Translation of "Odası" in Spanish

0.013 sec.

Examples of using "Odası" in a sentence and their spanish translations:

Burası bekleme odası değil toplantı odası.

Esta es una sala de reuniones, no una sala de espera.

Evin bir yemek odası, bir yatak odası ve bir çalışma odası var.

La casa tiene comedor, alcoba y gabinete.

Onun odası dağınık.

- Su habitación no está ordenada.
- Su cuarto es un desastre.

Yemek odası nerede?

¿Dónde está el comedor?

Bu, Tom'un odası.

Esta es la habitación de Tom.

Tom'un odası hazır.

La habitación de Tom está lista.

Tom'un odası boş.

La habitación de Tom está vacía.

Tom'un odası dağınık.

La pieza de Tom está desordenada.

Soyunma odası nerede?

¿Dónde está el probador?

Kimin odası bu?

¿De quién es esta habitación?

Onun odası dağınıktır.

Su cuarto está desordenado.

Bekleme odası nerede?

¿Dónde está la sala de estar?

Dedim ki burası toplantı odası, yatak odası değil.

¡Dije que esta es una sala de reuniones, no un dormitorio!

Yemek odası dahil, bizim evin yedi odası vardır.

- Nuestra casa tiene siete habitaciones, incluyendo el comedor.
- Nuestra casa tiene siete habitaciones incluyendo el comedor.

Üç yatak odası, bir mutfak, bir yemek odası, bir oturma odası ve bir banyosu var.

Hay tres dormitorios, una cocina, un comedor, un salón, y un cuarto de baño.

"Soyunma odası muhabbetini" duyduğunuzda,

Y ¿serán lo suficientemente hombres

üzerine mezar odası yaptır

construir una cámara funeraria en

Babamın odası çok büyüktür.

El cuarto de mi padre es muy grande.

Onun odası çok ufak.

Su pieza es muy chica.

Bekleme odası etrafına bakındı.

Él echó una mirada alrededor en la sala de espera.

Tom'un odası çok küçüktü.

El cuarto de Tom era muy pequeño.

Tom'un kendi odası var.

Tom tiene su propio dormitorio.

Bu, Tom'un yatak odası.

Esta es la pieza de Tom.

Onun kendi odası var.

Él tiene su habitación propia.

Tom'un odası temiz değildi.

El cuarto de Tom no estaba limpio.

Bayanların odası üçüncü kattadır.

- El baño de damas está en el tercer piso.
- El baño de mujeres se encuentra en el tercer piso.

Evimin altı odası var.

Mi casa tiene seis habitaciones.

Kardeşimin odası hep dağınıktır.

La pieza de mi hermano siempre está desordenada.

Onun odası her zaman düzensizdir.

Su habitación está siempre desordenada.

Onun yatak odası tam yukarıda.

- Su dormitorio queda aquí arriba.
- Su habitación queda justo arriba.

Bir yatak odası ayırtmak istiyorum.

Quisiera reservar un dormitorio.

Bir oyun odası, çocukları bekliyor.

A los niños les espera una sala de juegos.

Her çocuğun kendi odası var.

Cada niño tiene su propio cuarto.

Bu evin altı odası var.

Esta casa tiene seis habitaciones.

Tom'un odası çok büyük değil.

La habitación de Tom no es muy grande.

Bu Tom'un yatak odası mı?

¿Este es el dormitorio de Tom?

Yatak odası perdeleri kenarlarında soldu.

Las cortinas del dormitorio se han descolorado en los bordes.

Yatak odası penceresini açık bırakma.

- No dejes la ventana del cuarto abierta.
- No dejes la ventana de la recámara abierta.

Oradaki elbise deneme odası boş.

El probador de allá está desocupado.

Tom yatak odası pencerelerini açtı.

Tom abrió las ventanas de su cuarto.

Onun odası her zaman düzenli.

Su habitación siempre está ordenada.

Tom'un kendi yatak odası vardır.

Tom tiene su propio dormitorio.

Tom'un yatak odası kapısı kapalıydı.

La puerta del dormitorio de Tom estaba cerrada.

Tom yatak odası dolabını temizledi.

Tom limpió el armario en su dormitorio.

Tom'un odası çok temiz değil.

