'nin ne yapmayı planladığını merak ediyordu.

Tom se preguntaba qué planeaba hacer Mary.

Tom Mary'ye ne söylemeyi planladığını söylemeyi unuttu.

Tom se olvidó de decirle a Mary lo que había planeado decirle.

Ne zaman burada olmayı planladığını bana bildir.

- Dime a qué hora piensas estar aquí.
- Hazme saber cuándo esperas estar aquí.

Tom'un Mary'nin onunla evlenmesini planladığını sana ne düşündürüyor?

¿Qué te hace pensar que Tom está planeando pedirle a Mary que se case con él?

Tom'un nerede üniversiteye gideceğini planladığını bana tekrar söyle.

Repíteme dónde está pensando Tom en ir a la universidad.

Tom bütün gün okulun çevresinde takılmayı planladığını söyledi.

Tom dijo que planeaba quedarse en el colegio todo el día.

Tom Mary'nin ne zaman Boston'a gitmeyi planladığını bilmiyor.

Tom no sabía cuándo Mary tenía pensado ir a Boston.

Tom Mary'nin baloyla kimle gitmeyi planladığını bilmediğini söylüyor.

Tom dice que no sabe con quién planea ir Mary al baile.

Tom bana bir hafta önce Avustalya'ya gitmeyi planladığını söyledi.

Hace una semana Tom me dijo que estaba planeando ir a Australia.

Tom bana sadece üç gün burada kalmayı planladığını söyledi.

Tom me dijo que sólo planeas quedarte aquí tres días.

Tom, Mary'nin kim için oy vermeyi planladığını merak etti.

Tom se preguntó a quién tendría pensado votar Mary.

Tom Mary'nin ne kadar bagaj almayı planladığını merak etti.

Tom se preguntaba cuánto equipaje pretendía llevar María.