La habitación de Tom no está muy limpia.

Tom'un yatak odası kapısı kapalı.

La puerta de la habitación de Tom estaba cerrada.

Erkek kardeşimin odası her zaman dağınık.

- La habitación de mi hermano siempre está hecha un desastre.
- La pieza de mi hermano siempre está desordenada.

Bizim dairemizin beş tane odası var.

Nuestro departamento tiene cinco habitaciones.

Benim evimin iki yatak odası var.

Mi casa tiene dos dormitorios.

Tom'un dairesinin üç yatak odası var.

El departamento de Tom tiene tres dormitorios.

Bir otel odası rezerve etmek istiyorum.

Quisiera reservar una habitación en un hotel.

En büyük yatak odası güneye bakıyor.

El dormitorio más grande mira hacia el sur.

Tom yatak odası penceresinden dışarı atladı.

Tom saltó por la ventana de su habitación.

Erkeklerin odası sağda ve kadınlarınki solda.

El baño masculino está a la derecha y el femenino está a la izquierda.

Bay Johnson'ın odası büyük bir odaydı.

El cuarto del señor Johnson era un cuarto grande.

Evin bir yemek odası var mı?

¿La casa tiene comedor?

Kendisine ait büyük bir odası var.

Tiene una habitación grande para ella sola.

Apartman dairesinin üç yatak odası var mı?

¿El piso tiene tres habitaciones?

Oturma odası için bir tablo satın aldım.

Compré una mesa para el salón.

İki yatak odası olan bir daire arıyoruz.

Buscamos un apartamiento con dos dormitorios.

Tom'un evinin üç tane yatak odası var.

La casa de Tom tiene tres habitaciones.

Tom'un nehrin yanındaki otelde bir odası var.

Tom tiene una habitación en el hotel de al lado del río.

Tom'un odası Mary'ninkinden sadece biraz daha büyük.

- El cuarto de Tom es solo un poco más amplio que el de Mary.
- La habitación de Tom es solo un poco más grande que la de Mary.

Bu ev yakında, iki yatak odası ve bir oturma odası var, ve dekorasyonu kötü değil; ayda 1500.

- Esta casa queda cerca, tiene dos dormitorios y una sala de estar, y la decoración no es mala; vale 1.500 por mes.
- Esta casa está cerca, tiene dos dormitorios y una sala de estar, y la decoración no está mal; son 1.500 al mes.

Onun kendine ait büyük bir yatak odası var.

Tiene un gran dormitorio para ella sola.

Tom, Mary'nin yemek odası masasında bıraktığı elmayı yedi.

Tom se comió la manzana que había dejado Mary sobre la mesa del comedor.

Yatak odası duvarımda asılı dev bir timsah posteri var.

Tenía un enorme póster de un caimán en la pared de mi cuarto.

Bunun bir toplantı odası olduğunu gösteren hiçbir işaret yok.

No hay ninguna señal que indique que esto es una sala de reuniones.

"Bir otel odası rezervasyonu yaptınız mı?" "Henüz değil, üzgünüm."

"¿Ha usted reservado un cuarto de hotel?" "Aún no, lo siento."

- Fred'in evinde beş oda bulunmaktadır.
- Fred'in evinin beş odası var.

La casa de Fred tiene cinco cuartos.

- Mary'nin bir gömme gardırobu var.
- Mary'nin bir giyinme odası var.

María tiene un armario transitable para la ropa.

Polisler Tom'un yatak odası penceresinin dışında herhangi bir ayak izi bulamadılar.

La policía no pudo encontrar ninguna huella afuera de la ventana de la habitación de Tom.

Onlar Japon tarzı odayı duyduklarında insanların çoğu muhtemelen bir tatami odası düşünüyor.

Cuando oyen 'una habitación al estilo japonés', la mayoría de personas probablemente piensen en una habitación con tatamis.

- Dikkat! Muayene odası elli ikinci kattadır, yirmi dört ve yirmi altıncı muayenehaneler arasında.
- Dikkat! Muayenehane odası elli ikinci katta, yirmi dört ve yirmi altıncı odaların arasındadır.

¡Atención! La consulta número cincuenta está en la segunda planta, entre las consultas número veinticuatro y veintiséis.